USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YÜZ KARAMIZ: Miryokefalon Savaşı’nın yerinin tesbiti meselesi

10-11-2020

Miryokefalon Savaşı’nın yeri, tam 130 yıldır tesbit edilemedi; son yıllarda da, sorumsuz ve adından bahsettirmek isteyen kişilerce, yeni savaş yerleri iddia edilmeye başlandı. 

2001’den beri kesin bir dille Çivril Kûfi Boğazı’nı iddia edenler, 2015’den beri de Bağırsak-dere Boğazı’nı iddia etmeye başladılar.

1890 yılında “Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası adlı bir kitap yazan V. M. Remsi (W. M. Ramsay), Çivril-Homa-Düzbel’i iddia etmişken, Tomaşek’in ikazı üzerine 1897 yılında, hata ettiğini; savaşın Uluborlu’dan sonra ve Hoyran Gölü ile Kundanlı arasındaki Türk topraklarında vukû bulduğunu söylemiştir.

Remsi’nin karar değiştirmesine sebep, Miryokefalon Savaşı’ndan 14 yıl sonra yapılan Firederik Barbarossa’nın 3. Haçlı Seferine ait kaynak ki, bu kaynağa göre savaşın yeri, çok açık bellidir

Firederik, 27 Nisan sabahı Honaz yakınından yola çıktı, 29 Nisan akşamı Dinar, 30 Nisan Eldere-Çapalı köyü, 1 Mayıs Uluborlu önleri, 2 Mayıs akşamı göl ile dağ arasındaki Kayaağzı’na geldi. 

Gece Türkler, Haçlılara tekrar saldırdı ve bir Türk esir alındı. 

Esir Türk, Firederik’e, “03 Mayıs günü geçmek istediğiniz ve Rum kıralı Manuel’in mağlup düştüğü geçitte 30 binden çok Türk sizi bekliyor. Manuel’e yaptıklarını size yapacaklar der.

Bunun üzerine Firederik, Manuel’in yenik düştüğü Yenice Derbendi’ne girmedi ve Kayaağzı’nda Manuel’in yürüdüğü via regia’dan sola saptı; 03 Mayıs günü Bozdurmuş-beli üzerinden geçti ve 18 mil bir yürüyüşün sonunda aynı günün akşamı Oyniğan’a indi. (bk. Ek: Haritalar)

Anayol’un (via regia) Kemer Boğazı’ndan geçtiğini bilmeyen Remsi, Osman Turan, Ekkehard Aykof ve Tomaşek gibi birçok tarihçi, mecburen savaş yeri olarak Yalvaç-Kundanlı civarını gösterdi. 

Yılmaz Öztuna “Eğirdir Gölü’nün az kuzeyini”, Filibeli Ahmet Hilmi “Eğirdir’in kuzeyini” işaret etti. 

Hâl böyleyken bu zatların iddiasını çürütmeden, Hoyran Gölü’ne çok uzak bir yeri iddia etmek abesle iştigaldir.

Kaynak metni bilmeyen veya onu keyfine göre anlayan veya başka bir hesap peşinde koşan tarihçi, jeolog, eski çağcı ve coğrafyacı birçok zevat, kâh Remsi’nin vazgeçtiği Çivril civarını, kâh Konya yakınındaki Bağırsak-dere Boğazı gibi yerleri iddia etmeye başladılar ki, bu hâl bizim yüz karamızdır.  

Kaldı ki Işıltan’ın, Tzibritze Geçidi yüksek yamaçlarla çevrelenen uzun bir vadidir. Kuzeye doğru gittikçe dikliği azalır ve yayvan tepeler arasında geniş vadiler hâlini alır. Güneye doğru ise vadi dikleşir ve sarplaşır (Honiyates, 1995: 124) tercümesi yanlıştır. 

Doğrusu, “…diğer yanı (güneyi) dik uçurumlu kayalıklarla sonlanır” olmalıdır ki, bu tasvire Yenice Derbendi’nin dışındaki hiçbir iddia uymaz.

