SÜLEYMAN ŞAH’I RAHMETLE ANIYORUZ
Bugün, 04 Haziran 2023 Pazar, Anadolu’yu bize yurt yapan Kutalmış oğlu Süleyman Şah’ı, ölümünün 937. Sene-i devriyesinde rahmet ve saygıyla anıyoruz.
Onun ve bütün şehit ve gazilerimizin ruhları şad olsun. Bunu bana hatırlatan Merhum Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu’nun oğlu Kürşad Beye teşekkür ederim.
Kutalmış oğlu Süleyman Şah, Malazgirt Zaferinden dört yıl sonra, Bizans’a verdiği desteğe karşılık 1075 yılında yaptığı bir antlaşmayla geniş topraklar fethetti.
Bunlar İznik, Uluborlu, Barla, Eğirdir, Yalvaç, Konya ve diğer şehirlerdir. Burada zikredilen İznik, Bursa-İznik değil, üzümüyle ünlü Senirkent-Uluğbey (İlegüp) köyüdür. Bursa-İznik, ancak 1080 yılında fethedilmiş ve o tarihten itibaren de başkentimiz olmuştur.
Süleyman Şah’la ilgili TDV İslam Ansiklopedisindeki maddeyi Prof. Dr. Merhum Ali Sevim yazmıştır.
Onun çok güzel makalesinde değinmediği birkaç hususa değinmek istiyorum.
1. Süleyman Şah, 1084 yılında Hatay-Antakya’ya giderken, Bursa-İznik, Afyon, Kemer Boğazı ve Beyşehir yoluyla Side’ye gelmiş, buradan itibaren de yoluna gemiyle devam etmiştir.
Bu arada Süleyman Şah, Bursa-İznik’i Ebû’l-Kasım, Uluborlu-Senirkent ovasını Muhammed İlhan, Eğirdir çevresini Alp Kara (Monolykos), Eğirdir ve Hoyran Gölleri ile ırmak ve sahilleri Çaka Bey, Gelendost-Afşar ovasını Barak ve Tanrıvermiş Beyler, Hoyran ovasını Kundan Bey, Yalvaç ovasını ise Yalavaç Beye emanet etmiştir.
2. Süleyman Şah, Halep yakınındaki Ayn-ı Saylam’da mağlup olduktan sonra Caber kalesine kaçmış, ama Tutuş’un adamları tarafından yakalanınca hançerini çekerek oracıkta intihar etmiştir.
Caber kalesindeki Mezar-ı Türk, Anadolu fatihi bu Süleyman Şah’a ait olup, Ertuğrul Gâzî’nin babasıyla hiçbir ilgisi yoktur.
Süleyman Şah’ın iç organları, kanı, canı Mezar-ı Türk’tedir.
Çok ilginç, Sultan Abdülaziz de bundan 147 yıl önce 04 Haziran 1876 Pazar günü Saat 10.30 sularında intihar etmişti.
İki sultanın intiharları arasında tam 790 sene var.
Her ikisine de Allah rahmet eylesin.
3. Süleyman Şah’ın na’şı ise, Tutuş’un emri üzerine Halep’e götürülerek Halep kalesi dışına gömülmüştür.
4. Maalesef tarihçiler görevini yapmamış, Mezar-ı Türk konusunda halkımızı yanlış bilgilendirmiş, hükümetler yanlış kararlar almışlardır.
İlk yanlış karar 1970’li yıllarda Süleyman Şah’a ait mezar yerinin değiştirilmesidir. İkinci yanlış karar ise Davutoğlu Hükümeti zamanındaki gülünç ve acıklı sanduka kaçırma olayıdır.
5. Biz bu iki mezar değişikliğini de reddediyor, kıyamete kadar Mezar-ı Türk’ün devamını savunuyor ve yeni Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın bu işi çözeceğine inanıyoruz.
6. Çünkü devletimizin banisi Süleyman Şah’ın kanı, canı ve ruhu hâlâ Caber kalesindeki Mezar-ı Türk’tedir.
***
7. 2025’de İznik (Senirkent-Uluğbey/İlegüp), Uluborlu, Barla, Eğirdir, Gelendost, Yalvaç’ın, Selçuklu Süleyman Şah tarafından fethinin 950. Yıl dönümü yaklaşmaktadır.
Bu kutlu fethin 950. Yıl dönümü Isparta ve bütün ülkede parlak şenliklerle kutlanmalıdır.
Şimdiden mübarek olsun. Şehit ve gazilerimi saygı ve rahmetle anıyorum.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com
*
Foto Wikipedi: Caber Kalesi, ya da Türk Mezarı Suriye sınırları içinde Fırat Nehri'nin sol kıyısında kalan, eski bir kaledir. Süleyman Şah Türbesi'nin Caber kalesi eteklerinde yer alması nedeniyle 1921-1973 yılları arasında Türkiye'nin toprağı olarak kalmıştır. -Wikipedia-
Halil Korkmaz 2 yıl önce
Şu Türk Mezar'nın başına gelenleri bilen hiç kimse böyle bir millete saygı duymaz...
Oysa Süleymen Şah türbesi sadece bir mezar değil, Türk'ü ve Türklüğü temsil eden bir vatan parçası.
İşte onu koruyamadığımız için samanı, eti, sütü, yumurtayı dahi üretemez durumdayız.
Sınırlarımız yol geçen hanı, toprağımız satılık ve parayı verenin elinde kalıyor.
Eğitimli, genç nüfusumuzun %85'i geleceğini bu ülkede görmüyor.
Paramız 50 yıldır iç savaş yaşayan ülkelerin parasından bile daha değersiz...
Oysa, bir barajın ömrü en fazla yüz yıldır ve baraj çekilir, devre dışı kalır mezar yeniden ortaya çıkar.
Ama buna razı değilsen o zaman barajı yaptırmayacaksın.
Beş bin yıllık bir tarihi, geçmişi olan bir millet baraj yapılıyor diye veya terör tehdidi yüzünden atasının mezarını ve vatan toprağını terk eder mi?
Senede üç, beş kez sürüldüğü, yerle bir adildiğ halde bir karınca kolonisi yüzlerce yıl yuvasını asla terk etmediği, yeniden inşa ettiği halde bir millet böyle komik sebeplerle vatanını terk eder mi?
Etmemesi gerekir ama terk ederse, o milleti asıl vatanından da kovarlar.
İşte biz şimdi bunu yaşıyoruz.
Etnik kaydırma yoluyla bizi Anadolu’dan atıyorlar.
Mezarı Türk'ün hikayeside bin yıllık yurdumuzu terke zorlanmamızın kısa bir bölümünden ibarettir