Trump, Rusya’nın Ukrayna ihtilafı öncesi hassasiyetlerini gündeme alacak
MOSKOVA
Türk siyaset adamı Osman Kozan, “Donald Trump, Rusya’nın Ukrayna ihtilafı öncesi hassasiyetlerini gündeme alacak” dedi.
FİKİR PANOSU Telegram kanalına konuşan Osman Kozan, görüşünü şöyle aktardı;
ABD seçimlerini Trump kazandı. Küreselciler kaybetti. Seçimler öncesi Trump’ın açıklaması, küresel bazda ABD’nin politikalarının, açıkça söylemese de “yanlış politikalar” olduğunu söylemişti. “ABD’nin 36 Trilyon dolar borcu olduğuna” dikkat çekerek, “ABD’nin ekonomik sorunlarının çözülmesi gerektiğini” söyleyerek küresel para baronlarına da gönderme yapmıştı.
Trump, bazen örtülü, bazen açık birçok konuşmasında, “küresel elitlerin, Ülkeleri savaştırarak Tek Dünya Devleti hedeflerine hizmet ettirmek istediğini ve bu konuda Rusya lideri Vladimir Putin’le uzlaşacak bir lider olduğunu” ima etmişti. Ayrıca, “Rusya-Ukrayna sorununu çok kısa sürede bitirebilecek biri olduğunu” söylemişti. Trump, seçim öncesi söylemlerinin arkasında durursa, Rusya’nın güvenlik endişeleri konusunda olumlu adım atacaktır.
Rus dış politikası da çok açık ifadeyle; “küresel elitlerin, çok yönlü barışçıl görüşmeleri engelleyici politikalar ürettikleri ve 3. Dünya Savaşına zemin hazırlayarak, hedeflerine ulaşmak istedikleri” zaman zaman Putin tarafından dile getirilmişti.
Putin, özellikle küreselcilerin desteklediği LGBT konusunda Rus toplumunun aile yapısını korumak için aldığı kararlarla küreselcilere karşı kararlılığını da göstermişti.
Artık örtülemeyen bir gerçek var ki, Rusya-Ukrayna sorunu, Türkiye’nin güneyindeki PKK terörü ve dünyanın birçok yerindeki savaşlar, küresel elitlerin bölgesel hedeflerine hizmet etmektedir.
Trump “Benim dönemimde ABD savaşlara girmeyecek. Çocuklarınızı savaşa göndermeniz gerekmeyecek. Sizleri savaşmaya ve yurtdışındaki bitmek bilmeyen aptalca savaşlarda ölmeye göndermeyeceğim” diyerek hem Rusya ile hem de Türkiye ile uzlaşmacı barışçıl bir politika izleyeceği izlenimini veriyordu.
Trump‘ın Rusya’nın güvenlik konusundaki açık net açıklamaları karşısında olası 3. Dünya Savaşı’na da izin vermeyeceğini açıklaması, ABD’nin Trump liderliğinde Avrupa politikası üzerinde de ciddi bir değişikliğe gideceğini söyleyebilirim.
Trump’ın “3. Dünya Savaşı'na izin vermeyeceğim. Kaldı ki bu, tankların sokaklarda ilerleyip birbirine ateş ettiği geleneksel bir savaş olmayacak. Bir nükleer savaş olacak ve muhtemelen bütün dünyayı imha edecek. Bunun olmasına izin vermeyeceğim, başka hiç kimse bunu söyleyemez” demesi de savaş bölgelerinde barış adımlarının işareti olabilir.
Seçim öncesinde Trump’ın “Rusya ile Ukrayna arasındaki soruna 24 saat içerisinde çözüm üreteceğim” sözü, Rusya’nın söz konusu ihtilaf öncesi hassasiyetlerinin gündeme alınacağına işaret ediyor.
Trump’ın kazanması, Türkiye’deki siyasi gelişmeleri etkileyecektir. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde Suriye’nin toprak bağımsızlığını hiçe sayarak bir devlet kurdurma çalışmasının değişeceğini düşünmüyorum. Türkiye’nin haklı güvenlik endişesi, Rusya’nın NATO genişlemesinin oluşturduğu güvenlik endişesi ile örtüşmektedir. Her ne kadar Türkiye bir NATO ülkesi olsa da kendisine zarar verenlerin, Türkiye’yi bölmeye çalışanların başta ABD olarak NATO ülkeleri olduğunu biliyor.
Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunun Türkiye ve Rusya’nın kararlı ortak tutumu olup bu ortak payda üzerinden işbirliğinin geliştirilmesi gerekir. Bu işbirliği, Türk siyasetinde sadece iktidarla yürütülmemeli. Ortak çıkarlara hizmet edecek çok yönlü ilişkiler çoğaltılmalı.
Özellikle Suriye’nin yeniden imar edilmesi, ticaretin geliştirilmesi, Mezopotamya bölgesine barış getirecek bir büyük bir serbest ticaret bölgesinin oluşturulması, Türkiye’nin de paydaş olup destekleyeceği bir proje olacaktır. Ticaretin olduğu yerde refah olur, refahın olduğu yerde huzur ve barış olur.
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com