MOSKOVA
Ukrayna geçtiğimiz Haziran ayı başından beri Donbass Bölgesi'ndeki Rus cephelerine taarruzlar düzenliyor. Bu taarruzlarda şu ana kadar bir aşama kaydedildiğine şahit olmadık.
Batılıların silahları ve paralı asker desteğine rağmen başarısız olan Kiev, Rus kentlerine ve Donbass'taki sivil alanlara terör saldırıları düzenledi.
Artık Temmuz ayına girdik ve Kiev rejimi, saldırılarını yoğunlaştırdı.
Batılıların sağladığı Leopar tankları başta olmak üzere ağır zırhlı araçlar, Ruslar tarafından imha ediliyor.
Cephede başarısız olan Ukrayna ordusu, sırtını dayadığı Batı'dan herhangi bir destek alamayacak duruma geldi.
Örneğin, Avrupa'dan gönderilen Leopar tanklarının onarımı için bile Almanya ile Polonya arasında anlaşmazlıklar yaşanıyor.
Ruslar, Batı tarafından gönderilen bu silahların depolarına aralıksız roket yağdırmaya devam ediyor.
Üstelik Rusya'da, Wagner krizi yaşanmasına rağmen Kiev ordusu bunu avantaja çeviremedi. Bu krizi, Kremlin ve Rus ordusu inanılmaz bir kabiliyetle geçiştirdi ve tekrar cephedeki savunmasına odaklandı.
Peki tüm bu sürece rağmen Ukrayna neden taarruzlarını sürdürüyor?
Öncelikle Ukrayna, 11-12 Temmuz'da gerçekleşmesi planlanan NATO toplantısı için Batı'ya göz kırpmak istiyor.
Yani kısaca Kiev rejimi, NATO'nun kendilerini bu ittifaka dahil etmesi için var gücüyle saldırıyor hem cephede hem de politik olarak. Ancak her iki alanda da başarısız.
NATO'nun bu toplantıda Ukrayna'nın ittifaka katılım talebini yine geçiştireceği ortada.
Fransa'da artık iç savaş çıkmış durumda.
İsviçre'den de aynı yönde haberler geliyor.
Ukrayna'ya verilen desteği eleştiren Avrupa halkı, daha önce de hükümetlerine karşı ayaklanmıştı.
Fransa'daki ırkçılığa karşı başlayan isyan tüm Avrupa'ya yayılırsa Avrupa halkı, tekrar hükümetlerinden Ukrayna'ya verilen desteğin kesilmesini talep edecektir.
Ukrayna artık yalnızlaşacak.
En güçlü desteği veren ABD ve İngiltere haricindeki tüm batılı ülkeler, kendi sorunlarıyla mücadele ederken Ukrayna'nın talepkâr davranışlarını görmezden geleceklerdir.
Kiev rejimi artık son durakta.
Batılılar savaşın uzamasını istese de Kiev rejiminin bu kadar enerjisi olup olmadığı belirsiz.
NATO üyelerinin sempatisini kazanmak için Rus cephelerine yapılan saldırılar amacına ulaşamıyor. Zaten Kiev ordusu ilerleme sağlasa dahi NATO'nun da Rusya'yı karşısına alacak gücü ve enerjisi de kalmadı.
Bu kadar olumsuzlukta Kiev rejimi boşa kürek çektiğini anlamalı.
Rusya ile Ukrayna arasında müzakereler bile gerçekleşmedi. Bu olasılık hala devam ediyor. Ancak Rusya'nın bu müzakerelerde öne süreceği koşulların en başında Ukrayna yönetiminin tarafsızlığı konusu var. Yani NATO'ya katılım düşüncesinin ortadan kalkması.
Batılılar, Rusya'nın bu taleplerini biliyor ve görmezden gelemez. Çünkü Rusya, Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere tüm uluslararası örgütlerde söz sahibi olan büyük bir güç.
Tüm bu durumları topladığımızda ortaya tek gerçek çıkıyor; yakın zamanda gerçek olan tek şey Ukrayna'nın NATO'ya dahil edilemeyeceğidir.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com