Bırakın amiri-memuru, devlet dairelerinde çaycıların dahi altı ayda bir güvenlik soruşturması malum kaynaklardan yapılır.
Dolayısı ile 15 Temmuz badiresini atlatmış hükümetin Mülki İdare Amirlerinin atamasında daha titiz davranması düşünülür değil mi?
Evet ama öyle olmamış işte!
İçişleri Bakanlığı’nda mülki amirlere yönelik büyük bir FETÖ operasyonu gerçekleştirildi. Operasyon kapsamında 100’e yakın vali yardımcısı ve kaymakamın açığa alındığını biliyorsunuz.
İçişleri Bakanlığı'nda gerçekleştirilen kapsamlı FETÖ operasyonunda dikkat çeken ayrıntı, açığa alınanların tamamının Doğu ve Güneydoğu illerinde görevli vali yardımcısı ve kaymakamlardan oluşması.
Bazı kaynaklarda FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan 100'e yakın mülki amirin ihraç edildiği bilgisi veriliyor.
O isimler arasında yer alan Ahlat Kaymakamı İsa Erat, 26 Ağustos'ta yapılan Malazgirt Zaferi etkinliklerinde devletin zirvesini ağırlamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, MHP Lideri Bahçeli ve kuvvet komutanlarını karşılamış, onlarla birlikte törenlere katılmıştı.
Erkan İsa Erat, Ekim 2010 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından gönderildiği Amerika Birleşik Devletleri, Virginia Eyaletinin Norfolk kentinde bulunan University Of Old Dominion Üniversitesinde bir yıl süreyle dil eğitimi almış.
Ayrıca “Yerel ve merkezi Yönetim” alanları ile “Kriz Yönetimde Liderlik, Koordinasyon ve İletişim” alanlarında çalışmalarda bulunarak Ekim 2011’de ülkeye dönmüş.
Yani “seçkin torpilliler”den olduğu bir bakışta anlaşılıyor. Birileri elinden tutmuş, önünü açmış. ABD’de bulunduğu süreçte neler yaptı, kimlerle görüştü, maklubeye kaşık salladı mı?
İstihbarat raporlarında yeteri kadar bilgi olmalı ki açığa alınıyor.
Bürokrasi hayatında kendisine referans olan siyasiler kim, merak etmiyor musunuz?
-Ahlat Kaymakamı İsa Erat-
Ağrı Tutak Kaymakamı iken son görev yeri Bitlis'in Ahlat İlçe Kaymakamlığı’na, Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/268 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla atanan, Erkan İsa Erat'ı bu göreve kim önerdi?
Devletin istihbarat birimlerinin FETÖ'ye yönelik olarak devam eden operasyonları ve soruşturmaları kapsamında İçişleri Bakanlığı'na gönderilen raporlar doğrultusunda açığa alındıkları ve yargıya intikal ettirildiklerini bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklıyor.
“Devletin istihbarat birimleri…” ifadesini kullandığına göre, sadece Milli İstihbarat Teşkilatı’nı kastetmiyor sanki.
Kendisine bağlı, Sahil Güvenlik, Jandarma ve Emniyet istihbarat birimleri demek ki uyumuş. Burunlarının dibindeki FETÖ’cüleri fark edememişler!
Bakan Soylu, operasyondan rahatsız mı?
İçişleri Bakanı Soylu’nun operasyon hakkında değerlendirmesine bakıldığında kimi güç odaklarına sitem ettiği görülebilir.
Soylu diyor ki; "...Bu süreçlerde kendilerine rol biçmeye çalışan sahte kahramanlardan bıktım. Biz gereğini yapıyoruz, titizlikle yapıyoruz. Ama anlamak istemiyorlar. Çünkü gözlerini hırs bürümüş. FETÖ ile mücadele ediyoruz, FETÖ'cüler saldırıyor, Odatv saldırıyor, Cumhuriyet gazetesi, Birgün gazetesi saldırıyor. Ana muhalefet sözcüleri saldırıyor.
...Bu kaymakamların hiçbiri göreve yeni getirilmedi. Türkiye'de FETÖ soruşturmalarını iki kurum yapar, birisi emniyet birisi de yargıdır. Burayı sulandırmak, bu soruşturmaları akamete uğratmak, bu kurumları ayrı ayrı zayıflatmak için ellerinden geleni yapmak istiyorlar. Saldırının temel sebebini de esasen burada aramak lazım."
Bakanlık bürokrasisi, basına bilgi vermese, kamuoyunun yaşanan süreçten haberi olabilir mi?
Acaba Soylu’nun ifade etmek zorunda kaldığı devletin istihbarat birimleri gereğinin yapılması için mi basınla bilgi paylaşımında bulundular?
Açığa alınanlarla ilgili istihbarat raporları varsa, neden bunlar tutuklanmamış?
Sorular sorular…
Kabine değişikliği öncesi yıpratılanlar!..
Ertelenmiş kabine değişikliğinin beklentisi içindeki haber kaynakları, açığa alınan vali yardımcısı ve kaymakamlar ile ilgili operasyonun, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu zor durumda bırakmak için başlatıldığı iddiasında.
Soylu’nun insanüstü gayretle, gece gündüz demeden, halkın takdirini kazanan çalışkanlığı, sınır karakollarını denetlemesi, terörle mücadelede sanki tek yetkili kendisi gibi imaj verdirilmesi, kabinede güvenlikten sorumlu bir başka Bakanı rahatsız etmiş olabilir mi?
Bir ihtimal daha var!
Soylu, son istifa denemesinde adeta ‘show’a dönüşen bir gövde gösterisinde bulunmuştu.
Hatırlarsanız parti teşkilatları, sivil toplum kuruluşları “Soylu gitmesin” diye seferber oldular.
Cumhurbaşkanlığı da “istifası kabul edilmedi” duyurusunu yapmak zorunda bırakılmıştı.
Konu ile ilgili yazımda, Soylu’nun zaman içinde tedrici olarak görevden alınabileceğine vurgu yapmıştım.
Galiba öyle oluyor.
Görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
HALİL MERT 4 yıl önce
II. IRMAK 4 yıl önce
H.K 4 yıl önce