Gündem sıcak ve yoğun. Sizlere bölgedeki gelişmeleri, birkaç makalenin birbiriyle bağlantılı şekilde devam edeceği bir yazı dizisiyle aktarmaya çalışacağım.
Şu sıralar Rusya ile Ukrayna arasında sürmekte olan savaş korkunç bir trajedi! Ancak bana kalırsa sonucu çoktan belli olan bir savaş bu.
Sebebini gelin anlatayım: Rus ordusu, Ukrayna’da birçok şehri ‘baypas’ ediyor, Başkent Kiev’e blokaj uyguluyor ve ülkenin ana ulaşım merkezlerini engelliyor.
Bu eylemlere dayanarak, Rusya’nın Ukrayna topraklarını ele geçirmek ve elinde tutmak gibi bir amacı olmadığı yargısına varmak mümkün.
Rus birlikleri, düzenli olarak tüm askeri tesisleri yok ediyor. Buradaki temel stratejinin Amerika Birleşik Devletleri’nin artık Ukrayna topraklarındaki askeri üsleri kullanamaması olduğunu görüyoruz.
Rus ordusu, hedeflerine ulaştığı anda; birliklerin Rusya’ya ve yakın zamanda Rusya tarafından bağımsızlığı tanınan Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri topraklarına döneceklerini gösteriyor.
Bugünlerde neredeyse tüm Batı medyası, Rus saldırganlığından bahsediyor. Ancak gerçeklere bakmak ve Ukrayna’da gerçekte neler olduğunu anlamak herkese faydalı olacaktır.
ABD, Birleşik Krallık ve AB, 2014 yılının başlarında Ukrayna’da bir darbe düzenledi.
Sonucunda “Sağ Sektör” partisinden neo-naziler iktidara geldi. O günden bu yana Ukrayna, Rusya’ya karşı, nefrete dayalı yeni bir yola girdi.
-Ukrayna, Sağ Sektör-
Bu söylemlerim boşuna değil; çünkü bu “Sağ Sektör” neo-nazileri, Hitler’i ve suç ortaklarını yükseltmekle kalmıyor, aynı zamanda resmi olarak nazi sembollerini ve selamını kullanıyor.
Ukrayna’nın iki dilli bir devlet olduğunu: Batıda insanların çoğunlukla Ukraynaca konuştuğunu belirtmek gerekli. Doğuda ve Güneyde ise Rusça, hemen hemen herkes tarafından kullanılan ana ve günlük dil olarak göze çarpıyor.
Bu bölgelerdeki Rusya’ya sempati her zaman çok güçlü oldu. Nitekim oradaki halk, kendini Ukraynalı olarak değil; Rus olarak görmektedir.
Bu farklılıklar da hiçbir zaman herkesin barış içinde yaşamasına engel olmadı. Ancak Ukrayna’nın Batı kontrolündeki yeni yetkilileri, iki halk arasındaki ilişkiyi ölümcül bir düşmanlığa dönüştürmek için her şeyi yaptı.
Kronolojik olarak her şeyi teker teker ele alalım:
İlk olarak, 2014 yılında, Doğu Ukrayna’da Rus dilinin devlet dili statüsü iptal edildi. Hemen ardına Rusçanın kullanımına ilişkin kısıtlamalar getirildi. Bu politikaya karşı Ukrayna’da yaşayan Rus etnik halkın ilk barışçıl gösterileri ve mitingleri, devlet otoritesi ve Sağ Sektör militanları tarafından vahşice bastırıldı.
En kötü olay ise 2 Mayıs 2014 tarihinde Ukrayna’nın güneyindeki Odessa şehrinde Rus protestocuların Sağ Sektör militanları tarafından sendika binasına sürülmesi ve ardından molotof kokteylleri vasıtasıyla binanın ateşe verilmesiydi.
-Odessa 2 Mayıs 2014-
Bu korkunç olayın videosunu internette her yerde bulabilirsiniz.
Gerçekleşen yangın neticesinde 140 kişinin öldüğü açıklandı.
Hiçbir yetkili bu olayı soruşturmadı.
Failler hala dahi cezalandırılmadı.
Bu elim olayın ardına, ülkenin Güneyindeki Kırım ve Doğusundaki Donbass bölgesi sakinleri Ukrayna’dan ayrılma kararlarını açıkladılar.
Hükumet ise savaşla karşılık verdi.
Kırım ve Kırım sakinleri şanslıydı. Çünkü Rusya, gerçekleşen referandum neticesinde çıkan dilekçeyi kabul ederek “Kırım’ın Rusya topraklarına katılma kararı”nı onayladı. Kırım, böylece kurtuldu. Ancak Ukrayna makamlarının her türlü silahı kullanmaktan çekinmedikleri ve müzakere masasına oturmayı reddettikleri Donbass’ta korkunç bir savaş başladı.
Birleşmiş Milletler’e göre bu savaşın sürdüğü 8 yıl boyunca 4.000’i sivil olmak üzere 13.000’den fazla insan hayatını kaybetti. Tüm bu 8 yılda ABD, Ukrayna’ya en çok silah bağışlayan ülke oldu.
Ukrayna ordusunun Donbass’a yönelik sistematik bombardımanı, 2022 yılının Şubat ayına kadar yoğun bir şekilde devam etti. Görülen oydu ki Ukrayna, bu bölgeleri silah zoruyla geri almaya ant içti.
Takvimler 22 Şubat 2022’yi gösterdiğinde ise Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Donbass’taki iki cumhuriyeti de bağımsız olarak tanıdığını ve onları koruması altına aldığını tüm dünya kamuoyuna duyurdu.
Ne yazık ki, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, bu açıklamadan sonra Donbass’a yönelik saldırıları durdurmadı. Aksine daha da yoğunlaştırdı.
Tüm bu yaşananlardan sonra Moskova’nın başka bir tepki vermesini beklemek zordu.
Yaşananları hepimiz izledik ve biliyoruz. Ancak son gelişmelere baktığımızda; ABD, İngiltere ve AB’nin sürekli olarak ağzına bir parmak bal çaldığı, hem önceki Ukrayna lideri Poroşenko hem de Zelenskiy, geçen 8 yılda Rusya ile yüzleşmeye yönelik bir politika izlemelerine yönelik talebin gelmemesine şaşırmamak gerekiyor.
-Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy-
Ukrayna lideri Zelenskiy ve rejimi, kaderlerine terk edilmiş haldeler.
Zaten birçok vekil, üst kademe bürokratlar ve rejime güç verenlerin bir kısmı ülkelerini çoktan terk ettiler.
Ortada korkunç bir trajedi var ki: Ukrayna’nın şu anki lideri, her şeyin bittiğinin farkında ve askerlerini hala dahi anlamsız bir ölüme mahkum eden agresif açıklamalar yapmaya devam ediyor.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com
dr.hakan 3 yıl önce
Mehmet Reşit AYHAN 3 yıl önce