Usame bin Ladin, Mayıs 2011'de öldürüldüğünde, halefinin kimliğini çoktan belirlemişti. Örgütünün 2001 yılında Mısır İslami Cihad (EIJ) ile birleşmesi şartlarına göre, EIJ'nin eski lideri Eymen al-Zawahiri, El Kaide'nin bir sonraki emiri olacaktı. Öyle de oldu, 2011-2022 yılları arasında el-Kaide'nin lideriydi. Taliban ile Afgan hükûmeti ve NATO güçlerinin yürüttükleri savaşın en yoğun yaşandığı bölgelerden Helmend Vilayetinde yaşıyordu. Taliban'ın Ağustos 2021'de Afganistan'da iktidarı ele geçirmesinin ardından El Zevahiri de Helmend vilayetinden Kabil'e taşınmıştı.
-Üçü bir arada üçü de aynı şahsa ait Seyfül Adil-
31 Temmuz 2022'de, Kabil'de ABD'ye ait bir insansız hava aracından fırlatılan füzeyle öldürülünce, El Kaide muhafızları Zevahiri ve arkadaşlarının cesetlerini Kandahar vilayetinin Pençvaiye ilçesine gizlice gömdüler. Bu suikastın ardından istihbarat servisleri örgütün yeni başkanı kim olacak sorusuna cevap aramaya başladılar.
Şimdiye kadar El Kaide şurası, örgütün yeni lideri hakkında bir açıklama yapmasa da özellikle batı medyası söz birliği etmişçesine yeni emirin; Seyfül Adil'in 1981 yılında Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'a düzenlenen suikasta karıştığından şüphelenilen, 1988 yılında Afganistan'da Sovyet işgaline karşı savaşan mücahitlere katılmak üzere Mısır’ı terk eden ve El Kaide’nin komutanları arasında yer alan Seyfül Adil olduğunu belirtiyor.
Mehmet Akif Ersoy ve Zevahiri'nin dedeleri Teşkilat-ı Mahsusa’da görevliydi!..
Tıp doktoru Zevahiri, Mısırlı seçkin bir aileden geliyor. Dedesi Rabia'a al-Zawahiri, Kahire'deki El-Ezher Üniversitesi’nde idareciydi. Annesi Umayma Azzam, Teşkilat-ı Mahsusa mensubu, Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Mısır'da ikamet ettiği yıllarda tanıdığı, Mısırlı edip ve Türkolog Abdulvehhâb Azzâm’ın torunudur. Mehmet Âkif’in yakın dostu Abdulvehhâb Azzâm; Arapçanın haricinde Farsça, İngilizce, Türkçe ve Urduca biliyordu.
Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Arap Dili ve Doğu Dilleri Bölümü başkanlığına, 1945 yılında da Edebiyat Fakültesi dekanlığına getirildi. Bir yıl sonra da Mecmau’l-lugati’l Arabiyye /Arap Dil Akademisi üyesi oldu. 1954’te Suudi Arabistan’a büyükelçi olarak tayin edildi. Suud hükümeti tarafından Riyad Üniversitesi’ni kurmakla görevlendirildi. Abdulvehhâb Azzâm, 1959’da Riyad’da ölünce cenazesi Mısır’a getirildi ve Hilvân’da defnedildi.
Türk dili ve edebiyatını Kahire Üniversitesi’nde ilk defa okutan Azzâm’ın, Mehmet Âkif ’in Hilvân’da bulunduğu sırada onunla yakın komşuluğu ile başlayan ilişkileri giderek dostluğa dönüştü. Hatta Abdülvehhab Azzam, Mehmet Akif’e El Câmiatü’l Mısriyye’de (Mısır Üniversitesi) Türkçe dersleri vermesini sağlamıştı. Eymen al-Zawahiri’nin büyük amcası Abdur Rahman Azzam, Mehmet Akif Ersoy’un yakın dostuydu ve Teşkilat-ı Mahsusa’da birlikte çalışmışlardı. Abdurrahman Azam, Trablusgarp Muharebesi’nde gönüllü olarak Türklerle beraber İtalyanlara karşı savaşmıştı. Arap Birliği'nin ilk sekreteriydi. Uzun sözün kısası merhum Akif; Azzam ailesinin büyükleri ile yakın dostluklar kurmuştu.
