Fransa’da Ay-Yıldızlı ekibimizin bir umudu vardı, İsveç, Belçika, İrlandave Portekiz’in yer aldığı diğer gruplardan gelecek sonuçlar.
Bu kez ‘Biz’ değil rakiplerimiz ‘Bitti’ dedi ve Türkiye, EURO 2016’ya veda etti...
Önce Hırvatistan, sonrasında İspanya. İki maç ve sıfır puan.
"Biz zoru başarırız" anlayışı ile 2-0 galip geldiğimiz Çek Cumhuriyetikarşılaşması. Yenildiği kadar, kazanan da bir Milli Takım. Bu demek oluyor ki, bu takım için her türlü sonuç artık sıradanlaştı...
Saha içi heyecan veren sıradanlığımız içerisinde başka neler var!
Tabii ki saha dışı söylemler. Herkes konuşuyor. Bırakın konuşsun. Ne zamana kadar, tartışma, gerilim, hakaret gibi haddi-ölçüyü aşmamak şartı ile...
Sözün destekli-desteksiz konuşulduğu ortamlarda ise, fazla ‘laf’ın her zaman haddi aşmayı tetikleyeceği ve kaosun kapısını aralayacağını bilmeyen yoktur...
"Şu-bu, şunu-bunu demiş" gibisinden tekerlemeler, uzun kış gecelerinde sobanın üzerinde kestane patlatmayı hatırlatıyor. İnanmadığımız değersizleri bile, değerli hale getirdik...
‘Ekildiği kadarının mahsul olarak alınacağı’ gerçeğini kimse inkâr edemez. Bunlara işaret ederken, üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Aynalar’ şiiri geliyor akla. Bugün yaşananlardan ‘ders’ çıkarmazsak, yarının ekilen kaosuna katkı sağlamış oluruz...
Ne diyor; A Milli Futbol Takımı kaptanı Arda Turan: "Sizin futbolla ilgili kırgınlığınız, üzüntünüz, kızgınlığınız varsa başımızın üstüne. Biliriz ki halkımız bizi çok sevdiğinden böyle yapar…"
Fatih Terim ile de TRT karşı karşıya geldi. Kim kime neden-niçin kızdı! Her işi magazinleştirmeye devam ettiğimizin tescilidir! Nasıl her defasında kaybettiğimizin de cevabıdır bu: "Asli işimizi ikinci plana atmamız…"
Fransa’da gerçekleşen turnuvanın yayıncı kuruşu devlet kanalına, Milli Takım Hocası'nın rest çekmesi!
Doğru bir davranış mı!
Değil.
Terim'in bu türden bilgi ve söylemleri kimin kendisine nasıl aktardığını sorgulamasında yarar var...
TRT’ye gelince.
"Fatih Terim hakkında konuşma yasağı getirilmesi" gibi bir yanlışa düşerken, Devlet Televizyonu’nun değerli yöneticileri, "Şer gibi görünen gelişmelerin, hayra da işaret olabileceği" gerçeği ile yüzleşmeli. Yasakçı tavırla birlikte, tarihçi konuğa futbolu yorumlatma gibi!..
TRT yönetiminin milletin kendi kanalında, bırakın ‘Tarihçiler’i bir kenara; şu son yaşananlar ışığında, "düşük kalite magazin medyası”na bile 'aday' olamayacak “Spor yorumcuları"nın iyi bir süzgeçten geçirilmelerinde yarar var asıl…
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com