
YA HU! İNSAN KENDİNİ BU KADAR MI AÇIK EDER?
Biri bizi İngiltere’ye şikâyet ediyor…
Hapiste olan cumhurbaşkanı adayları, Silivri’den New York Times’a yazı gönderiyor. Hanımı daha bir küreselci takılarak The Economist’e yazıyor.
Ama neden tutuklandığı meselesine hiç değinmiyor. “Mağdurum ben mağdurum…” türküsünü çalmaktan öteye gidemiyorlar.
Mezkûr batılı medya da,
Aynen bir arzuhalci gibi üşenmeden mızıldanmalarını uzun uzun yayımlamış.
Hani olur ya;
İngiltere’den bir şey çıkmazsa ABD’den yardım gelir diye…
PEKİ, GENEL BAŞKANLARI NE YAPIYOR?
O daha da ileri giderek Resmi yayın kuruluşu vasıtası ile İngiltere’den direkt yardım istiyor.
Ya hu insan kendini bu kadar mı açık eder.
Biz bunların batıcı ve mandacı olduklarını biliyorduk
Ama…
Mevzuyu bu şekilde onlar kadar net anlatamıyorduk.
ÜLKESİNİ ŞİKÂYET EDEN NANKÖRLER!..
Demirel’i hiç sevmedim.
Ne siyasetini ne duruşunu ne de ipleri eline geçirdikten sonra onu o makama getirenlere karşı yaptığı nankörlüğü hiç sevmedim.
Ama…
Askerler onu defalarca iktidardan alaşağı ettikleri halde;
“Neden yurtdışına seyahate çıkmıyorsunuz?” diye soranlara; “çıkıp da ülkemi mi şikâyet edeyim!” diyebilen bir siyasetçidir.
Yani CHP, Demirel kadar bile olamadı.
İFTAR…
Cumhurbaşkanımız da CHP’nin bu durumunu çok içerlemiş olacak ki; önceki gün (28.03.2025) iftardan sonra yaptığı konuşmada bunu dile getirdi.
CHP’nin her fırsatta ülkemizi yabancı misyon şeflerine şikayet etmesinden dolayı belli ki, canı çok sıkılmış olarak şunları söyledi:
“23 yıldır irili ufaklı birçok ülkenin hem iktidar hem de muhalefet parti başkanları ile görüştüm. Bugüne kadar ülkesini şikâyet eden birine bile rastlamadım”
HALKINA KARŞI KÜKREYENLER, SIRADAN BİR GAZETECİ KARŞISINDA SÜKLÜM BÜKLÜM…
Saraçhane Belediye binası önünde esip gürleyen CHP genel başkanı Ö. Özel, sıradan bir İngiliz gazetecisi ile yaptığı röportajda süklüm büklüm bir şekilde İngiliz hükumetinden yardım dilenmesi ülkemiz adına utanılacak bir durumdur ama neylersiniz ki, ana muhalefet partimizin çapı bu kadar.
BU AYIP SİZE YETER!..
Merak ediyorum; CHP içinde hiç mi aklı başında biri yok da,
Çıkıp onlara:
“Türkiye bir Kanada, Yeni Zelanda veya Avustralya gibi İngiliz sömürgesi bir ülke mi sanıyorsunuz?
Nedir bu Hollywood artistleri gibi eğilip bükülmeniz!
Cumhurbaşkanı BM kürsüsünden ‘Dünya 5’ten büyüktür!’ diye kükrerken, sizin sıradan bir gazeteciyi aracı yapmanız nedir Sayın Genel Başkan! Şu mandacı kafa ile iktidar olacağınızı mı sanıyorsunuz?” diyemiyor.
Veya;
“Siyonist firmalarla ilgili parmağınızı oynatmazken, yerli ve milli firmaları boykot etmeniz olacak şey mi?” diyen aklı başında bir CHP’li yok.
CHP’NİN KALELERİ VE BOYKOT!..
Bugüne kadar; “Yerli ve milli sanayi ve kalkınmayı CHP önledi” deyip durduk.
Bazıları buna inanmıyor bahane üstüne bahane üretiyorlardı…
Ama…
Yayımladıkları boykot listesinde şimdi bunu kendileri net olarak söylüyorlar.
İlk ve tek milli ve yerli arabamız TOGG’u bile boykot listesine eklemişler.
Bu arada;
Siyonist İsrail’e destek veren firmalar, CHP’nin “kaleleri” olan Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy, Şişli gibi ilçelerde cirolarını katlarken, sektörden pay almak isteyen yerli firmalar boykot ediliyor; o da yetmezmiş gibi iş yeri basılıp, cam çerçeveleri indiriliyor.
MEHMET AKİF ERSOY DİLİYLE…
Yazımı, Ö. Özel’in BBC’ye verdiği röportaj ile ne hallere düştüğünü
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yüz yıl önce manzum bir şekilde ifade ettiği şekliyle bitiriyorum.
“………….
«Aman Grey! Bize senden olur olursa meded...
Kuzum Puankare! Bittik... İnâyet et, kerem et!»
Dedikçe sen, dediler karşıdan: «İnâyet ola!»
Dilencilikle siyâset döner mi, be hey budala?
Siyâsetin kanı: Servet, hayâtı: Satvettir,
Zebûn-küş Avrupa bir hak şey tanır ki: Kuvvettir.
Donanma, ordu yürürken muzafferen ileri,
Üzengi öpmeye hasretti Garb’ın elçileri!
…………………………..”
.
Emin Batur, dikGAZETE.com