SUDAN İÇ ÇATIŞMASININ ÖZETİ
Sinan Oğan’ın Recep Tayyip Erdoğan’a destek vereceğini açıklamasından sonra iç siyasetteki tartışma bitti, Erdoğan’ın seçimleri ezici bir fark ile kazanması kesinleşti. Artık iç siyaset ile ilgili analiz yapma yerine etrafımızda olan bitene bakmak gerektiğini değerlendiriyorum.
Sudan, bağımsızlığa kavuştuğu 1956 senesinden beri iç çatışma ve darbelerle yönetilmiştir.
Sudan siyaseti, adeta bir darbeler tarihi olarak 1968, 1971, 1975, 1976, 1977, 1985, 1989, 1990, 1992, 2004, 2012, 2013, 2019 yıllarında askerî darbelere sahne oldu.
İngilizler bağımsızlık verip Sudan’ı terk etse de orada kurduğu istihbarat ağları, ülkeyi karışıklığa sürüklemeye devam etti.
İç çatışmalar 1972'de Addis Ababa'da 1972 anlaşmasının imzalanmasıyla yatıştı. Ancak Albay Gaafar Muhammad Nimeiri, 1969'da iktidara geldiğinde, ülkenin birliğini korumak için daha sert kararlar aldı, bu kararlar ülkeyi daha yoğun çatışmalara sürükledi.
1980’lerde dünyayı yöneten küresel sermayenin beyni olan Yahudi lobisi, Sudan’ın kaynaklarını yağma etmek için ülkenin 7’ye bölünmesi kararını aldı.
İdod Yunon Planı ile bunu açıktan yayınladı.
Sözde İsrail’in güvenliği için hazırlanmış bir plan gibi sunulmasına rağmen esasen Afrika’nın yağma edilmesini hedef alıyordu.
Afrika’da ortaya çıkacak güçlü devletlerin dişini şimdiden kırmaya yönelik bir plandı.
İlk olarak, 1980 ile 1982 arasında, Güney Sudan'da petrol keşfedildi.
Bu keşifler, Darfur’da petrol ve altın, Sudan’ın hemen hemen her bölgesinde altın yataklarının keşfi ile devam etti.
-Harita 1; SUDAN ALTIN YATAKLARI
Bu keşiflerle birlikte isyanlar, bağımsızlık hareketleri ve iç çatışmalar hızlandı.
SPLA (Sudan Halk Kurtuluş Ordusu) ile merkezi devlet arasında yirmi yılı aşkın süredir devam eden iç savaş başladı.
2003 yılında, ülkenin batısındaki Darfur'da bir çatışma daha patlak verdi.
Bu bölgedeki petrol keşifleri, bağımsızlık taleplerini ateşledi.
-HARİTA 2; ÇATIŞMACILARIN DURUMU VE İSYAN BÖLGELERİ
Sudan’ın zengin yeraltı ve yer üstü kaynaklara sahip olduğu anlaşılınca, bunları yağma etmek isteyen batılı güçler, bağımsızlık hareketlerini ve iç isyanları tahrik ettiler.
Batılı güçlerin Afrika’ya müdahale etmede sömürge yönetimi döneminde kalan istihbarat alt yapısı önemli rol oynamaktadır.
Ağustos 2019'da askeri ve sivillerden oluşan bir egemenlik konseyi ile değiştirilen Omar al-Bechir'in görevden alınmasına yol açtı.
Abdel Fattah al-Burhan, eski bir BM ekonomisti olan Abdallah Hamdok, geçiş hükümetine başkanlık etmek üzere başbakan olarak atadı.
Batılı güçlerin emirber bir neferi, sözde ülkede laik uygulamaların mimarı, pratikte komünist olan bu Abdallah Hamdok çok başarısız bir yönetim sergiledi.
BM ambargoları, ABD’nin düşmanca tutumu, küresel sermayenin İsrail lobisi, Sudan’ı yumuşak lokma haline getirmek için ekonomik olarak çembere aldı.
İktidara kim gelirse gelsin başarısızlığa mahkûm eden bir çemberleme politikasıyla karşı karşıya kaldı.
Afrika’daki en güçlü 10 ordu arasında yer alan Sudan ordusunun, 200 bine yakın asker, 170 tank, yaklaşık 7 bin askeri araç, 389 top ve 45'i savaş jeti olmak üzere 191 savaş uçağına sahip olduğu belirtiliyor.