‘Arap Baharı’ süreci başladığında aklıma ilk gelen isim Mehmet Akif Ersoy olmuştu. İstiklal Marşı şairimizin, Mısır’da ikamet ettiği yıllarda Müslüman Kardeşler yani İhvanü’l- Müslimin teşkilatının kurulmasında büyük emeği geçmişti. 2006 yılından beri yaptığım araştırmalarda merhum Mehmet Akif Ersoy'un Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın kurulmasında oldukça önemli bir vazife üstlendiğini Türk kamuoyunda ilk kez ben ortaya koymuştum.
Araştırmalarıma göre İhvanü’l- Müslimin teşkilatının kurulmasında Mehmet Akif’in katkısı çok büyük. Teşkilat, resmi olarak Hasan El-Benna tarafından 1928’de Mısır’ın İsmailiye kentinde faaliyete geçti. Halifeliğin ihyasından yanaydılar ve İngiliz karşıtı bir söylemleri vardı. Teşkilat kurulmadan önce Hasan el Benna’nın istişare ettiği, sohbetlerine katıldığı, ilminden istifade ettiği isimler, Akif’in Teşkilat-ı Mahsusa’da yakın çalışma arkadaşlarıdır.
Zaten Hasan El Benna’nın babası da Teşkilat-ı Mahsusa elemanı olarak Birinci Dünya Savaşı sırasında Muğla’ya götürülmüş ve orada bir çiftlik evinde özel eğitime tabi tutulmuştu. Akif’in, İhvan’la ilişkileri görünürde yok gibidir. Sebebine gelince, İngiliz istihbaratının Ortadoğu merkez üssü Mısır’dır ve özellikle Türkiye’den gelenler takip edilmektedir. Bu nedenle Akif, İhvan’la ilişkilerini Mısırlı dostları üzerinden gerçekleştirmiş, İngiliz istihbaratının radarına yakalanmamaya dikkat etmiş ve bunda da başarılı olmuştur.
Zevahiri’nin ölümü ve küresel sonuçları…
Afganistan’ı işgal eden ABD ordusunun geri çekilmesi sürecinde ABD-Taliban anlaşması kapsamında Zevahiri'nin yerini, muhtemelen şimdiki Taliban yönetimi ABD’li İstihbarat yetkilileri ile paylaştı. Bu CIA'nın boyunu aşan bir operasyondu. Sonuçta El Zevahiri'nin öldürülmesi, ABD istihbaratının göreceli bir zaferi, ancak Joe Biden dış politikasının başarısızlığıdır. Çünkü ABD güçlerinin El Kaide'yi ortadan kaldırmak için Afganistan'ı işgal etmesinden 21 yıl sonra Kabil'in kalbinde rahatça yaşayan Bin Ladin'in halefi ve 11 Eylül koordinatörlerinden Eymen al-Zawahiri’yi öldürmesi, El Kaide'nin yeni bir stratejiye yönelmesini ve propaganda araçlarını değiştirmesini sağlamaktan başka neye yaramıştır?
Taliban içindeki El Kaide kadrolarının tasfiyesinde bu ilk adım atıldı. Ayrıca Zevahiri'nin öldürülmesi ile Afganistan El Kaide'nin merkez üssü olma özelliğini kaybetti. El Kaide'nin üstlendiği kutsal savaş için cephe genişlemiştir. Bu son durum, El Kaide'nin ABD ile özdeşleştirdiği emperyalizmle savaşını Asya ve Ortadoğu'dan Avrupa ve Afrika’ya taşımasına yol açacaktır. Moritanya, Mali, Senegal ve Nijer, örgütün etki alanında. İstihbarat raporlarına göre El Kaide’nin dünya genelinde 30 bin ila 40 bin arasında aktif üyesi mevcut. Birçok ülkede uyuyan hücreleri var. Düzensiz göçmen kitleleri ile kıtalar arası network oluşturdu.
