TDK'NİN TÜRKÇEYİ ZAYIFLATMASININ AÇIK DELİLİ... YAKLAŞIK 60 BİN KELİMEMİZİ BÖYLE TASFİYE EDEREK ÇÖPE ATTILAR... MUHAFAZAKÂR İKTİDAR DA DESTEK VERDİ... HÂLÂ YOLA DEVAM MI?
İşin en kötü tarafı da gençlerimiz kütüphanelerdeki 40-50 sene önceki hiçbir kitabı okuyamaz hale geldi... Yani tarih ve kültürümüzü katledenlere tek bir yazı yazan yok...
Bu ne kadar büyük gaflet!..
Bunun gaflet olduğunu söylemek ne derece doğru olabilir?..
Gafletten öte, bile bile yapılan bir ihanettir...
Ya bu konuyu duyurmaya devam ettiğimiz halde bu ülkeye sahip çıktığını söyleyen kahraman kalemşörler nerede?...
Çok yazık...
Millet, dil kaybından dolayı kendini ifade edemez duruma geldiği halde, hâlâ uyanamayan insanlarımız var...
Sözlükte 70 bin madde başı kelimeyle felsefe, edebiyat, sanat ve bilim yapmakta zorlanan münevver insanlarımız nerede?..
Bu ülkenin gerçek televizyonları ve gerçek münevverlerini arıyoruz…
ÇOCUKLARIMIZ BU KELİMELERİ BİLİYOR MU?
Türk Dil Kurumu (TDK), ürettiği yeni uyduruk kelimeleri, gençliğin hafızasına yerleştirmek için olağanüstü gayret sarfediyor…
Bizlerin çocukluk dönemimizde kullandığımız kelimelere bir göz atalım:
Müdafa, lisan, mektep, numune, umumi, hususi, vaka, meşhur, efkâr, matem, gam, mebus, reis, tayin, melun, mensucat, muazzam, mukabele, amare, intiba, itibar, afaki, tercüme, vazife, takavut, selahiyet,
hacet, elem, tezat, talih, heves, hislenmek, hariç, hariciye, dahiliye, temsil, tenzilat, teselli, cemiyet, teşkilat, zamir, edat, talebe, lâl, mütalaa, müteessir, mazi, katip, kahir, mükafat, şoför, hitap, vefat,
tabiat, imtihan, müspet, muhtemel, istida, missal, kafiye, unsur, mühim, meram, tekâmül, vakur, müessese, serkeş, ütopya, hilkat, celal, tecessüs, irfan,
belagat, ıslahat, inkilap, nazım, müdafaa, müphem, sığ, ahenk, tefekkür, iğdiş, içtimai, vasıta, halis, istihkar, istikbal, müşahade,
musallat, müktesebat, mukavemet, süfli, hafıza, sefil, ahval, riyakar, hüzün, hazin, hicran, muhatab, mahzum, münevver, sarih, kamus, müsabaka, vasat,
mahiyet, sürat, selamet, terane, gaye, vasat, mahiyet, sürat, selamet, beis, kabahat, hat, ilham, tezahür, istikbal, mugalata, kamil, erdem, zelzele, mecaz, münferit, ahval,
mazeret, tayyare, mebus, radde, taklit, lakin, izah, izahat, tufeyli, temsil, misyon, mukayyet, musibet, abadi, tahkik,
muallak, abad, berbad, müsait vb…
Bu kelimeler gibi binlerce kelimemiz, konuşma ve yazı dilinden uzaklaştırılmıştır…
Üstelik bu kelimeler yerine TDK, yeni kelimeler türetmiştir…
Bu yüzden gençlerimizin çoğu bu kelimeleri bilmiyor…
Gençler bu kelimelerin yüzde seksenini bilmiyorsa onların bugünkü konuştuklarını da 20 sene sonra kendi çocukları bilmeyecek; hatta Türk cumhuriyetleriyle de tamamen bağları kopacaktır…
Acaba bu tezgâhın farkında mıyız?..
Toplum mühendisliği yapanları tanıyor muyuz? Yoksa bizler de onların değirmenine su mu taşıyoruz?
.
Raşit Anaral, dikGAZETE.com