Afrika’da büyük güç olma potansiyeline sahip olan bu ülkenin gücü, iç çatışmalar ile eritilmektedir.
Ömer el-Beşir yönetiminin 2018 yılının son günlerinde ekmek ve akaryakıt gibi temel tüketim ürünlerine yüksek miktarda zam yapmasıyla sokağa dökülen Sudan halkı, 2019 yılının Nisan ayında yaklaşık 30 yıllık el-Beşir yönetimini devirerek Sudan'ı adeta bir ateş çemberinin içine attı.
Ordu Komutanı Orgeneral el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı General Dakalu, birbirini etkisizleştirmek için çeşitli hamlelere başvurmaya başladı.
El-Burhan sık sık askeri güçlerin tek çatı altında toplanması gerektiğini dile getirirken Dakalu, bu girişimin kendisini devre dışı bırakacağını düşünerek buna şiddetle karşı çıktı.
Hamdan Dakalu ve kardeşi, bu gücün idaresinde mutlak bir otoriteye sahip. Kuvvet mensupları Dakalu kardeşler tarafından özenle seçildikleri için üst kademeye güçlü bir sadakatle bağlılık gösteriyor.
Dakalu kardeşlerin Darfur bölgesinde keşfedilen altın ocaklarını işlettikleri ve buradan önemli bir gelir elde ettikleri ifade ediliyor.
Dakalu'nun bazı Körfez ülkelerinden de destek aldığı iddia ediliyor.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Genelkurmay Başkanlığı, ulusal televizyon binası gibi mekânları alarak darbe şeklinde yönetimi ele geçirmeye niyetlenmiş olsa da bunu başaramadığı anlaşılıyor.
Hızlı Destek Kuvvetlerinin gücünü kıracağı, bu birliklerin daha çok destek bulabildiği Darfur bölgesine kayacağı ve çete savaşları şeklinde mücadeleye devam edeceği güçlü bir ihtimal olarak görünüyor. Tabii uluslararası toplum denilen (küresel Yahudi sermayesi) müdahalesi de bu konuda belirleyici olabilir.
El-Burhan'ın yapılacak baskılara daha fazla dayanamayıp bir uzlaşmaya razı olması da ihtimal dahilindedir.
Sudan'ı 30 yıl yöneten Devlet Başkanı Ömer El Beşir, 2019'da devrilmişti.
Ekim 2021'deki darbeden bu yana Sudan bir generaller konseyi tarafından yönetiliyor ve anlaşmazlığın merkezinde iki askeri yetkili var.
Ülkenin gittiği yön ve sivil yönetime geçiş süreci konusunda fikir ayrılığına düştüler.
Hızlı Destek Kuvvetleri “HDK” (İngilizcesi RSF) 2013'te kuruldu ve kökenleri, Darfur'da isyancılarla acımasızca savaşan kötü şöhretli Cancanvid milislerine dayanıyor.
-HARİTA 3; ÇATIŞMA ALANLARI
Sudan'da, güçler arası savaş başladı.
Sudan ordusu ile ona sonradan eklemlenmiş “Rapid Support Forces Paramiliter Gücü-RSFPG” çatışıyor.
RSFPG; Sudan iç savaşı sırasında 2019, askeri cunta tarafından "protestoculara-sivil halka karşı" kullanılmış, vahşi paramiliter bir yapı.
Sudan Darfur bölgesinde, 2003'lerde devletçe silahlandırılmış Arap göçmen kabileler, Darfur bölge isyanlarında bölgesel paramiliter güç olarak organize edilmiş ve bölgedeki Arap olmayanlara karşı kullanılmış Arap orijinli kabileler.
DARFURDA HAYAT
O zamandan beri General Dagalo, Yemen ve Libya'daki çatışmalara müdahale eden ve Sudan'ın bazı altın madenlerini kontrol eden güçlü bir paramiliter güç oluşturdu.
Ana anlaşmazlık noktalarından biri, 100 bin kişilik RSF'yi orduya dahil etme planları ve daha sonra yeni gücü kimin yöneteceği meselesidir.
Janjaweed'ler yani Süratli Destek Gücü paramiliter ordusu, Sudan ordusuna katılmak yerine “bağımsız ve belirli menfaat alanlarını kontrol edebilen” bazı avantajları ellerinde tutmak istiyorlar.
Bunun olmayacağını anladıklarında, Sudan ordusuna ve hükümetine saldırdılar.
Çatışmalar, RSF üyelerinin ülke çapında yeniden konuşlandırılması nedeniyle günlerce süren gerilimin ardından geliyor.
