Dünya

2019 yılı Latin Amerika'da yangın, kaza, protesto ve şiddet eylemleriyle geçti

Latin Amerika'da 2019 yılı; darbe girişimleri, şiddet eylemlerine dönüşen kanlı protestolar, hükümet değişimleri ve yangınlarla geçti.

2019 yılı Latin Amerika'da yangın, kaza, protesto ve şiddet eylemleriyle geçti
31-12-2019 14:37
Bogota

Amazon yangınlarında yüzbinlerce hektar ormanın yok olduğu kıtada, birçok ülkedeki protesto ve şiddet eylemlerinde en az 207 kişi öldü, boru hattı patlaması, terör saldırısı ve kazalar ise 446 kişinin canına mal oldu.

Düştüğü ekonomik ve siyasi krizden bir türlü çıkamayan Venezuela'da, ABD ve Batı destekli muhalif Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido, 23 Ocak'ta kendini geçici devlet başkanı ilan etti.

Devlet Başkanı Nicolas Maduro karşısında sokağa inen Guaido destekçilerinin günler süren gösterileri, bilhassa geceleri arka mahallelerde şiddet eylemlerine dönüştü.

23 Şubat'ta, ABD'nin yolladığı yardımları Kolombiya üzerinden ülkelerine sokmak isteyen Venezuelalı yüzlerce muhalif, sınırı kapatan güvenlik güçleriyle çatıştı.

Ülkenin girdiği şiddet sarmalı, 30 Nisan'da, Guaido ve ev hapsinden kaçırdığı lideri Leopoldo Lopez'in denediği askeri kalkışma ile zirveye ulaştı. Başkent Caracas'taki La Carlota Hava Üssü'nü ele geçirmeye çalışan muhalifler başarısız oldu.

Maduro'nun görevinin başında olduğu ülkede aylar süren protesto ve şiddet olaylarında ölenlerin sayısı 60'ı buldu.

Ekvador'u sallayan 10 günlük protestolar

Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno’nun Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yaptığı anlaşma çerçevesinde uygulamak istediği kemer sıkma politikaları, 3 Ekim'de büyük protestolarla karşılandı.

Akaryakıt sübvansiyonlarını da kaldıran düzenlemeler karşısında sürücüler ve işçi gruplarının sokaklara döküldüğü protestolar kısa sürede ülkenin birçok bölgesinde yağma ve şiddet eylemlerine dönüştü. Örgütlü yerlilerin de katıldığı protestolar karşısında başkent Quito'daki hükümet merkezini Quayaquil kentine taşıyan Moreno, olağanüstü hal ve kısmi sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Kırsaldan yola çıkarak Quito'ya ulaşan binlerce yerli, 13 Ekim'e kadar geniş katılımlı ve şiddetli protestolar düzenlemeye devam etti.

Moreno'nun ekonomik paketini geri çekmek ve yerlilerle masaya oturmak zorunda kaldığı protesto ve şiddet dalgası 7 göstericinin ölümüne neden oldu.

Kolombiya'da terör ve protestolar

Eski Devlet Başkanı Juan Manuel Santos'un elde ettiği barış anlaşması sayesinde kanlı günlerini bir nebze geride bırakan Kolombiya, halef Ivan Duque'nin müzakereleri durduğu silahlı isyancı sol grup Ulusal Kurtuluş Ordusunun (ELN) başkent Bogota'da 17 Ocak'ta düzenlediği terör saldırısıyla sarsıldı.

Polis okulunu hedef alan bombalı araç saldırısında 21 polis adayı hayatını kaybetti, yaklaşık 90 kişi yaralandı.

Kolombiya'da yaklaşık 4 ay süren protesto dalgası eylül sonlarında başkent Bogota'nın şehir üniversitesi Distrital'deki bir akademisyeninin kuruma ait kredi kartıyla şahsi harcamalar yaptığının ortaya çıkmasıyla başladı.

Hükümetin barış anlaşmasını tam uygulamadığı iddiaları, toplum liderlerine yönelik suikastlerin bir türlü engellenememesinin kamuoyunda oluşturduğu tepkinin yanında, Duque yönetiminin vergi, ücretler ve emeklilik konusunda yapmak istediği değişiklikler 21 Kasım'da ilan edilen grevle karşılık buldu.

Ülke geneline yayılan protestolar nedeniyle Bogota'da yaklaşık yarım yüzyıl sonra ilk kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Kolombiyalılar yasağa rağmen protestoların ilk günlerinde, geceleri yürüyüşlere ve tencere ya da sert isimlere vurarak yapılan "Cacerolazo" eylemlerine devam etti.

Yoğunluğu giderek azalsa da haftalar süren ve 4 genel grev ilan edilen protesto ve şiddet dalgasında 5 kişi öldü, aralarında güvenlik güçlerinin de bulunduğu 1000'den fazla kişi yaralandı.

Bolivya'da Evo dönemi sona erdi

Amazon yangınlarında 4 milyon hektardan fazla ormanını kaybeden Bolivya'nın siyasi yangını ise Devlet Başkanı Evo Morales'in yüzde 48 oyla önde tamamladığı 20 Ekim seçimleriyle başladı.

Seçimlerde hile yapıldığını belirten mağlup aday Carlos Mesa'nın sokak çağrısıyla başlayan protestolar birçok kentte seçim kurulu ve Morales yanlısı yöneticilere ait binaların kundaklandığı şiddet eylemlerine dönüştü.

Eylemlere neredeyse hiç müdahale etmeyen Bolivya polisi, 8 Kasım'da birçok kentte muhaliflere katılmaya başladı.

