Çeşitli ve gerekli -olmazsa olmaz- hizmetlerin yanı sıra spor da belediyelerin görev ve faaliyetleri arasında ayrı bir yer tutmakta…
Sorunun cevabına ulaşmak o kadar zor olmasa gerek! Bulunduğunuz bölgeleye bir bakın. Nerede otuyorsanız, oturduğunuz yerleşim yerinde var olan spor tesisleri, o bölge yönetenlerinin spor anlayışının adeta yansıması. Kısaca tesis yok ise, yöneticinin spor sevgisi de yok demek!..
Konumuz engelliler ve spor olduğu için, belediyelerin yaptığı her bir tesis, engelli vatandaşların bu hizmetlerden yararlanması anlamına geliyor (mu?)
Aile veya tanıdık çevrede bir engelli yakınımız yok ise (bazen var olsa da maalesef görmemezlikten gelinir) konunun hassasiyeti anlaşılmaz. Diğer türlüsü ise (başka tanımla olaylara duyarlı yaklaşım) sporun, engelli vatandaşlar için olmazsa olmazlardan biri olması…
Engelliler ve spor ile rehabilitasyon (tedavi) konusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi örneğini sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bizlerin de bizzat içerisinde yer aldığı, ekip çalışması ile o kadar anlamlı işlere imza atılıyor ki. Diğer belediyeler, kamu kurum ve kuruluşlarına örnek olması açısından, bu anlamlı çalışmaları paylaşmamız gerek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin engellilerin ve özellikle de engelli çocukların sosyal hayata katılmalarının başlangıç aşaması, Engelliler Müdürlüğü’nün (İSEM) yönlendirmesi ile oluyor. Müdürlüğe, spor yapmak için müracaatta bulunan vatandaşlar (bu yaş grubu 06-65 yaş aralığını oluşturmakta) yapacağı-uygun spor branşına göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürlüğüne bağlı, Spor Etkinlikleri A.Ş. tarafından işletilen spor tesislerine yönlendiriliyor…
Görme, İşitme, Bedensel ve Zihinsel engelli kategorilerindeki vatandaşlar, Silivri’den-Tuzla’ya İstanbul’un tüm ilçelere yakınlığı ile bilinen toplam 22 spor tesisinde spor ile rehabilitasyon-iyileştirme hizmetinden faydalanma imkanı bulmakta…
Engellilerin spor ile rehabilitasyonunun başladığı zaman dilimi yakın bir zaman olarak görünse de, konunun hassasiyetini iyi analiz eden yöneticiler, kısa sürede on binlerle ifade edilecek sayıdaki vatandaşa hizmet vermenin farkındalığını ortaya koyma başarısı göstermiş…
2004 yılında 300 civarında engelli vatandaşımıza toplam 8 bin 383 seans hizmet verilerek başlanan proje, artarak devam etmiş.
4 bin 497 engelli vatandaşımız, 2016 yılı ilk üç ayının (Ocak, Şubat, Mart) sonuna kadar 19 bin 068 seans “sporla rehabilitasyon hizmeti” almış.
Her yıl katlanarak artan bir süreçte bugüne kadar tam 237 bin 931 vatandaşımız, toplam 850 bine yakın seanstan yararlanma imkânına sahip olmuş…
Rehabilitasyon amaçlı başlamak da ne demek!
Bir çocuk düşünün, önce emekliyor, sonra yürüyor, daha sonrasında ise koşmaya başlıyor. Örnekleri daha da açarsak, kolları olmayan veya vücudunun sadece baş kısmını kullanan bir bireyin yüzmesini…
Zihinsel engelli bir çocuğun tenis oynamasını. Veya daha da ileri giderek, görme ve zihinsel-otistik çocukların buzun üzerinde patenle kaymasını…
Tüm bu anlattıklarımız, belediyelerin büyük bir kesiminde hayalden de öte şaka gibi görünse de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tesislerinde bizzat ve başarıyla uygulanıyor.
Sonuçta ne mi oluyor!
Özverili çalışma sonrasında hizmetten yararlananlar önce sağlığına kavuşuyor, sonrasında ise Türk Sporu’nun çekirdeğini oluşturan bireylerin arasında yer almanın farkındalığını yaşıyorlar…
Evet, spor tesislerine bir umut ile gelen üyenin, o bir umudu bin bir umuda dönüşüyor.
Tekerlekli sandalyedeki birey, yüzme eğitimi almasının belli dönem sonrasında, kendini Milli Takım forması ile müsabakalarda bulabiliyor.
Zihinsel engelli çocukların, engellere karşı kulaç atması ve halı sahada futbolun keyfini yaşaması gerçekten de görülmeye değer...
Görme engelli Ayşelerin, Alilerin Silivrikapı Buz Pisti’nde kayarken, ulaştıkları tarifi güç mutluluğunu gözünüzün önüne bir getirin.
Yaşadıklarımız ve anlattıklarımız bize gösteriyor ki, engelli gibi görünen birine imkân verildiğinde, o kadar büyük işler başarıyorlar ki.
Tüm bu çalışma ve sonuçlarından anlıyoruz ki “Asıl çekinilmesi-korkulması gereken, bedenen değil anlayış-düşüncede engelli olmak” Onların kimler olduğu hususu mu!..
Kalp gözü ile etrafa bakıldığında, bu ‘numunelerin’ kimler olduğunu anlamak ve görmekte zorluk çekilmeyeceği de apaçık ortadadır!..
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com