MOSKOVA
Rusya’nın Ukrayna’ya geçtiğimiz 24 Şubat tarihinde başlattığı askeri operasyonların temel gerekçesi Ukrayna’nın, NATO’ya katılım talebiydi. Resmi olarak başvuru yapmayan Ukrayna, fiili olarak NATO üyesi Polonya gibi komşu ülkelerin askeri birliklerini ve silahlarını ülkesine toplamaya başladı.
Her ne kadar resmi bir süreç olmasa da Ukrayna, NATO üyesi gibi davranıyor; Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin hemen hemen her görselinde NATO bayrakları boy gösteriyordu. Kaldı ki Ukrayna topraklarında ve Karadeniz’in Ukrayna alanlarında NATO tatbikatlarının yapıldığını unutmayalım.
Tam da bu noktada Rusya, doğrudan tepki koyarak Ukrayna’ya NATO faaliyetleri ve diğer gerekçelerle operasyonlar başlattı.
Hatırlanacağı üzere Ukrayna, bu operasyonların sonrasında Rusya tarafına NATO’ya katılım taleplerinden vazgeçmeye hazır olduklarını da defalarca bildirmişti.
Avrupa’nın doğusunda yaşanan bu gerilimlerin ardından şu sıralar İskandinav ülkeleri olan Finlandiya ve İsveç’in, NATO’ya katılım başvurusu yeni bir gerilime neden oldu.
Kremlin, İskandinav ülkelerinin NATO’ya katılım taleplerini “Kaygı verici” olarak değerlendirirken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Finlandiya ve İsveç’in, NATO’ya özgürce katılabileceğini ancak NATO askeri altyapısını ülkelerine aldıkları an bunu kendilerine karşı bir tehdit olarak algılayacaklarını vurguladı.
Rusya’dan farklı tepkiler gelirken bu 2 ülkeye en büyük tepkiyi Türkiye gösterdi.
Türkiye, İskandinav ülkelerinin PKK için verdiği destekleri hatırlatarak bu 2 ülkenin NATO’ya üyeliğine karşı çıktı.
Türkiye’nin buradaki temel gerekçesi, NATO ülkelerinin teröre destek vermemesi gerektiğiydi. Ancak NATO üyesi olup, terör örgütlerine destek veren onlarca ülkeyi de unutmamak gerekir.
Gelişen son süreçlerde Türkiye’nin, Finlandiya ve İsveç vetoları birçok ülkeye samimi gelmezken bazı batılı medya organları, Türkiye’nin bu kararında Rusya’nın etkili olduğunu iddia ediyor.
Bu iddialara da Kremlin sessiz kalmadı.
Kremlin, Türkiye’nin bu kararlarıyla ilgili Rusya’nın herhangi bir talebi olmadığını, Türkiye’nin özgür kararlar alan egemen bir ülke olduğunu vurguladı.
Buna dair perde arkasında Türkiye ile Rusya arasında bir görüşme olup olmadığı konusunda emin değiliz. Ancak, İsveç ve Finlandiya’nın, NATO’ya katılım başvurusu sonrasında resmi kaynaklara göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşmedi.
Yine resmi kaynaklara göre diğer bakanlar ve diplomatlar arasında da bir temas görünmemiş.
Belki birçok insanın aklına istihbarat servisleri veya diplomatlar arasında bir görüşme olabileceği ihtimali gelebilir. Ancak böyle bir konuda Türkiye, tavır koyarken bu tavrını da dünya kamuoyundan gizlemez. Gerekçelerini meşru tutup, doğrudan tavır koyar.
Rusya’ya baktığımızda da böyle ciddi bir konuda Türkiye’yi yönlendiremez. Rusya’nın, Türkiye’yi yönlendirmek gibi bir amacı olamaz. Buna Rusya ile denk ülke olan Türkiye izin vermez. Bu nedenle bu komplo teorisinin bir karşılığı yok.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com