Şiiliğin Arap ve Fars kollarını iyi tahlil etmek gerekiyor. Buna Kum Şiiliği ile Necef Şiiliği denilebilir. Yoksa Saddam sonrası İran ve Irak arasında yaşanan gerilimi, krizi doğru anlayabilmek mümkün olmaz.
-Muhammed Sadık es-Sadr, Mukteda Ed Sadr-
Günümüzde Iraklı Şiilerin ‘bipolar’ lideri Mukteda Ed Sadr'ın babası Muhammed Sadık es-Sadr; havzanın başına geçince, İran’da resmi bayram olarak kutlanan, Necef’teki İranlılar tarafından Irak’a da taşınıp, Irak Araplarınca da kutlanan Nevruz Bayramı’nı "cahili küfür bayramı" ilan edip yasakladı. Bu, Pers milliyetçiliğinin dini görünümlü ritüeline indirilmiş büyük bir darbeydi.
İkinci adımı ile adeta İran Şiiliğinin can damarını kesip attı. 100 yıla yakın bir süredir İranlı Ayetullah zümresi tarafından oluşturulmaya çalışılan kültür köprüsünü yıktı. Neden ve nasıl mı yaptı? Necef’te yaşayan İranlı mollaların çoğu Arapça konuşamadığından havza derslerinde bile, hem de Arap öğrencilere dahi Farsça ders vermekteydi. Sadr, havzada Farsça ders verilmesini yasakladı.
Sadr, Saddam rejiminin kendisine verdiği yetkiye dayanarak Nevruz kutlayanları ve Farsça ders verenleri ikametlerini uzatmamakla tehdit etti. Muhammed Sadık es-Sadr ilerleyen yıllarda kendisini "Veliyyi Emril Muslimin/ Müslümanların İşinin Başı/Müslümanların Koruyucusu" ilan etti.
Bu dini unvan, İranlı Ayetullah zümresinin kendilerini 'Kayıp İmam'ın varisi görmelerine yönelik yürürlükteki icraata karşı koymaydı. İran’da resmi din anlayışının omurgasını oluşturan Humeyni’nin bu konudaki içtihadına dayandırılan 'Velayeti Fakih'in kudsiyetini yerle yeksan etti.
Zaten Sadr, Humeyni sonrası yerine geçen İran dini lideri Hamaney’in dini bilgisinin yeterli olmadığı için Müslümanların genel taklid mercisi olamayacağını, buna kendisinin layık olduğunu açıkça belirtmekteydi. Haklıydı; çünkü gerek Hz. Ali'ye uzanan soy silsilesi gerekse Arapça tahsil ettiği dini ilimlerdeki yetkinliği, onun iddiasını güçlendiriyordu.
Humus paylaşımı, İranlı mollaları çileden çıkardı!..
1997’de Muhammed Sadık es-Sadr mercilik ağını Irak dışına, özellikle İran’a taşımak istediğini belli edince, İran devlet basını, özellikle İran dini lideri Hamaney’e yakın muhafazakar gazeteler ve İran’daki Iraklı Şii örgütlerin basınında aleyhinde yoğun bir kampanya yürütüldü.
Şii fıkhında ölmüş imam değil yaşayan imam taklid edilir. Bu nedenle her Şii birey, bağlı olduğu dinî merciie gelirinin beşte birini vermek zorundadır, buna 'Humus' denilir. Humusun, Sünnî fıkhında daha dar kapsamlı tutulmasına karşılık Şîa fıkhında ve uygulamasında ayrı bir önem kazanıp kurumlaştığı görülmektedir.
Bu açıdan bakıldığında Humus kabul eden her Ayetullah, milyar dolarlara sahiptir. Her birinin banka hesaplarını, gayri menkullerini, yurt dışı yatırımlarını saymaya kalksanız, işin içinden çıkamazsanız. Paralarının izini Londra bankalarından sürebilirsiniz.
- Muhammed Sadık es-Sadr-
İran’daki Ayetullah zümresi, Muhammed Sadık es-Sadr'ın İran’da takipçilerinin sayısının artmasını hem humus paylaşımı açısından hem de kendi dini otoritelerinin sarsılması açısından tehlikeli buldular. Bu sebeple İran'da faaliyetine müsaade edilmedi.
