TATİL BELDESİNDEN İZLENİMLER
Çocuklarla mütevazı bir yerde kalıyoruz.
Sabahları çocuklar uyurken denizin sakinliğinden faydalanıp yüzmeye gidiyorum. Benim gibi yüzmeye gelen emekliler de olunca kısa sürede kaynaşıp sohbet ediyoruz…
Sahil kesiminde oturanların genellikle CHP’li olacağını göz önüne alarak kelimeleri dikkatli seçiyor, tartışmaya girmemeye çalışıyorum ama ne mümkün!
BÖYLE ŞEYLERE NASIL İNANIYORLAR?..
Konuştuğum kişiler yaşını başını almış güngörmüş insanlar
Ancak iş “Tayyip” Suriyeliler ve pahalılık mevzusuna gelince o güngörmüş insanlar birden birer militana dönüşerek, mitralyöz gibi saydırmaya başlıyorlar. Pahalılık mevzusu haydi neyse… Hepimizin buna canı sıkılıyor.
Ancak;
Hükumet bir zam yapıyorsa kendileri beş kat yapıyor ve yine kendileri şikâyet ediyorlar.
Suriyeliler mevzusu ise tamamen çığırından çıkmış vaziyette…
Yüzme esnasında sohbet ettiğim emeklilerden biri birçok mevzuya girdi-çıktı müsamaha gösterdim, bir şey demedim
Ama…
Sustukça bunlar kendilerini alleme sanıp hüküm vermeye kalkınca “hoop!” dedim!.. O kadar da değil!
SURİYELİLER VERGİ ÖDEMİYORMUŞ!..
Lafı getirip Suriyelilerin her tarafı kapladığını söyledi…
Ve…
Çok biliyormuş gibi;
“Suriyeliler kuyumcu dükkânı açıyor vergi vermiyorlar!” demez mi?
İşte o zaman “hoop!” dedim.
“Siz!” dedim; “bu ülkeyi ne sanıyorsunuz ya hu! Çadır devleti miyiz de isteyen istediği gibi Pazar kuracak da vergi ödemeyecek?”
Baktı pabuç pahalı uzaklaştı gitti.
(Hâlbuki bulunduğum tatil beldesinde tek bir Suriyeliye rastlamadım. Üstelik her gün camiye gidiyorum ve Afrikalılar dahil birçok ülkenin müminlerini gördüğüm halde bir tek Suriyeliye rastlamadım. Burada Kazak... Türkmen... Senegalli... Ganalı... Rus... Ukraynalı her milletten insan var ama görünür yerde Suriyeli yok. Belki fazla göze batmadan seralarda falan çalışıyor olabilirler.
Aslında esnafın, insan gücüne ihtiyacı var ama korku ve çevre baskısından dolayı Suriyeli çalıştıramıyorlar)
CHP’YE OY VERİYORLAR AMA KAFA ÜMİT ÖZDAĞ KAFASI!..
Hatırlanacak olursa;
Zafer Partisi genel başkanı Ü. Özdağ, Suriyeli bir kuyumcuya girmiş ve ondan vergi levhası istemişti ya… Suriyeli de çıkarıp vergi levhasını göstermişti. Bu vatandaşın aklında o kalmış. İşte “Algı” dediğimiz şey de böyle oluyor.
Hâlbuki;
1- Ümit Özdağ’ın vergi levhasını sorma hakkı yok!..
2- Ama buna rağmen Suriyeli, vergi ödediğine dair vergi levhasını çıkartıp göstermiş!.. Daha ne?
Ama algı dedik ya.
Algı, Suriyelilerin vergi ödemediği üzerine kurulmuşsa siz ne gösterirseniz gösterin onlara fayda etmiyor.
Daha aramızda TOGG’un İtalya’da yapılıp Türkiye’ye gönderildiğine inanan olduktan sonra Suriyeli ne ki!
BİR ÖRNEK DE İRONİ OLSUN DİYE VEREYİM…
Hediyelik şekerleme vs. satan bir esnafın yanından geçiyorduk. Bize lokum türü bir şey ikram ettikten sonra bunları annesinin yaptığını söyledi.
Derken muhabbet esnasında;
Adamın Kazakistan’dan 20 yıl önce gelip buraya yerleştiğinden falan bahsetti. Buraya kadar her şey normal…
Ama…
Bir müddet sonra Tayyip Beyin aslında kaçacağını, yerine H. Fidan’ı yetiştirdiğini söyledi. “Ya sabır” dedik sustuk. Adam Kazakistanlı, buraları bilmediğine yorduk.
Ancak…
IRKÇILIK BULAŞICIDIR!..
Ancak;
“Her tarafı saran bu Suriyeliler ne olacak?” demez mi?
Adam;
Nereden geldiğine bakmadan “Bu Suriyeliler ne olacak?” diye soruyor.
Hâlbuki;
Yukarıda dediğim gibi…
Burada (Tekirova) Rus ve Ukraynalı çoğunlukta… Bu gelenlerin hepsi turist değil. Otellerde çalışan da var, işyeri açıp işleten hatta ev alıp sezonluk kiraya verenler de var. Bundan dolayı Rusça tabela Türk tabelalarından daha fazla...
Bu arada;
Türk Cumhuriyetlerinden gelip, işyeri açan da çok... Ki; kendisi de Kazak…
Veya;
Afrika ülkelerinden gelip, hizmet sektöründe çalışanlar var ama ortalıkta tek bir Suriyeli görmedim.
Buna rağmen “Ne olacak bu Suriyeliler?” diyor.
Bu da işin ironisi…
Tatil beldesinden yazacak çok şey var.
Fiyatlar…
Yol kenarında satış yapanların bir kısmı vergi, nakliye, kira, elektrik ve su parası ödemedikleri halde meyve-sebze fiyatları, İstanbul market fiyatlarından daha pahalı. Aracısız satış yapanlar da zam furyasına uymuş.
Çöplerin ayrıştırılması (bu konuda çok bir büyük israf var) belediyecilik hizmetlerinin zayıflığı... Ara sıra denizin kirlenmesinden dolayı halkta olan arıtma tesislerinin çalıştırılmaması şüphesi…
Ve en çok sera ve otellerde çalışacak eleman sıkıntısı…
Başka bir yazıda bunlara değinmeyi düşünüyorum.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
.