Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki diyaloğu güçlendirme amacı güden, sanayi, finans, akademi ve medyadan liderler ve uzmanların çağırıldığı, 65. Bilderberg Grubu Toplantısı geçtiğimiz hafta İsviçre'nin Montrö kentinde yapıldı.
Birçok ülkeden liderler ile sanayi, finans, akademi ve medya sektöründen “130 seçkin konuk” toplantının davetlisiydi.
Amerika’dan kimler katıldı?
-Nadella, Schmidt, Karp-
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner, Microsoft Yönetim Kurulu Başkanı Satya Nadella, Google'ın eski başkanı Pentagon danışmanlarından Eric Schmidt, Paypal'ın milyarder kurucusu Peter Thiel ve eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, ABD’den çağrılan heyette yer aldı.
2018’de Torino'da düzenlenen Bilderberg Toplantısı’na Türkiye’den kimler katılmıştı?
Bilderberg toplantısına geçen yıl, Türkiye’den Massachusetts Teknoloji Enstitüsü de (MIT) akademisyenlik yapan fizik mühendisi Canan Dağdeviren, Koç Holding Başkanı Ömer Koç, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde görevli Doç. Dr. Behlül Özkan, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Hürriyet Daily News genel yayın yönetmeni Murat Yetkin iştirak etmişti.
Bu yıl toplantının gündemi neydi? Türkiye'den kimler vardı? Türkiye masaya yatırıldı mı?
65. Bilderberg Grubu Toplantısı’nda ele alınan başlıca konular arasında Çin, Rusya, Avrupa, Brexit yanı sıra yapay zeka ve uzayın önemi ve siber tehditler dikkat çekti.
Yolun sonunu görmüş olmalılar ki; küresel emperyalistler, “Kapitalizmin geleceği”ni Bilderberg toplantısına taşıdılar.
Columbia Üniversitesi mezunu, Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Türkiye’den bu yıl katılanlar arasındaydı.
Emekli büyükelçi, CHP 27. Dönem İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Özyeğin Üniversitesinden siyaset bilimci Evren Balta, Koç Üniversitesinde akademisyen Selva Demiralp ve Max Planck Enstitüsü’nde direktörlük görevine getirilen ilk Türk Metin Sitti.
Toplantının ana gündeminde Türkiye olmamasına rağmen “S-400 tercihi” nedeniyle Türkiye de konuşuldu.
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi alımı konusunda ısrarcı olması durumunda yaptırım uygulanacağı kaydedildi.
Ankara'ya taviz verilmeyeceği ve Türkiye’nin, F-35 konsorsiyum programından çıkarılarak üretim zincirindeki rolünün sonlandırılacağı belirtildi.
Türkiye'nin S-400 anlaşmasını imzalaması durumunda, bunun NATO üzerindeki olumsuz etkisinin oldukça büyük olacağı vurgulandı.
NATO'nun stratejik değil güvenlik amaçlı organizasyon olduğu, Rusya'nın bölgedeki kontrolünün artması durumunda bunun NATO için önemli bir tehdit unsuru olacağı ifade edildi.
Bilderberg neyin nesi?
Bilderberg Almanca ve İngilizce karışımı bir sözcük. “Dağ resimleri” gibi bir anlamı var.
Günümüzde dünyanın kaderini elinde tutan elitlerin bir araya geldikleri bu yapı, adını ilk toplantıyı gerçekleştirdikleri Hollanda’daki Oosterbeek kentindeki Hotel De Bilderberg’den alıyor.
Oosterbeek; Arnhem şehrinin hemen batısında, Hollanda’nın, Gelderland eyaletinde, eski bir belediye.
Bilderbeg toplantıları, ilki 29-31 Mayıs 1954 tarihleri arasında Hollanda’da yapılan dünyaca etkin isimlerin bir araya geldiği gizli toplantılardır.
1954 yılında ilk defa Hollanda Prensi Bernhard tarafından, Avrupa ve Kuzey Amerika dünyasının elitlerinin bir araya gelmesi adına düzenlenen Bilderberg Toplantıları, dışarıya tamamen kapalı olduğu gibi, komplo teorisyenlerinin de sıkça beslendiği bir yer olma özelliğini taşıyor.