Birbiri ile rakip ve düşman ülkelerin karşıtlığından faydalandı. İstihbarat eğitimi almış kadroları sayesinde birçok ülkenin gizli servislerinden eleman devşirdiler. Hatta kendileri bu gizli servislere girdiler. İngiltere'de İRA, İspanya'da ETA ve BASK benzeri ulusal mücadele veren örgütlerle işbirliği geliştirdiler. Katalanlarla öngörülemeyen bağlantı kurdular. Fransa'da Korsika Ulusal Kurtuluş Cephesi, El Kaide'nin Avrupa'da ki gizli müttefikleri arasında. 1976 yılında kurulan FLNC toplam 50 cinayetten ve 10 bin patlayıcı ve bombalı saldırıdan sorumlu tutuluyor. Sicilya Mafyası “parayı veren düdüğü çalar” diyor. El Kaide'nin Avrupa'daki lojistiğini büyük ölçüde Arnavut Mafyası ile İtalyan Mafyası sağlıyor. El Kaide'nin finans sorunu bulunmuyor.
Taliban/ Hakkani/ Horasan…
El Kaide'nin Avrupa'da Yakın Doğu’da şubesi var. Ayrıca Güney Asya ve Arap Yarımadası, Afrika’daki en tehlikeli yerlerden bazıları. El Kaide, Taliban rejimi içinde güçlü bir oyuncu olan Hakkani Ağı ile uzun tarihi bağlarının ötesinde bir ilişki yaşıyor. Bazı kaynaklarda Horasan örgütü, Hakkani yapılanması içerisinde Taliban’ın bileşenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Hakkani grubu; Afganistan'da Taliban'la birlikte hareket ediyor ancak örgüt içerisinde daha otonom bir yapıya sahip. Nasıl oldu da bir dönem CIA’nin “en önemli kozlarından” birisi olarak bilinen bu örgüt, kendisini finans eden eğit donat hizmeti veren dostlarına düşman kesildi? Hakkani örgütünü ABD karşıtlığına hangi güç devşirdi?
Örgütün lideri Celaleddin Hakkani, Sovyetler Birliği'nin 1979'da Afganistan'ı işgalinin ardından silahlı direniş gruplarından, Peştun ağırlıklı, Gülbeddin Hikmetyar’ın liderliğindeki Hizbi İslami'ye katıldıktan sonra, Pakistan sınırına yakın Celalabad kenti civarında konuşlandırıldı.
Amerikalı yetkililerin o dönemde yere göğe sığdıramadıkları Hakkani’nin, Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) için “kazanç” olduğunu ifade etmişlerdi. Lakin evdeki pazarlık çarşıya uymadı, su bulununca teyemmüm bozuldu. Acaba oyun içinde oyunu kim kurdu? “Beyaz Hayaletler”in temas ettikleri iflah olmuyor değil mi? Gel de şehit Kaşif Kozinoğlu’nu rahmetle anma?
Ayrıca Şanghay İşbirliği Örgütünün korkulu rüyası Türkistan İslam Partisi gibi Orta Asya'daki iştirakleri de varlığını halen koruyor.
El Kaide'nin yeni Emiri Seyfül Adl…
Afganistan’daki Sovyet işgalini sonlandırmak amaçlı CIA tarafından Suudi ve Pakistanlılara kurdurulan El Kaide, farklı ülke gizli servislerinin kontrespiyonaj faaliyetlerine rağmen çelik çekirdeğini halen muhafaza edebiliyor. Bunun anlamı bir veya birkaç ülkenin sonsuz desteğini alıyor demektir. El Kaide iddia ettiği, küresel emperyalizme karşı başlattığı savaşta çok badireler atlattı. Peşi sıra liderleri öldürüldü, kampları bombalandı, Birçok ülkede üyeleri tutuklandı. ‘Arap Baharı’na rağmen örgüt ayakta kaldı. DAEŞ/IŞİD gibi kendisinden kopanların kurduğu terör örgütleri dahi ana yapıya zarar veremedi.