Çünkü İran’da Ayetullahlara verilen Humus'un paylaşımı söz konusuydu. Muhammed Sadık es-Sadr, bazen humus kabul etmiyor, verilen humusları da fakir halkla paylaşıyor, onlardan biri gibi yaşıyordu. Kâl ehli değil hâl ehli olmayı tercih etmişti. İnandığı gibi yaşıyordu.
Cuma Namazı kılınabilir!..
Muhammed Sadık es-Sadr, 1997’de cuma namazlarının kılınması gerektiğine, bunun farz olduğuna dair bir fetva yayınladı. O tarihe kadar Irak Şiilerinde yaygın olan görüş "adil hükümdar" yani "Mehdi/Kayıp İmam" yok iken cuma namazı kılınamayacağı olduğundan Irak Şiileri, cuma namazı kılmıyordu.
İran’da ise Humeyni’nin, Mehdi gelmeden cumanın farz olmadığı ama kılınabileceği görüşüne binaen cuma namazı kılınıyor ama Humeyni’nin dini liderliği döneminde (1979-1989) Humeyni, hiçbir zaman cuma namazlarına katılmıyordu.
Sistani'nin ABD işgalini meşrulaştıran Cuma Fetvası…
Hamaney dini lider olduktan sonra nadiren cuma namazlarına katılmıştı. 2003 Irak işgali öncesinde cuma namazının caiz olmadığı fetvasını veren İran destekli Sistani, Irak’ta ABD yönetimi kurulduğunda cuma namazının caiz olduğu fetvasını verecekti.
Cuma namazı kılmayan diğer Şiilere karşı, Muhammed Sadık es-Sadr, Iraklı Sünnilerle de cuma namazı konusunda bir dayanışmaya gitti. Sadr’ın temsilcileri Sünni imamlar arkasında cuma namazı kıldığı gibi Sünniler de Kufe Mescidi’nde Muhammed Sadık es-Sadr ile cuma namazı kıldı.
Sadr’ın cuma namazlarına katılımı yasaklayan Sistani gibi mercileri cuma hutbelerinde "Suskun Havza" tabiriyle kınayan Sadr, Sünnilerle cuma kıldıklarını ama bazı Şiilerle kılamadıklarını belirterek bu durumdan yakındı.
İran destekli Necef’deki Şii Mercilerin merkezi Londra!..
Taki el-Hoyi’nin şaibeli ölümünün ardından Aralık 1996’da Muhammed Sadık es-Sadr’ın baş rakibi Ali Sistani’nin evine yapılan bombalı saldırı, Sadr taraftarlarından bilindi.
- Ali Sistani-
Nisan 1998’de Necef’te Sistani çevresinden İranlı Ayetullah Murtaza Burucerdi sokak ortasında vurularak öldürüldü.
Haziran 1998’de ise İranlı merci Ali Ğaravi’nin içinde olduğu araç, Kerbela’dan Necef’e dönerken otomatik silahlarla tarandı. Ğaravi olay yerinde öldü. İranlı mercilere yapılan bu suikastlerden, Sadr karşısındaki Şii cephe, Sadr’ı sorumlu tuttu.
Londra’daki Hoyi Merkezi, BBC’ye yaptığı açıklamada Saddam’ın Sadr’ı Necef’te rakipsiz bırakmak için diğer Şii mercileri Sadr ile beraber katlettiğini belirtti.
Muhammed Sadık es-Sadr ise yaptığı açıklamada Ğaravi’nin asıl Sistani’nin rakibi olduğunu belirterek cinayetin baş şüphelisinin Sistani olduğunu belirtti. İran devletini de muhtemel failler arasında zikretti.
6 Ocak 1999’da Sadr’a düşman olan mercilerden Beşir Necefi’nin içinde bulunduğu araba Necef’te seyr halindeyken yakınına el bombası atıldı. 3 kişinin öldüğü saldırıdan Beşir Necefi yaralı olarak kurtuldu. Bu saldırıdan da düşmanlarınca Sadr sorumlu tutuldu.