Firederik’in kaynağına göre savaş yeri, Kayaağzı’na azami yarım günlük (14 mil) mesafede olması gerekir ki, Denizli ve Konya iddialarının hiçbir ilmî ve mantıkî değeri olamaz. 

Hâlbuki Kundanlı ile aynı boylamdaki Yenice Sivrisi Remsi, Turan, Aykof, Tomaşek, Öztuna ve Ahmet Hilmi’yi tam karşılar.

Bağırsak-dere Boğazı müddeileri, Honiyates’in yanlış tercümesiyle hareket etti ve hudut olarak Eğirdir Gölü’nü göstermelerine rağmen, İmparator Manuel’e ait, “savaşın hudutta ve Türk topraklarında yapıldığına” dair kaydı görmezden geldi ve Konya halkını bir şey anlamaz sandı. 

Belki yanlış anlama, belki de bir maksada mebni, Süryani Mihail’i keyfine göre anladı ve Manuel’i huduttan itibaren beş gün Türk topraklarında yürüttü. 

Hâlbuki Manuel’in beş gündüzlük yürüyüşü Çivril-Homa’dan başlar.

Bunlar, kumandan Simbad’a ait Meltinis adını Meldinis, Meldos ve Bal Kalesi yaptı

Hâlbuki Bal Kalesi’nin tarihî adı Meldinis değil, Melissopetrion’dur. 

Simbad’daki kelimenin aslı ise Մելտինիս/ Meltinis” olup, anlamı “Malatyalı” demektir. 

Malatyalı denilen zat ise iki göl arasındaki ırmağa el-Battâl, ırmağın şarkındaki ovaya Hüseyin Ovası adının verilmesine sebep olan Battal Gâzî’dir. 

2 x 2’nin dört ettiği gibi açık bir mesele yıllardır çözülmedi.

Anayol’un yerini bildiren, Yenice Köyü Köprüsü’nü hiç merak etmeyen tarihçinin bol olduğu bir ülkede ancak, akıl ve iz’an sahibi kişilerin huzurunda herkes iddiasını açıklarsa, hak-batıl ortaya çıkacak ve mesele bitecektir. 

Biz hâlâ, mes’ûliyet duygusu taşıyan, ehl-i vicdan ve insaf, makam sahibi ve tarihçilerin çok olduğuna inanmak istiyoruz.

- 01 Mayıs’ta Uluborlu önünde konaklayan Firederik, 02 Mayıs 1190 Çarşamba günü Kayaağzı’nda konaklar. Türkler’in gece Haçlılara tekrar saldırması üzerine esir alınan bir Türk’ün, “03 Mayıs Perşembe günü geçeceğiniz ve Rum imparator Manuel’in mağlup olduğu geçitte otuz binden çok Türk sizi bekliyor, Manuel’e yaptıklarını size de yapacaklar” demesi üzerine, Firederik, Manuel’in yürüdüğü via regia (Kıral Yolu)’dan sola sapar ve 03 Mayıs Perşembe günü Bozdurmuş Beli’ni aşar. İşte bu hadise, savaş yerinin Yenice Sivrisi olduğunu gösterir.

- Alman İmparator Firederik Barbarossa ile Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’un hareket şeklini gösteren 200 bin ölçekli haritadır.