Her yıl düzenlenen özel toplantılara dünya çapında etkin siyasi liderler, iş adamları, akademisyenler ve basın yayın kartellerinin oluşturduğu 120-150 kişilik bir grup katılır.
Avrupa’da başlayan Amerikan karşıtlığı rüzgârını engellemek için başlatılan toplantıya, siyasi liderlerin, kralların yanında her sektörün dünya devi isimlerinin en üst düzey temsilcileri katılmıştır.
Yıllık bir toplantıya dönüşen bu konferansa Türkiye’den de temsilciler davet edilir.
Bilderberg toplantılarının amacının, dünyanın düzenini belirlemek olduğunu düşünen kitle sayısı bir hayli fazladır.
1954’teki açılış toplantısından bu yana, Bilderberg, Avrupa ve Kuzey Amerika arasında diyaloğu teşvik etmek için tasarlanmış gayri resmi tartışmalar için yıllık bir forum formatı kazandı.
Toplantı, mega eğilimler ve dünyanın karşı karşıya olduğu temel konular hakkında gayri resmi tartışmalar için gerçekleştiriliyor.
Katılımcıların yaklaşık üçte ikisi Avrupa’dan, geri kalanı ise Kuzey Amerika’dan.
Türkiye Bilderberg'e nasıl bulaştı; kim bulaştırdı?
Türkiye’nin Bilderberg macerası 1957’de başlıyor.
ABD’deki St. Simons’deki toplantıya Türkiye’den ilk kez İngiltere Büyükelçiliği ve NATO daimi temsilciliği yapan Muharrem Nuri Birgi ve Adnan Menderes de davet edilmişti.
Muharrem Nuri Birgi katılmış, ancak daveti kabul eden Menderes, dönemin şartları nedeniyle toplantıda bulunamamıştı.
Bilderberg’i kuran 9 kişiden biri bir Türk…
Muharrem Nuri Birgi, Bilderberg’i kuran 9 kişiden biridir.
Birgi, “Fiili başkan” gibi hareket ediyordu. Türkiye’deki ilk Bilderberg Toplantısı, İstanbul Çınar Otel’de yapıldığında Andan Menderes de katılmıştı.
Türkiye’nin çok konuşmadığı ve bilmediği Birgi, bazı odaklarda el üstünde tutulurdu. Dışarıda “Türk Devleti” denilince akla gelen ilk isimdi!
Büyükelçiydi.
Birgi, NATO’daki Türkiye’ydi! 1958’de Buxton’da yapılan Bilderberg toplantısına katılan ilk Türk’tü.
Bu toplantılara katılmaktan daha önemlisi “Çekirdek Kadro”da yer almaktı. Birgi, çekirdeğin çekirdeğindeydi!
Muharrem Nuri Birgi, NATO’da 12 yıl temsilci olarak görev yaptı. Paris’te bulunduğu yıllarda Fransa’nın en önemli sanatçılarıyla yakın dost oldu.
1972’de NATO’nun Türkiye’de tanıtılması ve kuruluşla iktisadi, kültürel ve siyasi ilişkinin sağlanması amacıyla Türkiye’de kurulan “Atlantic Treaty Association”ın başkanlığına seçildi.
Muharrem Nuri Birgi kimdir?
Muharrem Nuri Birgi’nin annesi Hüsniye hanım tarafından dedesi Hasan Rami Paşa, Hasan Hüsnü Paşa’dan sonra gelen Osmanlı Bahriye Nazırı’dır.
Babası Kocaeli Saylavı (Milletvekili) Profesör Doktor General Ziya Nuri Birgi’dir. 14 Aralık 1936’da vefat eden Prof. Dr. Ziya Nuri Paşa, 1900 yılı başlarından 1933 yılına kadar süren bir dönemde ülkemizin en başta gelen KBB Mütehassısıdır.
Mükemmel Almanca ve Fransızca bilmektedir ve çeşitli uluslararası dergilerde bu dillerde makaleleri vardır. “Mantoux testi” bilindiği gibi Tüberküloz’un tanısında yardımcı olabilen ve “PPD” (Purified Protein Derivative) olarak bildiğimiz bir deri testidir.
Muharrem Nuri Birgi, 1907 yılında İstanbul’da doğmuş, 1986’da ise yine aynı şehirde hayatını kaybetmişti.
Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra İsviçre’de Cenevre Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’nde eğitim görmüş, Fransa’da, Paris Siyasal Bilimler Okulu’nu bitirmişti.
Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladıktan sonra çeşitli yurtdışı görevlerde bulunmuştu. 1946’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılan Türkiye Delegasyonu’nda görev almıştı.
1954’te ise Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri yani müsteşarı olmuştu. O yıllarda Ankara’da görev yapan diplomatlar Birgi’yi “Geleceği parlak bir isim” olarak hatırlıyorlardı.
Gerçekten de tahmin ettikleri gibi oldu. Birgi, Ankara’dan Londra’ya tayin edildi ve 1957-1960 arası Londra Büyükelçiliği yaptı.
1960-1972 yılları arasında ise NATO nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi’ydi.
Birgi’yi, Türkiye Diplomasi Tarihi’nde unutulmaz kılan iyi eğitimi, keskin zekası, hazır cevap ve nüktedan oluşu ile akıllara durgunluk verecek kadar zengin çevresiydi.
Ama bunların hepsinden daha önemlisi Muharrem Nuri Birgi’nin Bilderberg İcra Komitesi içinde yer almasıydı.
Birgi, 1972’de emekli olup Türkiye’ye döndüğünde 1968 yılında alıp ünlü mimar Turgut Cansever’e restore ettirttiği Çürüksulu Yalısı’nda yaşamaya başladı.
Yalının eski sahibi Çürüksulu ailesinden, güzelliği dillere destan Belkıs Hanım’dı. Bu hanım, aynı zamanda Muharrem Nuri Birgi’nin yakın arkadaşıydı.
Muharrem Nuri Birgi’nin, geleni-gideni eksik olmamıştı. Yalıyı ziyaret eden ünlüler arasında NATO Genel Sekreteri Joseph Lunz, keman üstadı Yehudi Menuhin, Churchill ve Rotschild ailelerinin üyeleri de vardı.
Muharrem Nuri Birgi’nin geleni gideni eksik olmamıştı. Muharrem Nuri Birgi asla sıradan bir bürokrat değildi.
Atlantik’in her iki yakasındaki en zengin ve en etkili kişileri bir araya getiren Bilderberg topluluğuna kabul edilmekle kalmadı, üç kişilik idare heyetinde de yer aldı.
Hem Türk Atlantik Derneği’nin hem de dünyadaki Atlantik derneklerinin başkanlığını yaptı. Londra Büyükelçisi olduğu dönemde, Başbakan Adnan Menderes’i İstanbul-Yeşilköy’de yapılan Bilderberg toplantısına götürmüştü.
Birgi’nin, Bilderberg’deki görevi emekli oluncaya kadar sürmüştü. Birgi, bu görevi o tarihlerde yakın arkadaşı, dostu ve sırdaşı olan Selahattin Beyazıt’a devretti.
Beyazıt; Birgi’den almış olduğu idare heyeti üyeliğini 20 yıl boyunca devam ettirdi. Daha sonra kendi yerine Koç Grubu’ndan Suna Kıraç’ı önerdi.
Ancak Kıraç’ın kronik rahatsızlığı ortaya çıkınca bu görev yine aynı gruptan bir başka isme geçti.
Birgi, uzun yıllar resim yapmış, suluboya tabloları ile şöhret kazanmıştı. İyi derecede keman çalan, onu tanıyan müzisyenlerin “müzikologî" olarak gördüğü Birgi, tahta ve taş üzerine de boyamalar yapıyordu.
“Kraliçe Elizabeth’i güldürmeyi başaran tek diplomat”…
Cevval bir zekâsı, büyük çalışma gücü, inanılmaz süratli yazı yazabilme yeteneği, dillere destan nüktedanlığı, zaman zaman avangard bile olabilen şıklığı, sevmediklerine karşı tahammülsüzlüğü, alaycılığı ve espri anlayışı Birgi’ye emsalleri arasında her zaman birkaç adım öne çıkartıyordu.
1957 ile 1960 arasında Londra’da büyükelçilik yaparken de çok başarılı oldu. Londra Sefareti, en parlak devrini onunla yaşadı. Londra’da görev yaptığı yıllarda “Kraliçe Elizabeth’i güldürmeyi başaran tek diplomat” olarak tanındı.