16-19 Aralık 1998’de ABD ‘Çöl Tilkisi’ adını verdiği harekatta Ramazan ayı başlangıcında Irak’ı havadan yoğun biçimde bombaladı. Daha önce cuma hutbelerinde siyasi konulara girmekten özenle kaçınan Sadr, bu harekâtı hazırlayan siyasi süreçten itibaren cuma hutbelerinde Sadr, ABD ve İsrail aleyhine konuşarak katılımcılara ABD ve İsrail aleyhine slogan attırdı.
Yine Sadr, ABD’nin Irak’a Mehdi’nin çıkışını engellemek için saldırdığını, 1991 saldırısının da yeni saldırıların da bu amaçla yapıldığını iddia etti
Muhammed Sadık es-Sadr’ın öldürülüşü (19 Şubat 1999)…
19 Şubat 1999’da Kufe Mescidi’nde 45. kez cuma namazını kıldıran Muhammed Sadık es-Sadr, aynı gün adeti olduğu üzere, akşam ve yatsı namazını birleştirerek Hazreti Ali Türbesi’nin avlusunda kıldırdı. Namazın ardından evine dönmek üzere türbeden iki oğlu ve bir öğrencisiyle beraber arabası ile hareket etti. On dakika sonra kimliği belirsiz silahsız kişiler kuytu bir yerde otomatik silahlarla arabasını taradı ve kaçtı.
Silah seslerini duyanlar yetişip müdahale etti. Sadr’ın iki oğlu Mustafa ve Muemmel Sadr, Sadr’ın arabadaki öğrencisi olay yerinde ölmüştü. Muhammed Sadık es-Sadr, bilinci kapalı ve ağır yaralı olarak Necef’teki Saddam Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktorların yoğun çabasına rağmen hayatını kaybetmişti.
Saddam rejimi, olayı öğrendiğinde Sadr hayatta değildi, bu sebeple öğrenir öğrenmez Necef’e ilettikleri Sadr’ın hastane şartlarının daha iyi olduğu Bağdat’a nakledilmesi talepleri de anlamsız kaldı.
İranlı Şii molla Abbas el-Kufi ve adamları cinayetin failleri olarak teşhir edildi. Sadr cinayetiyle suçlanan Abbas el-Kufi ve arkadaşları Nisan 1999’da idam edilmiştir. Genel kanaat Sadr’ı gerçekten de İran’ın, İran’daki Iraklı Şii örgütler ve Necef’teki İranlı mollaların ittifakıyla öldürdüğü yönündedir. Bu ittifakın Irak’a dair planlarında arkasında dev bir halk desteği olan ve bu desteği git gide büyüten Sadr’ı önlerinde engel olarak gördüğü için öldürdükleri belirtilmektedir.
2003 Irak işgali öncesinde Sadr Grubu’nun tezi de bu yöndeydi. ABD Ordusu ile beraber Necef’e giren Ebulkasım el-Hoyi’nin küçük oğlu ve Londra’daki Hoyi merkezinin yöneticisi Abdulmecid el-Hoyi (1962-2003) 10 Nisan 2003’te Sadr taraftarlarınca aleni bir şekilde linç edildi.
Abdulmecid el-Hoyi’nin merkezi aracılığıyla özellikle basında 1990’lı yıllarda Muhammed Sadık es-Sadr aleyhine yoğun bir propaganda yürüttüğünden bu saldırı da bir intikam saldırısı olarak değerlendirildi.
Mukteda es Sadr, babasının oğlu; nerede kalmıştık!..
12 Ağustos 1973'te Necef'te ünlü Sadr ailesine mensup, geleceğin ünlü ve tartışmalı Şii mercii Muhammed Sadık es Sadr'ın üçüncü oğlu olarak dünyaya geldi. Sadr Hareketi'nin mevcut lideridir. Dini veya siyasi herhangi bir yetkiye ya da mevkiye sahip olmamasına rağmen babasının ağırlığı ve hatırası nedeniyle Irak siyasetinde ağırlıklı bir yeri var.