Yeni emirin farklı isimleri var; Seyfül Adl el-Masri, Muhammed İbrahim Makkawi, İbrahim el Medani, Muhammed Salah Zeydan gibi. Lakabı Türkçe adalet kılıcı anlamına gelen Arapça Seyfül Adil. Asıl adı Muhammed Salahuddin Zeidan. 1960'ların başında Kahire şehir merkezinin yaklaşık 40 mil kuzeybatısında bir kasaba olan Shibin al-Kevm'de doğdu. Arap/Çerkez Kölemenlerinden olduğu sanılıyor.
Liseden mezun olduktan sonra, yerel bir üniversiteden işletme alanında lisans derecesi aldı, Mısır Ordusuna katıldı ardından paraşütle atlama ve patlayıcılar ve istihbarat hakkında eğitim gördü. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ve Mısır arasındaki askeri anlaşma kapsamında Rusya'da askeri eğitime gönderildi. Kızıl Ordu'nun İstihbarat birimi GRU'nun tekniklerini öğrendi. Mısır İslami Cihad örgütü mensubu, Türk kökenli Yüzbaşı Halid Ahmed Şevki el-islâmbûlî'nin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'a yönelik gerçekleştirdiği suikast sırasında Seyfül Adil, Mısır ordusunda görevliydi.
İlk etapta ayıları 50 kadar olan bir istihbarat ajanları kadrosu kurdu. Bu istihbarat servisi, bin Ladin'e nükleer atık içeren sözde kirli bombalarla suikast düzenleme planını itiraf eden biri de dahil olmak üzere çok sayıda casusun maskesini düşürmeyi başardı. Seyfül Adil, Arapçanın yanısıra akıcı İngilizce, Farsça ve Peştunca konuşuyor. Seyfül Adil, bir zamanlar El-Zevahiri'nin yardımcıları olarak tanımlanan üst düzey beş El Kaide üyesinden oluşan gruptan hayatta kalan tek kişi. Kaide'nin "kurucu kuşağı"ndan hayatta kalan son kişilerden biri. Hayatının son yirmi yılının çoğunu İran'da geçirmiş. Seyfül-Adil, zayıf ve açık tenli bir beden yapısına sahip.
Mısırlı eski subay Seyful Adil, askeri ve terör tecrübesi sayesinde uluslararası terör örgütünün adeta gazisi konumunda. Seyfül-Adil, dünya çapındaki cihat hareketinin en deneyimli profesyonel askerlerinden biridir ve vücudu savaşın izlerini taşımaktadır; sağ gözünün altında patlayan bir aydınlanma mermisinden kaynaklanan bir yara; sağ elinde bir yara izi; Amerika Birleşik Devletleri ve Somali'deki müttefikleriyle savaştığı zamanlardan bir kol yaralanması var.
El Kaide içindeki yüksek statüsüne rağmen, büyük ölçüde arka planda kaldı ve grubun propaganda araçlarında çok az yer aldı. Vitrin adamı değil. Medyatik olmayı sevmiyor. Bu özelliği nedeniyle küresel istihbarat örgütlerinin hakkında net bilgileri yok. Mısır ordusunda özel kuvvetler subayı olarak hizmet ettiğine inanılıyor.
Mısır doğumlu 1989’da Zevahiri’nin daveti ile El Kaide’ye katıldı. Örgütün askeri yeteneklerini geliştirmede çok önemli bir rol oynadı. Mısır ordusunda özel birlikte çalıştığı yıllarda patlayıcılar ve istihbarat faaliyetleriyle uğraşma konusunda deneyim kazanmıştı. El Kaide'yi eski Sovyet karşıtı milislerden oluşan gevşek bir gruptan dünyanın en ölümcül terör örgütüne dönüştürmeye yardım eden askeri ve istihbarat lideriydi. İstihbaratı, askeri geçmişi ve otoriter duruşu üstlerini etkiledi ve hızla Afganistan'daki Faruk eğitim kampının emiri oldu.
