Neden konuşmadığımız ya da kullanmadığımız hizmete onlarca lira ödüyoruz?..
Hiç düşündük mü acaba?!..
Sizleri bilmem; ama benim hizmet gördüğüm iletişim araçlarından cep ve sabit telefon hattı için ödediğim miktarı, sonuna kadar kullanamıyorum...
Sadece ihtiyaç halinde kullanmaya çalıştığımdan, tercih ettiğim tarifeyi bitiremiyorum...
Belki benim gibi böyle kullanıcılar olduğunu kabul ederek, bazı gerçekleri paylaşmak istiyorum.
Burada birilerinin bam teline basmak gibi bir gayem yok, sadece bir- iki hakikati dile getirmek istiyorum.
Ülkemizde iletişim vazifesi yapan üç büyük şirketin 2020 yılı net kârı yaklaşık olarak 12 milyar TL'yi geçiyor...
Muazzam bir kazanç değil mi?
Bu miktar, bizim konuşmalarımızdan ve diğer iletişim için kullanmayı tercih ettiğimiz uygulamalardan elde edilen kazanç...
Bizim, kimsenin kazancında gözümüz yok; lâkin sunulan hizmetlerde biraz dürüstlük ve adalet olmalı...
Satın aldığım kullanmadığım dakikalarım boşa gitmemeli... Ya da sadece hizmet gördüğüm kadarının bedelini ödemeliyim...
Tercihler, istikbale doğru "şu kadar konuşmalı veya mesaj gönderme" mecburiyeti olmamalı...
Kullandığımın, hizmet gördüğümün bedelini ödemeliyim...
Neden yapamayacağım veya ileride ne olacağını bilmediğim dikte ettirilen "bir tercihin" ücretini peşin peşin ödüyorum.
Sunulan tarife seçeneklerinde neden müşterinin tercihi nazar-ı dikkate alınmıyor?
İlla ki, sunulan sınırlı teklifleri tercihe zorlanıyoruz?..
Bir de bu işlemler, “müşteri temsilcisi” ve otomatik operatör ile yapılıyor, konuşmaları ve sunulan teklifleri muhatabın hızlı olarak ifadesiyle, tam anlaşılamadan müşteri, “bir an önce oldu-bitti”ye getirilerek fazla seçenekler sunulmadan hemen karar vermeye zorlanılıyor...
Sonrasında ise “itiraz ve ret” gibi durumlara gidemiyorsunuz, o durumda ise; “siz bunları, kabul ettiniz, onay verdiniz” cevabını alıyorsunuz...
Kuzu kuzu sesinizi çıkarmadan almadığınız, kulanmadığınız iletişim hizmetinin ücretlerini, taahhüt edilen vakit içerisinde her ay ödüyorsunuz?...
Aile bütçesinden belirli miktar, ister kullanın ister kullanmayın ayırmak zorundasınız...
Sonra bu şirketler, sene sonunda açıkladıkları gelir miktarını ifade ederken; “bizim şirketimizin işte ... şu kadar net kârı oldu!..” diye “başarı olarak” değerlendirerek arkalarına yaslanıp, gerile gerile basın toplantıları yaparak anlatıyorlar (!) ...
Halbuki, işin aslında benden peşin olarak, taahhüt edilerek ve tam hizmet alınmadan sunulan tek taraflı tarifelerden elde edilen kazanç olduğu pek akıllara bile gelmez!...
Dostlar, uyanık olmalıyız!..
Tabii ki günümüzde iletişim çok önemli, hele şu teknoloji çağında bunu kimse ret edemez!...
Lâkin birileri de bunları, kendi lehlerine çevirmemeli...
Verilmeyen ya da yarım kalan hizmetlerden ücret alınmamalı...
İsteyen de kullandığının, hizmet gördüğü kadarının faturasını, çeşitli tuzaklara düşürülmeden ödemeli...
Neden istikbal için ben, “şu kadar konuşmaya” zorlanıyorum?...
İhtiyaç hissedersem, lazım olursa konuşmamın karşılığını elbette öderim; ama konuşmadığımın da bedelini ödememeliyim değil mi?!..
***
MEVLİD KANDİLİ
Sevgili Efendimiz, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)'in önümüzdeki Pazartesi gecesi (17 Ekim 2021) Rebîu'l-Evvel ayının 12. gecesi dünyayı teşriflerinin yıl dönümü... Rabbimizden O'nun ümmeti olmayı ve O'nun yolundan gitmeyi niyaz ederek, günahlarımızın affını dilerim... (Amin!..)
Dostlar, mübarek gecemiz, hayırlara vesile olsun…
.
Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com