İlk evliliğini babasının isteğiyle iki abisi gibi o da Bakır es Sadr'ın kızlarından biriyle 1994’te yaptı, daha sonra bu eşini boşadı, başka evlilikler de yaptı.
Başarısız olduğu ve birkaç kez sınıfta kaldığı bir ilkokul hayatının ardından Mukteda es Sadr, babasının isteğiyle Havza'da eğitimine başlamakla beraber tüm derslerinde başarısız olarak herhangi bir ilerleme kaydedemedi. Bunda çevresinde 'Molla Atari' olarak anılmasına sebep olan ‘atari’ oyunlarına olan bağımlılığının etkisi büyüktü.
Söylemleri, konuşma tarzı, argo kelimeler kullanması ve bozuk Arapçası pek çok kez alaya alındığı gibi geniş kitleli Sadr Hareketi'ni yönetme tarzı da çok eleştirilse de geniş halk kitlelelerini peşinden sürükleyebildi.
ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra ekranlarda boy göstermeye başlayan, Mukteda es Sadr, Irak siyasetinin en önemli aktörlerinden biri oldu. Başlangıçta çoğu kimse onu; “Kim bu yeni yetme, nasıl bu kadar büyük işleri organize edebiliyor, gücünü nereden alıyor?” diyerek yadırgadı.
Henüz yirmili yaşlarda olan bu genç, aykırı çıkışları, sert bakışları ve başında eğreti duran sarığı ile bir molladan çok, bıçkın bir delikanlıya benziyordu.
-Mukteda es Sadr-
Babası Muhammed bin Muhammed Sadık es Sadr ile birlikte iki ağabeyi Mustafa ve Muammile'nin 19 Şubat 1999'da Saddam rejimi tarafından bir suikast sonucu öldürülmeleri üzerine hiç hesapta yokken öne çıktı. Bipolar rahatsızlığı olduğu söylenmekteydi. İçine kapanıktı ve etrafındakilere göre liderlik özelliklerine sahip değildi.
Ailesi, İngiliz karşıtlığı ile tanınıyor…
Mukteda es Sadr'ın dedesinin babası olan Seyyid Muhammed Mehdi es Sadr (1879-1939), babasının yolunu izler, Sünni ve Şiileri birleştirmek için çalışır; 1920'de İngiliz sömürge yönetimine karşı başlayan isyan hareketinin içinde yer alır. Amcazadesi Seyyid Hasan es-Sadr'ın lideri olduğu, Şiî ve Sünnîlerin birlikte kurdukları “Haras el-İstiklâl/Bağımsızlığın Muhafızları” örgütünün en aktif üyelerinden biri olur.
Hem Şii, hem de Sünni camilerinde Ramazan ayı boyunca Haras el-İstiklal üyeleri tarafından birlikte organize edilen “Mevlîd-i Nebî” etkinliklerinde, her iki toplumdan vaizler İslam bayrağı altında birleşmenin ve direnişin farz olduğunu vurgulayarak halkı birleştirirler.
1921'de, işgali ve manda yönetimini meşrulaştırmak amacıyla İngilizler, peygamber ailesinden Şerif Hüseyin'in oğlu Faysal'ı, Irak Kralı ilan edince; Muhammed Mehdi es Sadr ve arkadaşları, İngilizlerin oluşturmak istedikleri göstermelik meclisin seçimlerine katılmayı yasaklayan fetvalar yayınlarlar. Buna karşı İngilizler de bu fetvayı veren alimleri aileleri ile birlikte İran'a sürgün ederler ve 1924'e kadar Irak'a dönmelerine izin vermezler.
Ailenin neredeyse hiç şaşmadan devam eden çizgisi İslami değerlere bağlılık ile Necef merkezli, 'Arap Şii' anlayışıdır. Başta Humeyni Ailesi ve İran Cumhurbaşkanı Hatemi olmak üzere birçok İranlı aile ile yakın akrabalıklarına rağmen bu çizgileri değişmemiştir.