Örgütün askeri yeteneklerinin geliştirilmesinde etkili oldu katkı sundu. Aksiyoner yönü kadar teorisyen kişiliği de var. Seyfül Adil, geçmişte "güvenlik, istihbarat, savaş ve devrimler" de dahil olmak üzere çok çeşitli konularda kapsamlı yazılar yazdı. Etkili istihbarat ve güvenlik protokolleri geliştirme deneyimine sahiptir. Örgüt liderliğinde Usame bin Ladin'den sonra ikinci sıraya yükselen Seyfü'l-Adl bir Afgan kampında eğitime önderlik etmiş, Sudan ve Somali'de başka kamplar kurarak Yemen'de örgüt şubesinin temellerini atmıştır. Afrika Boynuzu başta olmak üzere birçok bölgesel şubesinin kurulmasını sağladı.
İngiliz istihbaratından Richard Kemp'in görevi Seyfül-Adil'i izlemek…
Albay Richard Kemp, yaşamının çoğunu terörizm ve isyanla mücadele ederek, Afganistan, Irak, Balkanlar ve Kuzey İrlanda dahil olmak üzere dünyanın en zorlu noktalarından bazılarının ön saflarında İngiliz birliklerine komuta ederek geçirdi. 300 askerle kısa bir süre Afganistan'daki Fingal Operasyonunun Komutanıydı (Temmuz ve Kasım 2003 arasında). Kabine Ofisinde, 2005 Londra bombalamaları ve Irak ve Afganistan'da bir dizi İngiliz vatandaşının kaçırılması sırasında Ortak İstihbarat Komitesi ve ulusal kriz yönetim grubu COBRA için çalıştı.
30 Mart 2006'da ordudan emekli oldu. 2015 yılında Kemp, İngiliz silahlı kuvvetleri ile çalışmış Afgan tercümanlara İngiltere'de sığınma hakkı verilmesini desteklemek için konuştu. Ekim 2013'te İngiliz medyası, Kemp'in El Kaide ölüm listesinde olabileceğini bildirdi. Richard, Afganistan'daki İngiliz Kuvvetlerinin komutasını almak için 2003 yılında Kabil'e gönderildi. Artan bir terör tehdidi olduğunu, ancak bununla başa çıkmak için hiçbir kaynak veya plan bulunmadığını fark ederek, hemen İngiliz birlikleri ve ABD Deniz Piyadelerinden oluşan alışılmadık bir gücü bir araya getirdi. Yaklaşık 20 yıldır İngiliz hükümeti adına Seyfül Adil'i izliyor.
Seyfül Adil, New York ve Washington'daki 11 Eylül saldırılarına karşı çıkmıştı…
El Kaide'ye katılmadan önce Mısır İslami Cihadı radikal grubun bir üyesiydi. Zaten El-Kaide, İslami Grup ile El Zevahiri liderliğindeki Mısır İslami Cihad grubu arasındaki 2001 birleşmişti. 11 Eylül 2001 olaylarından sonra Seyfül Adl, İran'a yerleşerek orada ikamet etmeye karar verdi ve örgütün liderliğini üstlenirse örgütten ayrılmak zorunda kalacaktı ve Taliban, onu Afganistan'a taşımayı reddetti.
El Kaide'nin kurucu üyesi ve Usame Bin Ladin'in güvenilir bir askeri olan Seyfül Adil, New York ve Washington'daki 11 Eylül saldırılarına karşı çıkmıştı. El Adil'in ve bazı üst düzey El Kaide üyeleri, oldukça ileri görüşlü bir şekilde, Amerikan topraklarına yapılacak geniş çaplı bir saldırının, o zamanlar El Kaide üyeleri için güvenli bir sığınak olan Afganistan'ın işgali de dahil olmak üzere güçlü bir tepkiye neden olabileceğini gündeme getirdikleri biliniyor.
