Gündem yine çok hızla değişiyor. “Suç örgütü lideri” olarak anılan Sedat Peker, “YouTube”a ilk videosunu yüklediği 2 Mayıs tarihinden, bu yazının yazıldığı güne kadar toplam yedi uzun video yayımladı ve geçen Pazar yayımladığı videosu, sadece kendi kanalı üstünden iki gün içinde 12 milyondan fazla izleyiciye ulaştı.
Bu konuya dair, tarafsız ve bağımsız yargı makamlarının iddiaları soruşturması gerektiğini hepimizin bildiğini ve süreci şaşkınlık ve merak ile izlediğimizi belirtmekle yetineceğim.
Bugünkü yazının gündemi İçişleri Bakanlığı değil. Bugün paylaşmak istediğim konunun muhatabı Tarım ve Orman Bakanlığı. Bu konu, bir “hayat meselesi”. Bu olay, sadece hayvan hakları olarak nitelendirilmemeli zira doğaya dair ne varsa aslında doğrudan insan hayatı ile ilgili. Konu; yaban keçilerinin avlanması için ihalelerin açılması.
ANKA Haber Ajansı kaynaklı Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan 24 Mayıs tarihli haberde, Tarım ve Orman Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü’nün 17 Haziran 2020 tarihinde 47 adet yaban keçisinin avlanması için ihaleye çıkmış olduğu belirtiliyor. Antalya, Isparta, Burdur, Denizli, Kaş Platformu (A Platformu) sözcüsü ile iki çevreci aktivistin ise ihaleyi yargıya taşıdığı, haberde yer alan bir diğer detay.
Isparta İdare Mahkemesi ise ihaleyi iptal etmiş ancak bu karar, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından temyiz edilmiş. Cumhuriyet’in haberine göre; Bakanlık, dilekçesinde av ihalesini şu gerekçeye dayandırmış:
“Zayıf, hasta, genetik deformasyona sahip ve üreme yeteneği düşük, yaşlı bireylerin ve evcil hayvanlarla çiftleşme sonucu oluşan melezlerin popülasyondan çıkarılmak isteniyor. Kırsal kalkınmaya destek vermek amacıyla avlanmasına izin verildi”
Anadolu Ajansı’ndan Enes Duran imzalı 30 Kasım 2020 tarihli haberde ise, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi kapsamında, yaklaşık 852 bin 644 koordinatlı noktada 13 bin 409 bitki ve hayvan türünün tespit edildiği belirtiliyor.
Aynı haberde, Türkiye’nin, Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olmak üzere farklı bitki coğrafyalarına sahip olması dolayısıyla zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğu da ifade ediliyor.
Bu çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik biyolojik çeşitliliğe ilişkin veri tabanları oluşturulması gibi çalışmalar da Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde hayata geçirilmiş.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda önemli çalışmaları olduğunu biliyoruz.
Örneğin Filiz Demirayak tarafından “TÜBITAK VIZYON 2023 Projesi Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Paneli” için hazırlanan 2002 tarihli çalışma güzel bir örnek. İnternetten çalışmaya ulaşabilirsiniz, eski de olsa çevreyi korumaya yönelik atılan adımları göstermesi açısından önemli.
Öte yandan, geçtiğimiz günlerde “change.org" sitesi üzerinden de “Avcılık tamamen yasaklansın!” başlığıyla açılan imza kampanyasında “Kara Avcılığı Kanunu”nun ivedilikle değişmesi ve “Doğa Koruma Kanunu” olarak yeniden düzenlenmesinin talep edildiği biliniyor.
Yazımı, aklıma takılan önemli bir soru ile noktalamak istiyorum: Anadolu Ajansı’nın yukarıda değindiğim haberine göre, “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi” kapsamında yürütülen çalışmalar neticesinde biyolojik çeşitliliğin korunmasına ilişkin önemli çalışmalar yapılıyorken yaban keçilerinin ihale ile avlanması kararı, doğayı ve biyolojik çeşitliliği korumanın neresinde duruyor?
.
Dr. Begüm Burak, dikGAZETE.com