“Türk-Amerikan dostluğunun kısa hikayesi” başlığı altındaki yazısının son paragrafında yer alan cümleyi başlığa çıkardığımız yazısında Kurtuluş Tayiz, o hikayeden çarpıcı noktalar aktardıktan sonra bu cümleye gelmeden önce de bakın neler dedi… İşte yazısı
:
Türkiye, yıllarca ABD ve İsrail’in kapısında deyim yerindeyse istihbarat dilendi.
ABD ve İsrail’in, terör örgütüne ilişkin bilgileri Ankara’ya aktaracağı düşünüldü.
Bu konuda bir sürü de sözde anlaşma yapıldı.
Dünya kadar masraf edildi.
Sonuçta ABD’nin Ankara ile değil, PKK/PYD’nin stratejik ortağı olduğu ortaya çıktı.
ABD, ÖRGÜT LİDERLERİNE KORUMA DA SAĞLIYOR…
Türkiye’ye verilmeyen silahlar bugün terör örgütüne bedavaya veriliyor.
Türkiye’nin operasyonları hakkında örgüte anlık istihbarat bilgisi de sunuluyor.
ABD, örgüte kripto iletişim araçları sağladığı gibi, terör örgütü liderlerine koruma da sağlıyor.
Ankara’nın bugüne kadar Kandil’deki örgüt liderlerinden birine bile zarar verememesi, bu kişilerin ABD koruması altında olduğunu açık ve net bir şekilde göstermekte.
ABD, Ankara’nın operasyonlarını önceden Kandil’e uçurarak terör örgütüne hep koruma sağladı.
Kuzey Irak’ta Türk istihbaratçılarını tuzağa düşürenin ABD’den başkası olduğunu mu sanıyorsunuz?
PKK’NIN ARKASINDA, ABD, İSRAİL VE NATO BULUNMAKTA...
ABD, yıllardır Türkiye’ye karşı asimetrik bir savaş sürdürüyor.
Bir avuç haini saymazsak bu gerçeği anlamayan kalmadı.
40 bin vatandaşımızı şehit eden terör örgütünün arkasında ABD, İsrail ve NATO bulunmakta.
Ankara bu gerçeği gördükten sonra devletin bekasının tehlike altında olduğunu kavradı.
Yarım asrı geçen Amerikan-Türk stratejik dostluğunun büyük bir aldatmaca olduğu bugün daha iyi görülüyor.
15 Temmuz darbe kalkışması Türkiye için bir milattır.
Darbenin arkasında ABD vardır ve bu gerçeği gizleme gereği bile duymamıştır.
Fetullah Gülen’i Pensilvanya’da korumaya devam ederek, yeni bir darbe peşinde olduğunu da açıkça ilan etmiştir.
ZEYTİN DALI HAREKATI, ABD KARA GÜCÜ OLAN PKK İLE FETÖ’YE KARŞI BAŞLATILAN BİR OPERASYONDUR...
Türkiye’nin bekasını tehdit eden örgütler (FETÖ ve PKK) aynı zamanda ABD’nin kara gücü-müttefiki konumundadır.
O halde ABD’yle köprüleri yakmadan devletin bekasını korumak mümkün değildir.
Zeytin Dalı Harekatı, ABD’nin kara gücüne karşı başlatılan bir operasyondur, dolayısıyla ABD’yi ve ABD’nin bu bölgedeki planlarını hedeflemektedir.
Ankara’nın bu aşamaya gelmesi büyük bir başarıdır.
Sonunda şeytanın bacağı kırılmış, ABD’nin aşılamaz sandığı eşiği,Türk Silahlı Kuvvetleri son derece profesyonel bir operasyonla aşmıştır.
Fırat’ın batısı da, doğusu da artık Türkiye’nin hedefindedir.
Terör örgütü Irak sınırına kadar olan bölgeden temizlenecektir.
ABD’nin operasyonu sınırlı tutması için Ankara’ya yaptığı baskılar da sonuç vermedi.
Ankara, PKK/PYD’ye karşı planladığı operasyonu Afrin’i tümden ele geçirene kadar kararlı bir şekilde yürütmeyi sürdürecektir.
Ardından sıra Menbiç’e ve Fırat’ın doğusuna gelecek.
ABD’NİN PLANLARINI BOZMAK İÇİN...
ABD’nin 40 yıldır kurduğu oyunu bozan Tayyip Erdoğan oldu.
Güney sınırlarımızda terör devletini kurarken, Ankara’da buna direnecek bir siyasi iradenin çıkmayacağını düşünüyorlardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu planlara direndiği için 15 Temmuzdarbesine kalkıştılar.
Millet darbeye direnince işler tam tersine döndü; Ankara, ABD’nin planlarını bozmak için TSK’yı Suriye’ye soktu.
Zeytin Dalı Harekatı, Türk Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfa açmıştır.
Yarım asrı geçen Türk Amerikan ortaklığı bitmiştir.
Yeni bir sayfa açılması için de Amerika’nın bugünkünden farklı şeyler söylemesi ve yapması gerekiyor ki, bunun henüz çok uzağındayız.
Kurtuluş Tayiz, Akşam -29 Ocak 2018, Pazartesi-
:
Yazıda bazı paragraf açmalar ve siyahlaştırmalarla ara başlıklar bize aittir.
dikGAZETE.com
