"Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol!" (Mevlana)
Bu sözü başkalarına öğüt vermek amacıyla yazıya dökme niyetinde değilim. Keza, her birimiz abartılı görüntülerimizden ziyade görünmez taraflarımızla insanız.
Hatalar yapmak, Allah'ın bağışlayıcı isminin bir tecellesi. Ancak, kendini sanat, edebiyat, din gibi konularda hatırı sayılır bir konuma getirdikten sonra işledikleri fiileri ortaya çıkan malum yazarları "..ama karşı taraf da şöylee..." diyerek savunmak kadar çirkin bir ifade olamaz.
İnsanlar olarak, daha az çirkin olanın tarafını savunmak da neyin nesi?
Çamurda bocalamak gibi bir şey bu.
Daha az çamura batsan da yıkayacaksın, kirini pisini.
Her insan, kendi yaptıklarından sorumludur.
Kişisel olarak, başka insanlarda biraz hayal kırıklığı, güvensizlik bırakır geçer gider.
Ancak ahlâk, sanat, din vb. gömleği altında yapılan her fütursuz hareket, güzel niyetli herkesin yolunu kesiyor.
Okuduğun her güzel kitap, duyduğun her söz için "acaba sözünün insanı mı" demek durumunda kalıyoruz.
Düşünün!..
"Altından kalkamayacağım hataların sorumluluklarına hazır mıyım, insanların inançlarına, değerlerine kendi elimle ne denli zarar veririm!.." düşünün ya hu!
Hata yapma fırsatını Ademoğluna veren, düşünme kabiliyetini de vermiş.
Kimsenin kimseye tutunamadığı bu çağda, kitaplara tutunmaya çabalayan insanlarız bir avuç.
İşte tam bu sebeple, ya olduğun gibi görün ya da görünme en azından kıymet verdiğimiz alanlarda..
Süslü kelimelerini aslını kaplamak için kullanmayan özüyle, sözüyle bir olan her şey var olsun..
.
Betül Özey, dikGAZETE.com
-Psikolog-Sosyolog-
