Teğmenlerin Korsan Yemini
TEĞMENLER VE KILIÇLARI…
Geçen hafta Kara Harp Okulu Teğmenlerinden bir bölümünün, oyun içinde oyun gibi, aslî tören bitiminden sonra ve kılıç çekerek yapılan ikinci ve farklı bir korsan yemin törenlerini kaygı ile izledim.
Okulu birincilikle bitiren bayan teğmen liderliğinde -Cumhurbaşkanımız ayrıldıktan hemen sonra- ortaya konulan disiplinsizliğe, vatanını seven ve ülkesini düşünen birisi olarak tabiî ki çok üzüldüm.
Ve sözün özü; suçu işleyen genç teğmenler kadar sıralı âmirlerinin de bu olayda 'bir suç payı' olduğunu hemen ifade etmek istiyorum.
Böyle bir sert andın “Musul-Kerkük bizimdir” ya da “Katil itrail, bekle bizi” şeklinde olmasını ne kadar çok isterdim!..
İlgili komutanlarının bu ikinci tören öncesi yapılan hazırlıklarından eğer haberleri yoksa, bu da bir görev zaafiyetidir. Eğer varsa, ki o takdirde bu suçun cezası katlanacaktır. Bunu, beklenilen yasal araştırma süreci sonrasında hep birlikte öğreneceğiz. Kıtalarda onlarca yemin töreni icra etmiş ve binlerce askere emeği geçmiş emekli bir subay olarak maalesef görüşüm bu olumsuz yönde olup, disiplinin tesisi açısından mutlaka kanunî işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Ve kısaca siyasi açıdan da görüşümü ifade etmek istiyorum: Ülke ana muhalefetimizin, kök siyasetine sadık kalarak yapılan bu disiplinsizlik eylemini desteklemesine şaşırmadım!
6 senedir mazlum “Diyarbakır Anneleri”ni fark etmeyen, acı dertlerine hiç çare düşünmeyen, ülkemizi kan gölüne çeviren hain FETÖ darbe girişimine ‘tiyatro’ diyen ve PKK'ya da ‘katil’ diyemeyen ve halkımızın pirim de vermediği bu siyasî bakış açısı artık değişmelidir.
Buram buram ayrışma kokan ve de kıtalarda hiç görülmeyen, planlı olduğu her halinden belli ikinci bir -korsan- yemin töreninin ortaya çıkmasının akâbinde, ana muhalefetin “Evet, bu bir disiplinsizliktir, bir ayrışmadır” diyerek doğrunun yanında yer almasına ve “Çarşı Herşeye Karşı” siyasetlerini güncellemelerine ülkemizin o kadar çok ihtiyacı var ki?
Devletimizin ve kıymetli ana muhalefetimizin böyle boş işlerle uğraşması yerine;
İlk sivil Anayasa,
Filistin-Gazze ile Sincan-Uygur'da adalet,
Mavi Vatan,
Sınır Güvenlik Harekâtları, Uzay-Uçak-Savunma Sanayi, Nükleer Santral ve Nükleer Silah yapımı,
Eğitim ve Bilimsel çalışmalar,
Ve millî ekonomi, halkın geçim dertleri gibi devasa hususlara tüm benliğiyle yoğunlaşmalıdır. Etle tırnak gibi.
Siz ne dersiniz? Ben umudumu kaybetmedim ve inşâallah diyorum...
Son olarak, ana muhalefet ve bazı medya yazar ve çizerlerinin de sık sık “Harp Okulları'ndan cemaatçi, tarikatçı çıkıyor”, karalamalarını da bırakmasını rica ediyorum.
Yönetimler de; ikinci bir hain FETÖ teşkilatına veya benzer başka bir çıbanın ortaya çıkmasına izin vermemelidir.
Bizler, “Ölürsem şehit, kalırsam Gazi olurum" diyen asîl ruhlu askerlerimizle bu huzurlu, güzel günlere geldik. Ayrıca, yine bu Mehmetçiklerle “Ay yıldızlı al bayrağa ve dünyanın merkezinde, en kıymetli vatan topraklarına” sahip olduğumuzu da unutmayalım lütfennn…
Selam ve saygılarımla...
.
Fevzi Yurtoğlu, dikGAZETE.com
-E. Komando Kd. Hava Albay, Stratejist, Uçak Mühendisi, Medipol Üniversitesi Öğretim Gör.-
.
