USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Uluslararası ticaretin geliştirilmesi müşterinin ayağına gitmekten geçer!

25-11-2020

Uluslararası ticaret kıran kırana geçen bir rekabet alanıdır. Bundan dolayı, ticaretin akışına getirilecek yenilikler hem Siyasi ve Ticari ilişkilerin gelişmesini hem de ticari kapasitenin artırılmasını tetikleyecektir.

Gelişmekte olan ülkeler ile yapılan ticaret, yaygın bir uygulamayla müşterilere verilen teklifler üzerinden yapılırken, ürün talep eden tarafın, ürünü görmesi ve numune olarak adlandırılacak ürünleri canlı olarak test edebilmesi, ürünlerin güvenli ve hızlı şekilde satışına kolaylıklar sağlamaktadır.

Koronavirüs sebebi (Pandemi) ile getirilen çeşitli seyahat kısıtlamalarının oluşturduğu sorunlar, ürünlerin pazarlanmasında ciddi şekilde uluslararası ticareti engelleyen durumlardır.

Ticari işletmelerin bu durumla yüzleşmek zorunda kalması, dış ticaret yapan şirketlerin satış kapasitelerini ciddi oranda düşürmektedir.

2008 yılında öneri olarak sunduğumuz Türk Ticaret merkezleri (TTM) projesinin, düşük maliyetle müşterilerin ürünlere kolayca ulaşabileceği merkezler şeklinde hayata geçirilmesi her ne kadar işliyor olsa da kapasitesinin yeterli olmadığı kanaati hakimdir.

Satışı planlanan ürünlerin, müşterisi ile kolay yoldan buluşturulması, numunelerin bulunduğu teşhir alanları sayesinde pazarlanması, ciddi şekilde fayda ve hız sağlamaktadır.

Sürekli olarak anlatmaya gayret ettiğimiz “coğrafyamızın ilişki biçimi güvene dayalıdır” vurgusu, daima ihtiyaç duyulan bir durumdur.

Hal böyle iken;

Uluslararası alanda ticaret yapan ve ürünlerine yeni pazarlar arayan ülkemizin değerli üreticilerinden teşkil edilecek birliktelikler ile stratejik öneme sahip ülkelerdeki şehirlerde yapılandırılması elzem olan etkili ticaret merkezlerinin, Türkiye sınırları dışında konuşlandırılması projesine önem vermek gerekmektedir.

Mücadelenin her halükârda, “askeri alanda emniyetin sağlandığı, birleştirici siyaset ile yakınlaştırıcı, kültürel faaliyetler ile aidiyeti geliştiren, tamamlayıcı olarak sosyal ve ticari girişimler” ile topyekûn ve eş güdümlü olarak çeşitlendirilmesi, hem coğrafyalar ile iç içe geçmeyi hem de ilişkilerin sağlıklı bir hal almasını destekleyici bir girişim olarak algılanmalıdır.

Her ülkede mevcut Türkiye Cumhuriyeti ticaret ataşelerinden alınacak bilgiler ışığında ve hatta dış dünyada ticari faaliyetlerini sürdüren iş adamlarının da vereceği bilgiler ve destekler sayesinde “Devlet ve özel sektör iş birliği” ile güçlü ve kurumsal kimliğe kavuşturulmuş merkezlerin kurulması ve sayılarının çoğaltılması hem ticaretteki kapasitenin artırılmasını hem de ülke üreticilerimizin yek vücut olarak biri bir diğerini tamamlayıcı şekilde organize olmalarını tetikleyecektir.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin adaleti ve güvenliği sağlamak üzere yapmış olduğu çember genişletme açılımının ticari alanda da desteklenmesi, bu şekilde yapılandırılacak Türk Ticaret Merkezleri (TTM) sayesinde hem etkili hem de hızlı ekonomik geri dönüşlerin sağlandığı bir projeye dönüşecektir.

Her yıl devamlı olarak uygulanan fuarlar sayesinde ticari ilişkiler ve iletişimlerin tazelendiği faaliyetler zaten Devlet destekli olarak yapılmaktadır ve bu faaliyetler en fazla birer haftalık zaman dilimlerine yayılmaktadır.

Önerisinde bulunduğumuz “TTM” yapıları ise kalıcı ve devamlılık arz edeceği için hem çalışanlara yeni birer istihdam alanı açacak hem de çalışanların, coğrafyalarda ciddi saha bilgisine sahip olmalarını sağlayarak, lisan ve bölgesel işleyişlere vakıf olmalarına zemin oluşturacaktır.

Açılım her alanda topyekûn ve tamamlayıcı olarak yapılırsa, getirinin ve geçişkenliğin en üst hal alacağı verimli bir faaliyet olacaktır.

Böylelikle ülke dışında zamanla kalıcı ticari temsilcilikler ve organizasyonların oluşturulması, yeni bir sektör kimliğine sahip, ticaretin sağlıklı ve emniyetli şekilde yapılmasında yeni bir nefes alanı durumuna yükselerek, her zaman başvurulacak referans merkezleri halini alacaktır. 

Türk Ticaret Merkezleri, hem ticarette alım satım ve pazarlama döngüsünün yaşandığı hem de şirketlerimizin ihtisas alanları açısından yapılacak projelerde karşılaştıkları eksik yönlerinin diğer ihtisas sahibi şirketler ile koordine edilerek tamamlandığı koordinasyon merkezleri şeklinde görev üstlendiği kalıcı yapılar olarak kurulması hayati önem arz etmektedir.

Saygılarımla…

.

Ali Karani, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?