Evet..
Yine sahnelenen; “Bilimsel veriler” (!) ile süslenen, oyuncu olduğumuzun farkına dahi varamadığımız “tiyatrolar”dan birinin daha tam ortasındayız.
Çirkin hizmetlerinin temellerini atabilmek için uydurdukları bu sahneleri kulislerde yazıp çiziyorlar ama bedelini evlatlarımız; yanan ciğerlerimiz ödüyor.
Ne demişler bundan tam 26 sene önce bakalım..
“Homoseksizm” denilen illetin tehlikeli ve bilimsel yalanlarla süslenen savları, Türkiye basınında 1993 yıllarında manşet olmaya başladı.
Hürriyet gazetesi başta olmak üzere, tüm Türk gazeteleri ve medya organları, gündemlerine o dönemde pek itibar edilmeyecek ama bugün her ocağa ateş düşürecek bir "haber" taşıdı:
"EŞCİNSELLİK GENİ BULUNDU” (!)
Eşcinselliği, “Genetik bir hastalık” gibi lanse ettikten sonra,
“Nature Neuroscience” dergisi başta olmak üzere bir çok dergide yayınladıkları makalelerle “Eşcinsellik geninin bulunduğunu, üstelik tedavi edildiğini…” (!) davul zurna eşliğinde duyurdular.
Yani, “Eşcinsellik bir hastalık, tedavisi de var ama çok pahalı!..”
İşte efendim, anne hamileyken bir dünya test yaptıracak, çocuğu eşcinsel ise onu kürtaj ile öldürecek! Bu genetik tanılar da çok pahalı; fakirin fukaranın parası yok, bu testi yaptıramaz; dolayısı ile tüm "Yoksul kesimin evlatları eş cinsel doğacak!” ifadelerini kullanarak da gazetelere çarşaf çarşaf bu haberleri taşıdılar.
Bunu kimler söyledi?
-Koca koca bilim adamları!
Bunu kimler manşete çekip, beyinlere empoze etti?
-Bizim medyamız!
Bugün kimler eş-cinsel?
-Önünü alamadık, ummadık mahallelerin çocukları, fakirin fukaranın yavruları eşcinsel..
Hem de onların bile bile finans sağlayıp zengin ve lükse özendirdikleri piyonlara bir bakın.
Nerede eşcinsel bir profil varsa, bir anda lüks içinde yaşamaya başlıyor!..
Biraz oturup düşününce her taş oturuyor aslında yerine.
26 sene yemedi-içmedi bunun için her yolu denediler ve sonuç?
Çırpınıyoruz, deliriyoruz, “Yapmayın/etmeyin!..” diyoruz ama önünü alamıyoruz.
Çünkü şunu hep göz ardı ettik.
Dünyanın en büyük ilaç firmalarının stratejileri, sağlıklı insanları hedefliyor.
"Nasıl iyileştiririz de bu ilaca gerek kalmaz değil de, nasıl sürünürler de bu ilacı bir ömür satarız" zihniyeti üzerine kurulmuş bir sistemdir bu.
Ve “Resmi bilimin onayladıklarına TAPINMAK” ne yazık ki bizleri bugün yaşadığımız çıkmazlara kadar götürdü.
Ne dediler bizlere?
-Efendim biz sizin iyiliğinizi düşünüyoruz! Bu yüzden ileride genetik mühendisliği ile sağlıklı genleri, sizin hasta olan DNA'nıza enjekte edeceğiz ve bu şekilde sizin bozuk genleriniz onarılacak! Size çok büyük bir iyiliği bu ilerleyen teknolojinin…
-Sağolun ya!.. Eksik olmayın. (!)
Normal şekilde okuyunca nasıl masum bir açıklama değil mi!..
Ama aslında;
-Daha anne karnındaki masum bebeklerin genleriyle oynayıp, genetiklerini bozacaklarına dair yaptıkları bir itiraftı bu!
"BİZ SİZİN GENLERİNİZİ BOZDUK” DEMEDİLER DE “EŞCİNSEL BİR GEN BULDUK” (!) dediler..
Sahi herkes Oktar Babuna'nın binlerce Türk'ün kanını Amerika'ya kaçırdığına, yani kazanın doğurduğuna inanıyor da, öldüğüne neden inanmıyor!
Nereye gitti binlerce hemşerimizin kanı?
Türk'lerin gen haritasını çıkardılar değil mi?
Bugünde o genler ile oynayıp bizlere de “Hastasınız!..” diye yutturuyorlar; hadi ordan!
Hasta bir insanın genine, “Sağlıklı gen” enjekte ettiklerini söylüyorlar da ya sağlıklı insan genine hasta gen enjekte etmeyeceklerine dair garantileri ne?
Nasıl güveniyoruz böyle gözlerimiz kapalı?
"Sağlıklı olmak" sadece organların iyi durumda olması mıdır?
Biyolojik olarak sağlıklı görünen biri, cinsel sapkınlıklar içinde yaşıyorsa kim bu kişiye "sağlıklı" diyebilir?
“Kanlarınızı yollamayın!..” dedik; “Bilim düşmanı” olduk..
“Bunlar büyük oyunlar izlemeyin!..” dedik; “Gerici/yobaz” olduk..
Ne diyelim!..
“L” geldi, “B” geldi, “G” geldi, “T” geldi… Eyvallah dedik..
Bunlar artık topluma yerleşti.
Yarın “LGBT”nin sonuna “P” de eklenecek!..
"Aşk, aşktır" denilerek “Pedofili”yi de ekleyecekler bu iğrenç kavramlarının yanına.
Süt kokulularınıza göz dikecekler..
İşte o gün, 26 sene önce Hürriyet gazetesinin attığı bu manşet gelsin aklınıza.
“Bu işlemler büyük maddi güç gerektirdiği için; eşcinsellik bir çok hastalık gibi yoksul kesime özgü bir ‘ÖZÜR' haline gelecek.." -Hürriyet Gazetesi, 21 Temmuz 1993-
Kim dost, kim düşman artık anlarsınız.
Bizler ise taşlanmaya devam edeceğiz.
Selam ve dua ile..
.
Yağmur Mirzayeva İbiç, dikGAZETE.com