Yarın sandıklara gidileceği seçim sürecinin başı ve son bir ayı içerisinde partiler, genel anlamda tek hedef haline getirdikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden sokaklarda, meydanlarda propagandalarını yaparken; Erdoğan da, Kemal Kılıçdaroğlu ve üzerinden ‘Millet İttifakı’na açık ya da kapalı dahil olanlara sözlerini söyledi.
‘dikGAZETE.com’ ve daha önce yazdığım yerlerde, AK Parti’nin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a il-ilçe başkanları başta olmak üzere emeklilik, Suriye, bazı milletvekilleri, rahip Brunson vs. üzerinden eleştirel yazılar yazmış, hatta emeklilere seyyanen 100 TL., verildiği ve daha sonra bayramlarda “1000 TL” verileceğinin açıklanmasıyla birlikte, Türkiye Emekliler Derneği başkanının teşekküründe, geçmişte bu vaatleri veren Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi geçmeyince, “Kılıçdaroğlu’na da teşekkür etsinler!” şeklinde bir yazı yazmıştım.
Amacımız, Allah’ın, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” kelamı gereği, doğruluk ve adaletten yana olmaktı!.
Yarın sandığa gideceğiz…
Gelelim Erdoğan üzerinden Türkiye’ye saldıran yerli ve yabancılara…
‘İttihâd ve Terakkî’ci Jön Türkler’in organizesi gibi görünen fakat içerisinde yabancı ülkeler dahil, her kesim, her din-ırktan insanların bulunduğu, Osmanlı’yı devirmek (Osmanlı’yı devirmek gayesi güdülmüşse de, asıl amaç İslam’ı yok etmektir) için yapılan ve Sultan Abdülhamid Han’ın Selanik’e sürgüne gönderilmesine varan ve tarihe 31 Mart Vak’ası olarak geçen süreci; 1960’da Adnan Menderes üzerinden, sonraki dönemde Turgut Özal üzerinden deneyenler, bugün yine, topyekun Türkiye karşıtı ülke ve örgütler, içerideki işbirlikçi ve figüran maşalarıyla ortak hareket ederek; ülkemizi karıştırmak ve kendilerinin emirleriyle hareket eden birilerini yönetime getirmek istiyorlar!..
Ama “O dönem”, Abdülhamid Han’ı ‘Kızıl Sultan’ ilan edip, arkalarına ve yanlarına İslami dünya görüşüne sahip (birçoğu sonradan pişmanlığını açıklamıştır) önemli simaları alıp, gerek konuşmalarıyla gerek yazılarıyla Sultan Abdülhamid’in aleyhine döndürenler, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ülkemiz aleyhine bir araya gelmişlerdir!..
Keza merhum Turgut Özal’a ‘rüşvetçi’ diyerek küfür ve hakaret edenler; vefatından kısa süre sonra özellikle başbakan olarak sadece ismi olan, asıl işi ise genelkurmay başkanlığı genel sekreterinin özel kalemliğini yapmaktan ibaret Mesut Yılmaz’ı görünce, Özal’ın ardından methiyeler yazdılar; söylediler!..
Bugün, “Türkiye batarsa batsın; yeter ki Erdoğan gitsin!..” düşüncesinde olanlar, yapılan hizmetlerden memnun olmayabilirler; eyvallah!.. Ama şunları da düşünmelidirler: ABD, bazı Arap ülkeleri, Batılı ülkeler Türkiye’yi niçin hedefe koyuyorlar?!.
Hatta Venezuela’da bir darbe-sever ABD köpeğini devlet başkanı ilan edip, meşru ve seçilmiş başkan Maduro’yu devirmek için askeri harekat yapacaklarını ilan ederler?!
ABD, Suudi Arabistan ile neden dost?!
İkincisi ise, lider olmak, kalibre, kapasite ve cesaret ister!
15 Temmuz darbe girişiminde her görüşten insanlar canı pahasına darbecilere karşı direnirken, o kadar insanla birlikte sokakta olmak yerine hava alanından tüyüp, televizyon karşısında kahve yudumlayanlar, kendilerinde Erdoğan’ın kalibre ve kapasitesi olduğunu mu vehmediyorlar?!
“Bu intikam seçimidir” diyerek, ‘Cumhur İttifakı’nı azınlık olarak gören bir kısım siyaset eskileri de bilsin ki bu bir ‘intikam seçimi’ filan değildir!..
Herkes istediği gibi ‘oy’unu kullanma hakkına sahiptir… Kullanacaktır da…
Dolayısıyla bu hakkı kullanırken de, Turgut Özal ile başlayan gelişim ve dönüşüm sürecinin, arada ‘özel kalem’ ve koalisyonlar tarafından hazinesi tamtakır hale getirilip sekteye uğratılan Türkiye’nin durumunu göz önüne getirmelidir?!
Cumhurbaşkanlığı seçim dönemi ve sonrası Erdoğan’ı destekleyenleri ‘azınlık’ görenlere yazdığım bir yazıda; “Bu bilinçlenmiş azınlık; ne sürgün yemiş bir Abdülhamid’e, ne darağacına giden bir Menderes’e ne de gizemli bir şekilde öldürülen Özal’a bir defa daha izin vermeyecek, ülke yararına çalışanların arkasında dağ gibi duracaklardır ki; bu duruşta; işbirlikçi, hain maşalarla onların ağababalarına yeter” demiştim!..
Şimdi ekliyorum: Siyaset eskileri ve kalibresini, kapasitesini bilmeyenlere de yeter!..
***
Vefatının 10. yılında…
“Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hakim değilsiniz.
Bir saniyesine bile hakim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur.
Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim.
Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize ‘Niye iktidar olmadın’ diye sormayacak. Sorsa da ‘Vermediniz’ diyeceğiz.”
Muhsin Yazıcıoğlu.
Rahmetle anıyoruz…
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @alimevlutkaya , @dikgazete