ÜÇÜNÜZ BİR ARAYA GELSENİZ…
… Sıklette Erdoğan’ın serçe parmağı etmezsiniz.
Ne siyasi derinlik olarak
Ne vizyon
Ne karizma
Ne öngörü
Ne dünya liderleri karşısındaki duruş…
Veya bölge ülkelerini dizayn etme konusunda ne gücünüz ne de öyle bir vizyonunuz var (Öyle bir niyetiniz de yok ya…)
Ama...
Üçünüz de cumhurbaşkanı adayı olmak için birbirinizle yarışa çıkmışsınız.
Neden?
BU OYLAR SİZİN DEĞİL!..
Çünkü biliyorsunuz ki, CHP seçmeni size mecbur…
Ne demişti selefiniz:
“Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz!” demişti de gerçekten de öyle olmuştu.
Sizin çaba gösterip oy kazanmanıza da gerek yok. Yüz yıldır dolduruşa getirilen seçmen patlayacak yer arıyor. Onlara da Erdoğan’ı gösterdikleri için orada patlıyor!.. Yankısı da size yarıyor.
Yani;
Sizin yerinizde kim olsa bu oyları yine alır… Siz de böyle hazır oyları bulmuşken beleşten cumhurbaşkanı olmak için birbirinizle yarışa çıkmışsınız…
Ancak;
Vus’atınız buna müsait değil.
BİRİ KONUŞMAKTAN ACİZ…
…Diğer tek ayaküstünde kırk yalan söylüyor.
Liderleri de partilileri gaza getirmek için yırtınıyor da yırtınıyor ama hepsi boş laf.
Ülke ve vatandaş ile ilgili ne dertleri var ne de idealleri.
Ne çalışma ne yorulmaları var!.. Saldım çayıra Mevla’m kayıra havasındalar.
En güvendikleri adam, deprem oluyor yangın oluyor kendisi tatilde.
Bu arada parti olarak;
Baas rejimi düşmeden önce Suriyelileri işkencehanelere göndermek için çırpınıyorlardı…
Ama devrim olduktan sonra ilk ziyareti de kendi yapmak istiyor. Pes yani! Adam bu kadar da geniş…
Peki,
Allah muhafaza biri seçilip cumhurbaşkanı olsa ne olacak?
Uzun yazmaya gerek yok.
Bugün İzmir ne haldeyse ülkeyi o hale getirecekler. Tıkır tıkır saat gibi işleyen İstanbul ve Ankara’yı de ne hale getirdikleri ortada.
DİĞER YANDAN…
Diğer yandan Cumhurbaşkanımız ülkeyi adeta karış karış gezerek konuşuyor moral veriyor, temel atıyor, açılış üstüne açılış yapıyor.
Bu arada;
Kan kardeşleri birleştiriyor (Somali-Eritre)
Bunu gören diğer düşman kardeşler, aracı olması için kendisinden yardım istiyor (BAE-Sudan)
Yetmedi, depremzedelere evlerini teslim ediyor, onlara derman olmaya çalışıyor.
Oradan...
Afrika’ya, Ortadoğu’ya veya Türk Cumhuriyetlerine uçuyor.. Türk Devletler Birliği’ni kuruyor.
Enerjide ülkemizin önünü açarak
Küresel oyuncu olması için çaba gösteriyor.
Silah üretiyor… Ve üretmeye devam ederek Türkiye’yi eli bükülmez hale getiriyor.
Suriye için sabrediyor, risk alıyor ve netice alıyor.
Tüm dünya devletleri bu sabır neticesinde kazanılan başarıyı ayakta alkışlıyor.
Eğer bu sabır olmasa,
Suriye hapishanelerinde ölen bir milyon insan üstüne milyonlar eklenecek ve dünya kör sağır bir şekilde bu katliamı yine görmezden gelecekti. Aynen bugüne kadar görmedikleri gibi…
İMANIN İLK MEYVESİ MERHAMETTİR…
Bu arada;
Muhalefetin, Suriyelileri göndermek için yaptığı tüm baskılara rağmen boyun eğmiyor, mültecileri geri göndermeyerek büyük bir katliama mani oluyor.
Çünkü dava adamı…
Çünkü insan…
Çünkü Müslüman, biliyor ki, imanın ilk meyvesi merhamettir. Cumhurbaşkanımız bu sözün canlı timsali oluyor.
ÜZÜLMEMEK ELDE Mİ?
Ve tüm bunları yapan bir lider;
Konuşmaktan aciz olanla,
Tek ayaküstünde kırk yalan söyleyenle,
Ve içi boş bağırıp-çağırmaktan başka bir mahareti olmayan adamlardan biriyle yarışmak zorunda kalıyor.
Buna üzülmemek mümkün mü?
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