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Mustafa Kapar
Mustafa Kapar 10 ay önce
Ramazan bey ilim adamımı sınız?
Zira uslubunuz bilimle uğraşan birine benzemiyor. Bu uslüpla agresif ve saldırgan bir yazarı
aklı selim kimse dikkate almaz.
Tarihçi misiniz?
Tarih lisansınız var mı nerede yaptınız?
Greekçe, Osmanlıca bilginiz nedir?
Haa değilse metodunuz nedir?
Kaynak tenkitlerini neye göre yapıyorsunuz?
Zira gün gün Barbarossa şuraya geldi, buraya gitti diyorsunuz ya
o gün orada mıydınız
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
Yani Manuel Türk topraklarında Siblia'yı tamir ettirmesi mümkün değil. Sizin süt kuyusu teorisi bu yönden çöktü.
Sefer Uyanık
Sefer Uyanık 4 yıl önce
Siblia'yı yanlış yerde gösteriyorsunuz. Manuel Türk bölgesindeki kaleyi tamir ettirmesi mümkün mü? O yıllarda sizin köprü Selçuklu topraklarında idi. Sözüm sizi destekleyen akademisyenlere de. Ben sadece bir vatandaşım.
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
Niketas 'ın sözünü ettiği yerde Khoma ve yanında Siblia var. Manuel buraya tamir ettiriyor.
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
Ramazan bey Niketas'ı niye dikkate almıyorsunuz? Khoma sizin köprünün yanında değil ve ayrıca o dediğiniz yerler o yıllarda Türk topraklarının hayli içersinde.
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
Alman ordusunun Dinar'a kadar geldiği yer ve Menderes kaynakları belli. Ayrıca Bizans ordusunun 14 yıl önce geldiği yerler Denizli yöresi, Laodikya ve Honaz, Dinar Bizans toprakları içinde. Sizin önerdiğiniz yerlerse Türk toprakları içinde.
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
"sorumsuz ve adından bahsettirmek isteyen kişilerce, yeni savaş yerleri iddia edilmeye başlandı." diyorsunuz yukarıdaki bölümde. Bu ifadeler sizce de amacını aşmamış mı?
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
Ramazan bey tarihi coğrafyayı günümüz coğrafyasına uydurmak için Menderes kaynaklarını da götürdünüz. Denizli gitti, Laodikeia, Alaşehir Tzibritze gitti. Geriye de pek bi şey kalmadı. Ya, böyle tarihçilik mi olur? Şu anlattıklarınız hiçbir tarihsel yayında yok, farkında mısınız?
Ramazan Topraklı
Ramazan Topraklı 4 yıl önce
Sefer Bey, Menderes, Hoyran ve Eğirdir Gölleri arasındaki seyri kısa veya ağzı kaynağına yakın Büyük ve Küçük Menderes’ten farklı bir Menderes’tir. Bu Menderes’in kaynakları Kemer Boğazı’ndadır. Çivril-Homa, Beyşehir Kiçi ve Ulu Homa olmak üzere iki Homa, Manavgat’ta da bir Homa olduğunu bilinmektedir. Tarihi metinlere dikkatli okunursa bir Homa (Khoma, Coma) da Kemer Boğazı’nın batısında vardır. Kelene (Keleneus, Kelainai), Kemer Boğazı (Frigos Boğazı) ile Yenice Sivrisi arasındadır. Her yanı dik bayır olan Kelene Hisarı (Arrianos, 1945: 66), Yenice Sivrisi’dir. Marsyas adı Maziye (Marsia), Orgas adı, Örkenez (Organas) olarak hâlâ yaşamaktadır.
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
Manuel ordusu ile sizin göle gitmemiş. Homa nerede? Denizli ve Menderes kaynakları nerede?
Ramazan Topraklı
Ramazan Topraklı 4 yıl önce
Sefer Bey, ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Kaldı ki Işıltan’ın, “Tzibritze Geçidi yüksek yamaçlarla çevrelenen uzun bir vadidir. Kuzeye doğru gittikçe dikliği azalır ve yayvan tepeler arasında geniş vadiler hâlini alır. Güneye doğru ise vadi dikleşir ve sarplaşır” (Honiyates, 1995: 124) tercümesi yanlıştır. Doğrusu, “…diğer yanı (güneyi) dik uçurumlu kayalıklarla sonlanır” olmalıdır ki, bu tasvire Yenice Derbendi’nin dışındaki hiçbir iddia uymaz. Bu Honiyates değil mi?
sefer uyanık
sefer uyanık 4 yıl önce
Ramazan bey tarihi coğrafyayı tersyüz etmişsiniz. Niketes Khoniates'i dikkkate almıyorsunuz.