Birgi, zor dönemlerde diplomatlık yaptı. Onun Londra Büyükelçiliği döneminde Kıbrıs Sorunu alevlenmişti.
Konuyla ilgili Londra ve Zürih anlaşmaları imzalanmıştı. Bu anlaşmaların mimarları arasında Birgi de vardı.
Yine 1960’lı yıllarda Yunanistan ile Türkiye’yi çatışma noktasına getiren Kıbrıs Krizleri’nin savaşsız çözümünde Birgi’nin büyük emeği bulunuyordu.
Birgi’nin ölümünden sonra Bilderberg idare heyetindeki postunda halen o isim oturuyor, Selahattin Beyazıt.
Selahattin Beyazıt’ın hayatı Muharrem Nuri Birgi’yle tanışmasından sonra değişti.
Her toplantının ağır topu olan Birgi, yanına ilk olarak Nejat Ezcacıbaşı’nı aldı.
Cannes’daki o toplantı çok renkli geçti. Eczacıbaşı’nı “Villa D’Este”deki toplantıya da götüren Birgi’nin asıl yıldızı Selahattin Bey olacaktı. Ve daha sonra elini hiç bırakmayacaktı!
Selahattin Beyazıt kim? İş adamı, sanayici ve Galatasaray futbol kulübünün eski başkanlarından.
Beyazıt Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı. Selahattin Beyazıt, İngiltere‘de Cambridge Üniversitesinde okurken, Lordlar Kamarası Başkanı Lord Brabazon of Tara, Selahattin Beyazıt’ın hamiliğini üstlenmiştir.
Lord Brabazon daha o dönemde Beyazıt’ı, Bilderberg Grubu ve Mason Locası’na aldırmıştır.
Babasının, Lord Brabazon’la yakın ilişkileri olmuştur. Selahattin Beyazıt’ın Bilderberg Grubu ile ilişkileri Paris, Londra ve NATO büyükelçilikleri görevinde Muharrem Nuri Birgi ile hemen hemen aynı dönemde, 1960‘lı yıllarda başlamıştır.
Bu dönemde öyle yakın arkadaş olurlar ki hiç evlenmediği için çocuksuz ölen Birgi, tüm servetini Beyazıt’a bırakmıştır.
Beyazıt, 1972-1992 yılları arasında Bilderberg Türkiye Temsilciliği’ni yürütmüş, Bilderberg üyeleri ve Bilderberg konferansları katılımcılarının isimlerini bizzat belirlemiştir.
Beyazıt, zamanla Bilderberg Grubu içinde o kadar güçlü duruma gelmiştir ki İngiliz hükümetleri gönderilecek büyükelçilerin itimatnamelerini Türkiye’ye sunmadan önce Beyazıt’ın görüşünü almışlardır.
Beyazıt, hiçbir zaman ön plana çıkmamıştır. Yılın 300 gününü Türkiye dışında “Elitler” arasında geçirmiş, faaliyetlerini onlarla birlikte perde arkasından planlamıştır.
Amerika ve Avrupa elitleri ile çok derin ilişkiler içindedir. İngiltere eski Başbakanı Margareth Thatcher’e, “Magy” diye hitap edecek derecede samimi; İngiliz Kraliyet Ailesi ile randevusuz görüşme yapabilecek derecede ender insanlardan biridir.
Türkiye yol haritası…
AK Parti'nin temsil ettiği “Muhafazakar Demokrat” kimliği altına gizlenen “Siyasal İslam”, anlaşılan tasfiye sürecinde değerlendirildi.
Türkiye’de “Sosyal Demokrat tandanslı bir iktidar” arayışına yeşil ışık yakıldığı anlaşılıyor.
Türkçesi “Işık Locası” bu işle görevli.
Şimdi klasik “İslamcı” kafası ile ya “Bu Bilderberg, Lions, Rotaryen veya Mason Kulüpleri, Siyonizmin Büyük İsrail projesine hizmet eden kuruluşlardır” diyeceksiniz
ya da
“Türk devleti büyük devletmiş nerede küresel örgütler varsa oralara hem adamlarını yerleştirmiş” diye düşüneceksiniz?
Karar sizin!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
Timur Eke 6 yıl önce
Sadi ÖZGÜL 6 yıl önce
Necdet çelikdönmez 6 yıl önce