Başkent La Paz'daki polislerin de isyana katılmasıyla direnci düşen Evo Morales, Amerikan Devletleri Örgütünün (OAS) seçimlerde hile ve düzensizlik olduğuna dair yayımladığı ön rapor ve Bolivya ordusunun istifa çağrısının ardından 10 Kasım'da görevi bıraktı.

Geçici hükümetle dini ve siyasi bir makas değişimi yaşanan ülkede, Kızılderili bayrağı Whipala birçok yerde gönderden indirilip yakılırken bazı polisler de omuzlarındaki Whipala armalarını söktü.

Morales'in destek çağrılarına çok güçlü yanıt vermeyen binlerce yerli, Whipala'ya yapılan saygısızlıklar ve geçici hükümet karşısında 12 Kasım'dan itibaren ülkede sokağa çıkmaya ve önemli kentlere ulaşımı sağlayan karayollarını kapatmaya başladı.

Muhaliflerin şiddet eylemlerine dahi müdahale etmeyen Bolivya güvenlik güçleri, yerlilerin günler süren ve başkent La Paz'da gıda krizi yaşanmasına neden olan protesto ve yol kapatma eylemlerine oldukça sert yanıt verdi.

Bolivya'daki şiddet dalgasında çok büyük bölümü yerli protestoculardan oluşan 35 kişi hayatını kaybetti.

Meksika'da boru hattı patlaması ve çeteler

Meksika'da akaryakıt hırsızları 18 Ocak'ta Hidalgo eyaletine bağlı Tlahuelilpan kenti kırsalından geçen petrol boru hattını deldi. Onlarca köylünün de sızan akaryakıtı toplamak için akın ettiği bölgede, askerler kalabalık arttığı için müdahale edemedi.

Boru hattında saatler sonra büyük bir patlama meydana geldi, olay yerinde 68 kişinin kömürleştiği trajedi, toplam 137 kişinin canına mal oldu.

2006 yılında uyuşturucu kartellerine açılan ve hala galip gelinemeyen savaşın oluşturduğu şiddet sarmalında, 300 binden fazla kişinin öldüğü Meksika'da El Chapo lakaplı uyuşturucu baronu Joaquin Guzman’ın oğlu Ovidio, 17 Ekim'de güvenlik güçlerince yakalandı.

Sinaloa karteli üyelerinin, kenti birkaç saatliğine savaş alanına çevirdiği ve 13 kişinin hayatını kaybettiği olaylar, "Fare" lakaplı Ovidio'nun devlet tarafından serbest bırakmasıyla ancak sona erdi.

Arjantin'de seçim

Arjantin'de seçim yılı olarak adlandırılan 2019'da para politikaları nedeniyle çokça eleştirilen ve ülkede neo-liberalizmi temsil eden eski Devlet Başkanı Mauricio Macri, 27 Ekim'de düzenlenen genel seçimleri kaybederek başkanlık koltuğunu Alberto Fernandez'e kaptırdı.

Ülke siyasetinde önemli bir yeri olan eski Devlet Başkanı Cristina Kirchner'ın, seçimlerden önce kendisini devlet başkanı yardımcısı, Alberto Fernandez'i devlet başkanı adayı seçmesi, bir devlet başkanı yardımcısı adayının, devlet başkanı adayı seçmesiyle tarihe geçti.

Şili'de kanlı protestolar

Şili'de 2019 yılına damga vuran ve ülkeyi tarihindeki en zor döneminden geçmek zorunda bırakan sokak gösterileri, 6 Ekim'de Santiago metrosuna belirli saatler için yapılan zamla başladı ve 18 Ekim'de şiddetlenerek Devlet Başkanı Sebastian Pinera hükümeti karşıtı gösterilere dönüştü.

Kabine değişimi, ekonomik yardım paketlerinin uygulanması ve diktatör Augusto Pinochet döneminden kalma anayasanın yeniden yazılması kararını getiren protesto ve şiddet eylemlerinde 23 kişi hayatını kaybetti.

10 Aralık'ta ülkenin güneyinden, Antarktika'ya gitmek üzere havalanan ve 38 kişinin bulunduğu Şili Hava Kuvvetlerine ait C-130 Hercules tipi uçak radardan kayboldu. Kazadan 2 gün sonra yalnızca ceset ve enkaz parçaları bulunabildi.

Brezilya'da yangınlar ve baraj kazası

Brezilya'nın güneydoğusundaki Brumandinho kenti kırsalındaki bir demir cevheri madeninin atık barajı 25 Ocak'ta çöktü. 250'den fazla kişinin cevher atığı ve çamur altında kalarak can verdiği faciada birçok kişi kayboldu.

Yeryüzündeki oksijenin yüzde 20'sini sağlayan Amazon Yağmur Ormanları'nda 9 Ağustos'ta başlayan yangınlar 2,5 milyon hektarlık alanı yok etti ve haftalarca kontrol altına alınamadı.

Brezilya'da 2003-2010 yıllarında devlet başkanlığı görevini yürüten 74 yaşındaki Luiz Inacio Lula Da Silva, yolsuzluk ve kara para aklama suçlamaları nedeniyle yaklaşık 2 yıldır kaldığı hapisten, 8 Kasım'da tahliye edildi.

Haiti

Haiti'de, 7 Şubat'ta başkent Port-au-Prince ve diğer şehirlerde binlerce kişi, Venezuela hükümetinin 2005'te başlattığı petrol yardım programı "Petrocaribe" fonlarıyla ilgili yolsuzluk iddialarına tepki olarak, Devlet Başkanı Jovenel Moise'ye protesto gösterilerine başladı.

Moise'nin "ABD yanlısı olmakla" suçlandığı, ABD bayraklarının yakıldığı ve yıl içinde zaman zaman şiddetlenen gösterilerde 77 kişi hayatını kaybetti.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER