USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sünnet- Kur’an ve Felsefe

07-12-2018

Çoğu insan sünnet kavramını Kur’an dışında Peygamberimizin yaptığı işler olarak bilir… 

Bu anlayış ve tanımlama daha sonradan oluşmuştur.

SünnetArapça’da "yol, davranış ve alışkanlık…" anlamına gelen bir kelimedir… 

Aslında bu kavram, "tevhid geleneğinin uygulaması" olarak alınmalıdır…

Yani sünnetPeygamberimiz zamanında başlayan bir olgu değildir…

Peygamberimiz zamanında ise o güne kadar gelmiş olan İslam Dininin feshedilmemiş adetlerinin sürdürülmesi anlamı taşıdığı anlaşılıyor…

SünnetKur’an’da var olan ayetlerin uygulaması gibi değerlendirilmelidir. 

Sonradan sünnet kavramının "Peygamberimizin uygulaması" olarak alınması da bundan kaynaklanmaktadır… 

Burada dikkat edilmesi gereken ise Peygamberimizin, Kur’an uygulamasını yapmış olmasıdır… 

Kısacası, Kur’an’dan kaynağını almayan ve “sünnet" diye kabul edilen uygulamaların doğruluğunu test etmek için yine Kur’an’a bakmak gerekiyor…  

Kısacası Peygamberimiz, Kur'an'da olanı uygulamıştır… 

Sünnetlerde şekil değil, ilke aranmalıdır…

Aksi takdirde, Peygamberimiz "çocuklarınıza ata binmesini öğretin" dedi diye herkesin at alıp, çocuklarına ata binmesini öğretmesi mi gerekiyor?..

Sakalla-bıyıkla Müslümanlığın ilgisi yoktur… 

200 sene önce bütün Hristiyanlar da sakallıydı… 

Böyle düşündüğümüz için hurafelerden kurtulup, bir türlü gelişemiyoruz…

Endülüs Medeniyetinin çöküşünden itibaren Müslümanlar, bilimi terk etmiştir...

Felsefe ve keşifleri 1300 yılından itibaren bırakıp, şekil ve tasavvuf içine girilmiş, Allah'ın bizleri yaratma nedeni olan dünya üzerindeki kulluk, gereği gibi yapılmamıştır… 

Felsefe, bilimin kapısını açan bir anahtardır… 

Bu anahtarı bizler kaybettik... Ve dünya, gayrimüslimlerin eline bırakılmıştır…

Şu anda Müslümanların “Allahüekber" diyerek birbirlerini öldürmeleri, hep hurafe ve uydurma bir din anlayışından kaynaklanmaktadır...

Müslümanlar, dünyada teknolojide ekonomide askeri alanda da siyasette de en geri duruma düşmüştür…

Kur'an"aklınızı kullanın" diyor…

Felsefe ve bilim yapmayan toplumlar, hiç bir zaman gelişememişlerdir…

Ve de bağımsız olamazlar… 

Çünkü her aleti yabancılar yapar, Müslümanlar da onları satın alarak kullanır… 

Yani bizler pazar ülkesi olur, dünyada söz sahibi olamayız. 

Akıllı olmak lazım, Kur'an'ı anlamadan başkalarının hurafelerini yaymaya devam edersek Müslümanlara zarar vermeye devam ederiz..

SünnetKur'an'ın pratikte uygulanmasıdır. 

Bu yüzden Kur'an'da olmayan bir şeyi din gibi kabul etmek dini bozmaktan başka bir şey değildir… 

Sünnet kavramını doğru bilmezseniz,  yaptığınız yorumlar da yanlış olur. 

Müslümanlar herkesten fazla akıllı olmak zorundadır... Aksi takdirde sadece dünyada değil, öbür dünyada da halimiz perişan...

Allah'ın Kur'an'da emrettiği kulluk görevini iyi anlamalıyız… 

Kulluk, dünyada yapıldığına göre, dünyadaki tüm bilimlere sarılarak, Allah'ın yaradılış sebebine uygun bir hayatı yaşamalıyız… 

Allah'ın yarattığı her şeyin sosyal, fiziki, kimyevi, biyolojik kanunları vardır… 

Bu kanunlar da Allah'ın yarattığı dünyaya ait Allah'ın yasalarıdır, bunları öğrenip, uygulamadan Allah'ın yarattığı düzeni anlamamız mümkün değildir…

Bu yüzden "Doğal Dünya Düzeni"ni kuracak Müslümanların derhal Allah'ın dilediği bu bilimleri öğrenip, uygulaması gerekiyor…

Aksi takdirde kulluk görevi gerçekleşemez…

Selam ve saygılar.

.

Raşit Anaral, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?