ZEYTİN'İN ÖYKÜSÜ
İnsanlık tarihi kadar eski öyküdür bu; “Zeytin'in Öyküsü”… Kadim bir geleneğin temsilcisidir Zeytin.
Bereket onunla anılır, barış onunla sağlanır, onun adının geçtiği her yerde sağlık hemen hatırlanır.
Emeğin ve alınterinin, sabrın ve özverinin bileşimidir Zeytin.
Bin emekle sürülüp çapalanır dipleri, sulanır gübrelenir zeytinin.
Bir bir budanır usta eller tarafından…
Masmavi sularda yüzen nazlı bir kuğu edasıyla salınırlar Kaz Dağlarından süzülüp gelen körfez rüzgârlarıyla.
Dal dal çiçeklenirler, derken her dal, zeytine keser ansızın.
Türküler eşliğinde toplanır nasırlı eller tarafından.
Kasa kasa, çuval çuval düşerler yollara.
Kâh bir fabrikanın yağhanesinde sıkılıp altın sarısı zeytinyağına dönüşür, dökülürler sofralara, kah bir salamurahanenin havuzlarında dinlenmeye çekilir, yerlerini alırlar kahvaltı masalarında sonra.
Sağlığı simgeler zeytin, ama illa barışı.
Rivayet odur ki; Tufan’ın bittiğinin müjdesini güvercin, gagasında zeytin dalıyla haber vermiştir Hz. Nuh'a.
Kutsal meyvedir Zeytin, bütün kutsal kitaplarda yer alan.
Bir türküdür zeytin, dilden dile dolanan.
Genetiği değiştirilemeyen, binlerce yıllık mucize, bin derde deva Zeytin ve Zeytinyağı altın çağını yaşıyor.
Dalından sofraya sevgi, emek, özveri ile gelen bu şifa deposu, sizi 7x24 korur, saf, natürel sızma zeytinyağı her gün her sofrada için, yiyin.
Şifa olsun.
.
Dr. Erdem Ulaş, dikGAZETE.com