Askeri deneyimi ve pragmatik düşünce yapısıyla Seyfül Adil, Amerikalılar gerçekten de tüm güçlerini bölgeye harcarlarsa örgütün başına gelecek felaketi öngörmede El Kaide'nin üst kademelerindeki herhangi bir yol arkadaşından daha iyi bir konumdaydı.
“Sorun, savaşın nasıl başlatılacağı değil, savaşın nasıl kazanılacağıdır” düşüncesindeydi. Eğer Amerikalılar Afganistan’ı işgal ederse, El Kaide sadece Afganistan'da değil, tüm dünyada yıkımla karşı karşıya kalacaktı. Birleşik bir ABD saldırısına karşı “İslam Emirliği”ni savunmak için geçerli bir plan yoktu ve eğer Taliban düşerse, cihatçıları barındırmak için başka hangi hükümet devreye girebilirdi? “Neden dünyadaki tek gerçek İslami devlet olarak kabul edilen El Kaide'yi yok etme riskiyle karşı karşıya kalalım?” diyordu.
-Ahmed Şah Mesud'u öldürmek için bir plan yaptılar.-
Elçilik bombalamaları davasındaki 1998 ABD iddianamesine göre, el-Adil, El Kaide'nin “meclis al şura” ya da danışma konseyinde oturuyordu. Bu organ, uluslararası El Kaide ağı tarafından gerçekleştirilen tüm terör eylemlerini tartıştı ve onayladı. İddianame ayrıca El-Adel'i Afganistan, Pakistan ve Sudan'daki El Kaide kamplarında on yıl boyunca askerlere askeri, patlayıcı ve istihbarat eğitimi vermekle suçladı. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 11 Eylül 2001 saldırılarından sorumlu birkaç korsanı eğittiği düşünülüyor.
El-Adil, Bin Ladin'in kişisel güvenliğini sağlamanın yanı sıra, El Kaide'nin askeri komitesinde de görev yaptı. 2001'deki ölümünden sonra, El-Adil'in, El Kaide'nin askeri planlamasının başına geçtiğine inanılıyor. 2001 yılının sonlarında al-Adil, Afganistan'dan İran'a kaçtı ve burada İranlı yetkililer tarafından gözaltına alındı. Bin Ladin'in 2011'de Pakistan'da ABD özel kuvvetleri tarafından öldürülmesinden sonra Zevahiri'nin lider konumunu sağlamlaştırmasına yardımcı oldu. Son yıllarının çoğunu Tahran'da ev hapsinde geçirdi, ta ki İran ve El Kaide arasındaki bir mahkum değişimi 2010'da serbest bırakılmasına yol açana kadar. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Seyful Adil’i 10 milyon dolarlık ödülle dünyanın en çok aranan teröristlerinden biri olarak sınıflandırdı.
-Biraz arkada ayrık duran ve oturan Seyfül Adil-
Seyful Adil, gençliğinden beri yabancı istihbarat teşkilatlarını ‘öldüğüyle’ kandırıyor ve teşkilatları tamamen başka biri olduğuna inandırabiliyor.
El Kaide’nin yeni lideri örgütün Suriye’deki ve Irak sahasında faaliyet gösteren şubeleri üzerinde olumsuz bir etki oluşturabilir. Örgütün askeri yeteneklerini geliştirmede çok önemli bir rol oynadı. Eski tecrübelerinin yanı sıra Seyfül Adil, 11 Eylül saldırısından sonra 8 Aralık 2001'de saklanmak için Pakistan kabile bölgesi Veziristan sınırına yakın Zurmat'a ulaştı. Seyfül Adil 11 Eylül saldırılarının ardından El Kaide'nin başına gelen felaketin boyutu hakkında hiçbir hayale kapılmadı. En yüksek askeri komutanı Ebu Hafs el-Masri ölü yatıyordu. Seyfül Adil, kendi hesabına göre, birçok El Kaide üyesi de dahil olmak üzere 500'den fazla Arap Afgan ya öldürülmüş ya da kaçmıştı, diğerleri Afganistan'da veya Pakistan sınırında yakalanmıştı; bazıları Küba, Guantanamo Körfezi'nde ABD nezaretinde çürümüştü. Şura konseyinin hayatta kalan üyeleri dağılmış, Bin Ladin ve yardımcısı Eymen el-Zevahiri kaçmıştı. Taliban'ın düşüşünün hemen ardından, Seyfül Adl gibi pratik bir adam için yeniden bir araya gelme, hasarı değerlendirme ve örgütü sıfırdan yeniden inşa etmeye başlama zamanı geldi.
