Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 27 Eylül’de ABD’de katıldığı bir konferansta, Türkiye’nin McKinsey adlı şirketle anlaştığını duyurmuştu. Albayrak’ın açıklamasının ardından bazı (muhafazakârlardan bir elin parmaklarından az) kesimlerde tartışma başlayıp, tepkiler gelmiş; bazı kesim ve kişilerden ise destek bulmuştu!
Örnek vermek gerekirse, McKinsey tepkisinin cılız hali başta Şaban Dişli ataması olmak üzere bazı atamalar konusunda yine İslami kesimden tepki almış fakat McKinsey tepkisi gibi yüksek telden olmadığı gibi, zannedersem dikkate de alınmamıştı!
Şaibeli bir adam olan Dişli, geçmişte, AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde İstanbul’daki bir araziyle ilgili yüz kızartıcı suçlamaların muhatabı olmuş ve zannedersem Başbakan Yardımcılığı görevinden alınmış ya da bırakmıştı.
Yine geçmişte "Doğan görünümlü" bozuk; beyaz bir Şahin’e sahip kardeşi Recep, parasızlıktan tamirciye gidemeyip, arabayı vurdurarak çalıştırırken, bugün TIR filoları sahibi olmasının da Şaban Dişli’nin Kıbrıs’a götürmediği valizlerle ilgili olduğunun söylenmesi gibi!..
Bütün bunlara rağmen, Şaban Dişli’nin büyükelçi olarak ataması yapıldı!
*
Daha başka atamalar da var… Bir örnek daha…
FETÖ ile mücadeleye ilk başlayanlardan biri olan Nurettin Veren, “FETÖ iltisaklı atamalar, halkın Erdoğan'a olan güvenini sarsıyor” başlıklı yazısında ve daha sonra bir radyoda katıldığı programda; “Bu tip yanlışlar halkımızın Erdoğan'ın Başkanlık sistemine olan güvenini, gittikçe sarsmaktadır. Hatta 'AK Parti ile FETÖ masa altından el mi sıkışıyor?' diyenler var. Ben de bunu söylüyorum, yazdım. Çünkü dost acı söyler...” ifadesini kullanarak; Politika Kurulu listesinde yer alan Prof. Beril Dedeoğlu'na ilişkin; “Beril Dedeoğlu'nun dokunulmaz olması bilinçli bir anlaşma varmış gibi hissettiriyor. Onun konumundakiler müebbet hapisle yargılanıyor” şeklinde konuştu.
*
Anlaşmaya dönelim…
Neticede, 23 yıldır Türkiye’de de faaliyet gösteren ABD’li (ABD Türkiye’nin düşmanıdır) McKinsey şirketiyle ilgili AK Parti'ye oy verenler de dahil, haklı tepkiler artınca Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Geçen bütün bakan arkadaşlarıma söyledim, bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim. Hiç gerek yok, biz bize yeteriz” diyerek, şirketten hizmet almayacaklarını duyurdu!..
ABD’li bir şirketten Türkiye ekonomisine danışmanlık alınmak istenmişse, ülkemizdeki ekonomistler ya da ekonomi bakanı ve bürokratlar mı yetersiz görülmüş veya görevlendirirken liyakatleri göz ardı mı edilmiş diye çeşitli akıllara sorular geliyor!..
Ama akılları esas kurcalayan, anlaşmanın yapıldığının açıklandığı günlerde aleyhte yazan ve konuşanları, yine gerek yazarak gerek konuşarak vatan haini ilan edenlerin olmasıydı!
Oysa insanda olması gereken, sonu nereye varırsa varsın doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilme erdemliliğidir!
Evet, siz ne derseniz deyin atamalar ve McKinsey anlaşması yanlıştır!
Ve yanlışın birinden dönülmüştür!..
Fakat McKinsey anlaşmasına tepki gösterenleri hain ilan edenler, Erdoğan’ın açıklamasından sonra ‘rüzgar gülleri’ni kıskandırmışlardır!
Rüzgar gülleri canlı olsa ve konuşabilseydi bu durum karşısında; ‘Biz bunların hızına ve dönmesine yetişemeyiz’ diyerek hiç dönmezlerdi!..
İşte bunlar; “Bazı insanların da yan etkileri vardır. Bazıları başını döndürürken, bazıları mideni bulandırır” diyerek tarif edilen tiplerdir!..
Bunların söyleyip yazdıkları dikkate alınırsa hem dikkate alana hem de ülkeye yan etki yaparlar!..
***
Şiirle anmak…
“Görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa/korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatli bir bombadır patlar
an gelir
Attilâ İlhan ölür.”
-11 Ekim Attilâ İlhan’ın ölüm yıl dönümüydü.-
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter: @alimevlutkaya