Ordu, bu adımı bir tehdit olarak görüyor.
Ayrıca, Haziran 2019'da 120'den fazla protestocunun katledilmesi de dahil olmak üzere insan hakları ihlalleriyle suçlanıyor.
Sudan ordusu sözcüsü Nebil Abdullah, Silahlı Kuvvetler Komutanlığının onayı veya koordinasyonu dışında HDK'nin başkentte ve bazı şehirlerde hareketlilik gösterdiğini ve yayıldığını söyledi.
Sudan ordusu, HDK'nin devlet ve milli güvenlik için tehdit oluşturan "isyancı güce" dönüştüğünü bildirdi.
HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, “Uluslararası toplum şimdi harekete geçmeli ve sivilleri havadan bombalayan radikal İslamcı Sudanlı General Abdulfettah el-Burhan'ın suçlarına müdahale etmelidir." çağrısında bulundu.
Dagalu, amaçlarının “Burhan'dan kurtulmak, onu hapse atmak ve demokratik dönüşüm sürecini başlatmak” olduğunu söyledi.
Ordu, HDK'nin başkent Hartum'daki "isyan noktalarının" kademeli olarak temizlenmesi aşamasına geçildiğini duyurdu.
Sudan ordusu ve Hızlı Destek Güçleri temsilcilerinin ateşkesin ayrıntılarını görüşmek üzere Güney Sudan'ın Juba kentinde bir araya gelmesini öngörüyor.
Libya Ulusal Ordusu (Haftar'ın ordusu), RSF paramiliter ordusunu desteklediğine ilişkin haberlerin doğru olmadığını, komşu ülkeleri "çatışmaların durdurulması için" Sudan'a yardım etmesi gerektiğini, açıkladı.
Kaddafi, bu yapıları bir tarihte, bölgesel etki alanını genişletmek için kullanmıştı.
-HARİTA 4; HIZLI DESTEK GÜÇLERİNİN MÜDAHALE ETTİĞİ ALANLAR VE DESTEKÇİLERİ
Sudan Hartum'da, Merkezi Ordu güçlerinin üstünlüğü sağladığı görülüyor...
RSF güçlerinin Hartum'daki karargâhı Sudan ordu güçlerinin eline geçti.
Sudan ordusu, tanklarla ilerleyerek, RSF paramiliter ordunun kontrol altında tuttuğu Merowe Havaalanını almak için saldırdı ve kontrole aldı.
-HARTUM ÇATIŞMALARI
Hartum'un kuzeyinde. Ne olabilir?
1. İyi senaryo: Ordu, Hızlı Destek Güçlerini (HDK-RSF) yener ya da barışılır ve Sudan normalleşir.
2. Kötü senaryo: Ordu, bu isyanı ve istikrarsızlığı gerekçe göstererek, zaten yarım yamalak sivil idaresi olan Sudan'da "askeri cunta" ilan eder kontrolü ele alır…
3. Daha kötü senaryo: RSF-Janjaweed paramiliter gücü, Rusya'nın desteği (Daha doğrusu Wagner’in) ile Darfur'da ayrılıkçı mücadele başlatır. Bu çatışma uzun sürer. Wagner (Görünüşte Rusya) etki alanı kazanır, Afrika coğrafyasında gücü artar.
4. En çok kötü senaryo: RSF-Janjaweed paramiliter gücü, Rusya’nın desteği ile Sudan yönetimini ele geçirir, bölge karışır.
Kötünün iyisi?
Sudan ordusu, RSF Paramiliter isyancı grupla görüşme yapılmayacağını açıkladı...
İki taraftan birisi kalacak…
Sudan Hartum'da Sudan ordusu isyancı RSF güçlerine karşı savaş uçağı kullanıyor.
RSF'nin savaş uçağı yok. Dagalu para ve mali gücünü kullanarak, dış destek ile ayakta kalabilir, yenilmekten kurtulabilir.
ABD ve S. Arabistan'ın liderliğinde, Sudan'da savaşan iki tarafın uzlaşısının sağlanması amaçlı, Cidde görüşmelerinden, "barış-uzlaşı" çıkmadı, çıksa da çatışmaların bir müddet süreceği görülmektedir.
Sadece; sivillere zarar verilmemesi, sivillerin çatışma bölgelerinden tahliyesi ve Sudan'ın bölünmemesi üzerine uzlaşıldı.
.
Suat Gün, dikGAZETE.com