Onlara göre Şiiliğin merkezi Necef ve Kerbela'dır. İlk Şiiler Arap'tır ve eğitim dili Arapça'dır. İran, bir 'Şii İslam Devleti' olsa da vesayeti kabul edilemez.
Bugünkü durumun özeti işte budur!
Irak’ın müstakbel başbakanı Muhammed Cafer es-Sadr…
Irak’ın İngiltere Büyükelçiliği görevini yürüten Muhammed Cafer es-Sadr, Mukteda es-Sadr’ın kuzeni ve Saddam Hüseyin döneminde idam edilen Şii dini mercilerden Şii İslami Dava Partisi’nin kurucusu Muhammed Bakır es-Sadr’ın oğlu.
Mensubu olduğu Sadr Ailesi, Osmanlı Devleti döneminde Güney Lübnan’ın Şii yoğunluklu Cebel Amil bölgesinden Irak’a göç eden, 1948’te kraliyet döneminde 5 ay Irak Başbakanı olan Muhammed Sadr (1882-1956), Güney Lübnan’da Emel Hareketi’ni kuran Musa Sadr (1929-1978), 1980’de idam edilen ünlü din adamı Muhammed Bakır es-Sadr (1935-1980) gibi tanınmış isimler yetiştiren, din adamlarıyla meşhur bir Şii Arap ailesidir.
Sadr ailesinin kökenleri Hz. Ali’nin torununun torunu olan, Cafer-i Sadık’ın oğlu İmam Musa Kazım’a dayanır. 1998 yazında Iraklı Şii Lider Mukteda Ed Sadr’ın babası Muhammed Sadık es-Sadr yakın adamı İsmail el-Vaili’yi Muhammed Bakır es-Sadr’ın oğlu Cafer es-Sadr (1970-) eşliğinde İran’a Kum şehrinde kendi adına büro açmak üzere kitap ve videolarıyla beraber gönderdi.
Cafer es-Sadr, o yıllarda Muhammed Sadık es-Sadr’ın öğrencisiydi. Muhammed Sadık es-Sadr, Cafer es-Sadr’ı İran’a kendi adına göndererek İran’da aleyhine oluşan havayı dağıtmayı planlıyordu.
Çünkü Muhammed Bakır es-Sadr’ın İran’da özellikle Iraklı Şii örgütlerinde büyük bir saygınlığı vardı. Muhammed Bakır el-Hakim, Mahmud Şahrudi, Kazım Hairi gibi İran rejimiyle yakın ilişkilere sahip İran’da sürgünde önemli Iraklı Şii liderler Muhammed Bakır es-Sadr’ın öğrencileriydi.
-Muhammed Bakır es-Sadr-
Muhammed Sadık es-Sadr, kendilerine Hamaney’e ulaştırmak üzere bir hediye de vermişti. Fakat İran’a vardıklarında Hamaney, kendileriyle görüşmeyi kabul etmediği gibi aracı ile ulaştırmaya çalıştıkları hediyeyi de "Ben Saddam’dan hediye kabul etmem" diyerek reddetti.
Kum’da İran devletinden izinsiz olarak Sadr adına büro açan Vaili ve Cafer Sadr, İran’daki Iraklılara Sadr’ın kitaplarını dağıtmaya başladılar. Sürgündeki Iraklıları en çok etkileyen ise Kufe Mescidi’nde onbinlerce kişinin kıldığı cuma namazı videoları oldu. Kum’daki Iraklılara, Irak’ta Muhammed Sadık es-Sadr öncülüğünde büyük bir uyanış olduğunu, Sadr aleyhine yapılan propagandalara aldanmamaları gerektiği, kendilerinden maddi ve manevi destek beklediklerini açıkladılar.
Kum’daki İranlılar arasında Sadr yandaşları oluşmaya başladı. Kum’daki Sadr bürosuna İran devletince operasyon yapıldı. Cafer es-Sadr, babasından dolayı hapse atılmazken ev hapsine alındı. İsmail Vaili ise İran’da hapsedilip ağır işkence gördü.