Ağustos 2019'da Seyfül Adil görünüşe göre Suriye'deki çatışma hakkında açıklama yapmış, bazı selefi-cihatçı grupları, Türkiye'den gelen yardıma güvendikleri iddiasıyla eleştirmişti. Bu gruplar, "askeri teoriyi duruma uyan bir teoriyle bir kez daha değiştirmeli" demişti. Bu, El Kaide'nin efsanevi uyum sağlama yeteneğinin yanı sıra Saif'in askeri stratejist statüsünün bir hatırlatıcısıydı.
Acaba diyorum Seyfül Adil, kolektif bir üst yapının genel adı mı? İyi saatte olsunlar Beyaz Hayaletler kimlere nasıl dokunuyor? Biz en iyisi mi Erler demine destur alalım, Hu diyelim Huuuu!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://richard-kemp.com/
https://islamansiklopedisi.org.tr/azzam-abdulvehhab
https://www.britannica.com/biography/Saif-al-Adel
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-62431361
http://www.fbi.gov/wanted/wanted_terrorists/saif-al-adel/
https://www.dw.com/tr/abd-el-kaide-lideri-el-zevahiriyi-öldürdü
http://edition.cnn.com/2012/12/14/world/ayman-al-zawahiri---fast-facts
https://al-ain.com/article/sword-revenge-egyptian-may-succeed-al-zawahiri
https://ctc.westpoint.edu/al-qaidas-soon-to-be-third-emir-a-profile-of-saif-al-adl/
https://kyleorton.co.uk/2020/11/16/the-death-of-al-qaedas-leaders-and-the-iran-factor/
https://www.amerikaninsesi.com/a/el-kaidenin-yeni-lideri-kim-olacak/6684161.html
https://www.brookings.edu/blog/order-from-chaos/2022/08/03/al-qaida-after-al-zawahri/
https://turkey.postsen.com/world/76434/Saiful-Adil-Possible-new-leader-of-al-Qaeda.html
https://edition.cnn.com/2022/08/02/middleeast/al-qaeda-new-leader-options-intl/index.html
https://www.whatdotheyknow.com/request/col_richard_kemps_commands_in_af#incoming-1095929
https://www.mfa.gov.tr/no_44-afganistan_in-helmand-vilayeti_nde-duzenlenen-intihar-saldirisi-hk.tr.mfa
https://www.aljazeera.net/news/politics/2022/8/8/من-الجيل-الثاني-للتنظيم-خمسة-مرشحين
https://tr.euronews.com/2022/08/02/el-kaide-lideri-eymen-el-zevahiri-abd-operasyonunda-olduruldu
https://www.indyturk.com/node/540421/dünya/afgan-yetkili-taliban-el-kaide-liderinin-cesedini-gizlice-gömdü
https://www.telegraph.co.uk/news/2022/08/02/killing-al-zawahiri-triumph-us-intelligence-failure-bidens-foreign/
https://www.un.org/securitycouncil/sanctions/1267/aq_sanctions_list/summaries/individual/aiman-muhammed-rabi-al-zawahiri
https://www.fransapostasi.fr/fransa/korsika-ulusal-kurtulus-cephesi-orgutunden-fransaya-tehdit-silahli-mucadeleye-yeniden-donebiliriz/
https://www.dikgazete.com/yazi/biz-horasan-erenlerini-bilirdik-horasan-teror-orgutu-de-nereden-cikti-makale,3857.html-3857.html