USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YEMEN: "İslâm âlemi"ndeki sıkıntıların aynası

28-08-2018

"Yemen’deki çocuklar..." diye başlık attığı yazısında Faruk Çakır, yoksulluğu ve yıllardır süren çatışmalarla katledilen masumiyete dikkat çekerek başladığı yazısında, hem son saldırılarla katledilen kadın ve çocuklara hem de bunu bile kınayamayan "İslam Ülkeleri"ne dikkat çekerken bu noktada kaybedilen imtihan ve Birleşmiş Milletler'in kınaması ile çıkan sonuca işaret etti, sorular sıraladı ve yazısını şöyle noktaladı: Yemen’de yaşananlar İslâm âleminin içinde bulunduğu sıkıntılara ayna tutuyor, ama bunu dahi göremiyoruz.

İşte yazısı

:

Masumların mağdur olduğu ülkelerden biri de Yemen.

Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Yemen’de yıllardır süren  çatışmalar, ülkede insanî krize sebep olmuş ve halk yardıma muhtaç hale gelmiş.

Yemen’de yaşayan yaklaşık 27 milyon insanın neredeyse dörtte üçü (20 milyon civarında) yardımlar olmadan yaşayamaz durumda.

Her kriz bölgesinde olduğu gibi burada da ‘koalisyon güçleri’ devrede.

Mart 2015’ten bu yana ‘Husiler’i hedef alan hava saldırıları oluyor. 

Yemen bir İslâm beldesi olduğuna göre burada kan akmaması ve masumların zarar görmemesi en büyük hedef olmalı.

Her ne  sebeple olursa olsun masumlar, çocuklar ve kadınların öldürülmesine sessiz kalmak İslâm âleminin bu noktada imtihanı kaybettiğini akla getiriyor.

ÇOCUKLARIN ÖLMESİ KARŞILIĞINDA İSLÂMLIĞIN VE İNSANLIĞIN SESSİZ KALMASI...

Suudi Arabistan öncülüğündeki ‘koalisyon güçleri’nin Yemen’de Husilerin kontrolündeki Hudeyde şehrinde düzenlediği hava  saldırılarında şimdilik en son olarak 26 çocuk ve 4 kadının ölmesi, Birleşmiş Milletler’in tepkisine sebep olmuş.

9 Ağustos’ta düzenlenen benzer bir hava saldırısında da 40 çocuk ölmüştü.

Çocukların ölmesi karşısında insanlığın ve İslâmlığın sessiz kalması kabul edilebilir mi?

Hiçbir şey yapılamazsa dahi hiç değilse bunun bir haksızlık ve zulüm olduğu da ilân edilemez mi?

Niçin Yemen’de yaşananlar karşısında bu kadar sessiz, bu kadar hissiz, bu kadar ilgisiz olduk?

Siyasetçileri bir yana bıraksak bile; hak, hukuk ve adalet için yola çıktıklarını ilân eden sivil toplum kuruluşları ve dernekler bu haksızlık karşısında niçin susmayı tercih eder?

Çok büyük bir çelişki yaşanıyor.

Yemen’de yaşayanlar da Müslüman, ona bomba atanlarla ‘koalisyon kuran’ da başka bir  Müslüman ülkesi.

Yetmiyor, çocukların bombalarla öldürülmesine sessiz kalanlar da yine Müslüman ülkelerde yaşayanlar ve oralarda idareci olan siyasetçiler.

Bütün bunlar olsa olsa kıyamet alâmeti olabilir! 

İSLAM ÜLKELERİNİN İDARECİLERİNİN AKLINA KINAMAK DAHİ GELMİYOR!..

Şu haber bizi düşündürmeli:

“Birleşmiş Milletler (BM) Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Yemen’de Husilerin kontrolündeki Hudeyde şehrinde düzenlediği hava saldırılarında 26 çocuk ve dört kadının vefat etmesine tepki gösterdi. Hudeyde’nin El Durayhimi bölgesindeki saldırılar, hem Birleşmiş Milletler (BM) İnsanî İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock hem de BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Genel Direktörü Henrietta Fore tarafından kınandı. Hudeyde’deki iki ayrı saldırıda ölen çocuk ve kadınların, bölgedeki çatışmalardan kaçan siviller olduğu belirtildi.” (www.dw.com/tr, 24 Ağustos  2018)

Sabah akşam haklı olarak tenkit ettiğimiz Birleşmiş Milletler yöneticilerinin Yemen’de yaşananları kınaması elbette çok doğru.

Ancak bunun belki de yüz katını İslâm ülkelerinin idarecilerinin yapması gerekmez mi?

Kınamaktan ziyade icraat gerektiği de  elbette doğrudur. Fakat İslâm ülkelerinin idarecileri, en basitinden kınamayı dahi akıllarına getirmiyorlar.

İSLÂM ÂLEMİNDEKİ SIKINTILARA TUTULAN AYNAYI DAHİ GÖREMİYORUZ!..

Yemen’de yaşananların Türkiye’nin gündemini meşgul etmemesi çok acı.

Bu durumdaki bir İslâm ülkesinde neler yaşandığını dahi doğru dürüst öğrenemiyoruz.

Tepkileri de ‘yabancılar’ gösteriyor, haberleri de ‘yabancılar’ veriyor. 

Kısaca Yemen’de yaşananlar İslâm âleminin içinde bulunduğu sıkıntılara ayna tutuyor, ama bunu dahi göremiyoruz.

Allah  sonumuzu hayırlı etsin inşallah. Amin.

Faruk Çakır, Yeni Asya -28 Ağustos 2018, Salı-

.

Yazıda siyahlaştırma ve fazladan bazı paragraf atlatmalarla ara başlıklar bize aittir.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?