Bugünlerde Bağdat’ta yeni hükümet kurma çalışmalarında ismi Başbakan olarak geçen, Irak'ın Londra Büyükelçisi Cafer es-Sadr, babası, amcası ve kuzeni gibi sıkı bir İran karşıtı.
Cafer es-Sadr hakkında ne biliniyor?
Mohammad Jaafar AL- Sadr – Irak Cumhuriyeti'nin Birleşik Krallık Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi. 7 Eylül 1970 Al-Nejaf Al-Ashraf doğumlu. Cafer es-Sadr, kız kardeşi ile evlenen Mukteda es-Sadr'ın kayın biraderidir. Ayrıca İran'ın eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ile de aile bağları var.
Evli ve 6 Çocuğu var. 1995-2007 arası Necef ve Kum'da dini araştırmalarda bulundu. 2011’de Lübnan Üniversitesinden Sosyoloji bölümünden mezun oldu. 2010 Seçimlerinde Milletvekili Seçildi. 2019’da Dışişleri Bakanlığı Büyükelçisi, Uluslararası Organizasyon ve Konferanslar Dairesi Başkanıydı. Yine aynı yıl; Irak Cumhuriyeti'nin Birleşik Krallık Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi oldu.
Sadr, önce Bağdat'ta, ardından Necef'te okudu. 1999'da İran'da Kum'a taşındı ve burada Ayetullah Kazım el -Haeri'nin yanında çalıştı; 1998’de tutuklandı ve ofisi kapatıldı. Cafer es-Sadr, 2010 yılında Başbakan Nuri El Maliki'nin Hukuk Devleti Koalisyonu Temsilciler Meclisi üyeliğine seçildi. Şubat 2011'de hizmetlerdeki bozulmayı ve "koruyuculuk ve kayırmacılık" sistemini protesto etmek için parlamentodan istifa etti.
Al-Sadr, 2018 seçimlerinin ardından bir kez daha potansiyel bir Başbakan olarak gösterildi. Şimdi Irak'ın Birleşik Krallık Büyükelçisi. Kürdistan Demokrat Partisi, Sadr bloku ve Siyada İttifakı'ndan oluşan Parlamento ittifakı "Vatanı Kurtarmak", Irak Cumhurbaşkanlığı ve Başbakan adaylarını resmen açıkladı.
Sadr bloğunun başkanı Hassan al-Adhari düzenlediği basın toplantısında, "Başkanlık adayımız Rebar Ahmed (Kürdistan'ın şu anki İçişleri Bakanı) ve Başbakanlık pozisyonu için Muhammed Cafer Muhammed Bakır el. -Sadr (Irak'ın şu anki Londra Büyükelçisi)." bilgisini verdi.
Bağdat’ta yeni hükümet, Ankara ekseninde kurulacak…
Sadr Grubu, 329 sandalyeli Meclis'in 73 vekilini kazanarak seçim birincisi olmuştu. KPD’nin 31, Sünni Egemenlik Koalisyonu'nun da 60’dan fazla vekili bulunuyor. Bağdat'ta Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Sünnilerin Meclis Grubu olan Egemenlik Koalisyonu üyeleriyle görüşme sonrası basın toplantısı düzenleyen Sadr Meclis Grubu Başkanı Hasan Azari, "Vatanı Kurtarma İttifakı"nda birleştiklerini açıkladı.
-Kerkük Milletvekili Erşat Salihi-
Irak Meclisi Türkmen Grubu Başkanı ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın başbakan adayı Muhammed Cafer es-Sadr'ı destekleyeceklerini dile getirdi.
Sadr Hareketinin siyaset kanadındaki yahut Irak meclisindeki liderlerinden hiçbirinin, ABD’nin Bağdat’taki büyükelçileri de dahil hiçbir ABD’li yetkiliyle görüşmemiş olması dikkat çekiyor. Aynı durum, belli bir düzeye kadar İngilizler için de geçerli. Ama İngilizler diyalog için açık bir kapı bulmuş görünüyor. Zira Mukteda es-Sadr'ın kuzeni Irak Başbakanlığı için ismi konuşulan Cafer Muhammed Bakır es-Sadr, Irak'ın Londra Büyükelçiliği görevini yürütüyor.
Cafer es-Sadr, Irak'taki güvenlik ve siyasi durumun bozulmasının birçok nedeni olduğuna inanıyor. Ona göre bu nedenlerden bazıları, Saddam rejiminin mirası; “yabancı koalisyon güçleri”nin, Saddam ordusunu ve güvenlik güçlerini dağıtma kararı ve mezhepçiliği teşvik eden politikaları ve üyeleri aynı zamanda mezhepçiliği ve etnosentrizmi de güçlendiren bir yönetici elit.
-Başbakan Mesrur Barzani, resmi ziyaret kapsamında Londra’da, Irak’ın Bağdat Büyükelçisi ve Başbakan Adayı Muhammed Cafer es-Sadr ile görüştü…-
Erbil, Kürdistan Bölgesi, Irak (GOV.KRD) - Başbakan Mesrur Barzani, Irak'ın İngiltere Büyükelçisi Muhammed Cafer es-Sadr ile İngiltere ziyaretlerinde bir araya gelir. Son görüşmelerinde her iki taraf da Irak'taki siyasi süreci ve Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların diyalog yoluyla çözülmesinin öneminde hemfikir olduklarını açıkladılar. Görüşmede, ayrıca Irak'ın yeni hükümetini kurma çabaları ele alındı.
Şii siyasi güçlerin, İran destekli Fetih ittifakının başkanı Hadi el-Amiri, İngiltere’nin Bağdat Büyükelçisi Mark Bryson-Richardson'ı çok seviyor olmalı ki ona danışmadan bir iş yapmıyor. Bununla birlikte, Hadi el-Amiri tersinden bir algı operasyonu başlatarak, İngiltere'nin etkili Şii din adamı Mukteda es-Sadr ve müttefiklerini İran destekli çeşitli grupları saf dışı bırakacak ve Irak'a yeni bir siyasi düzen dayatacak bir “çoğunluk hükümeti” kurmaya teşvik ettiğini söyledi.
Ancak tarafsız kaynaklar ve istihbarat raporlarına göre Sadr'ın projesinin arkasında İngilizlerin olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Irak'ta yabancı nüfuz söz konusu olduğunda, ABD ve İran çok daha güçlü. Yine de İngilizlerin 2003'ten bu yana Irak'taki birçok önemli kararda çok önemli bir rol oynadığına inanılıyor.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://www.basnews.com/tr/babat/751108
https://www.mepanews.com/mukteda-es-sadr-kimdir-260h.htm
https://www.mepanews.com/muhammed-sadik-es-sadr-kimdir-35769h.htm
https://www.indyturk.com/node/125536/ türkiyeden-sesler/ortadoğu-notları-7-sadr-ailesi
https://www.tebaajansi.com/irak/basbakanliga-aday-gosterilen-sadr-dan-aciklama-h292738.html
https://www.kurdistan24.net/tr/story/77571-Başbakan,-Irak’ın-Londra-Büyükelçisi-Sadr-ile-bir-araya-geldi
https://turkish.aawsat.com/home/article/3253156/sadr-koşullu-abd-açılımıyla-irakta-yeni-bir-hükümetin-kurulmasına-zemin
https://www.mofa.gov.iq/london/en/curriculum-vitae/
https://carnegieendowment.org/2010/04/05/who-will-be-next-prime-minister-of-iraq-pub-40492#sadr
https://amwaj.media/article/jaafar-al-sadr-muqtada-al-sadr-iraq
https://gov.krd/english/government/the-prime-minister/activities/posts/2022/april/pm-masrour-barzani-meets-iraqi-ambassador-to-uk/
https://shafaq.com/en/Iraq-News/Jaafar-Al-Sadr-pledges-to-restore-the-STATE
https://gulfnews.com/world/mena/jaafar-al-sadr-poised-to-become-iraqs-7th-post-saddam-prime-minister-1.86980311
https://www.middleeasteye.net/news/iraq-foreign-powers-sucked-into-political-stalemate-how
yaren 3 yıl önce
numanist 3 yıl önce