Kovid-19 salgını tüm dünyada etkili olduğu gibi ülkemizde de etkisini giderek arttırıyor.
Aşısı veya tedavi yöntemi konusunda şu ana kadar net bir gelişme yok.
Hekimler çeşitli tedavi yöntemlerini denemeye devam ediyorlar.
Salgınla mücadele etmek kadar önemli bir başka konu da bu mücadeleyi yönetebilmektir.
Çoğu ülke, etkin şekilde salgının yayılımını önleme konusunda mücadele gösteremediğinden vaka sayıları hızla artışa geçip yüksek oranda ölümler meydana geldi.
Sağlık Bakanlığı koordinasyonundaki Bilim Kurulu, ülkemizde salgınla mücadele konusunda sorumluluk sahibi gibi görünüyor.
Alınması gereken önlemler, tedavi yöntemleri, vakalara ilişkin bilimsel çalışmalar bu kurul tarafından yürütülmektedir.
Sağlık Bakanımız, olabildiğince şeffaf ve açık yüreklilikle her gün basın açıklaması yaparak süreci iyi yönetmeye çalışmaktadır.
Bilinmeyen bir düşmanla savaşmak her zaman zordur.
Kovid-19 virüsü, sağlık camiası için tam olarak tanımlanamayan, çözümlenemeyen düşman hükmündedir.
Dünya bu virüse çare ararken, maddi ve manevi birçok sorunla da aynı zamanda mücadele etmek zorunda kalıyor.
Alınan her önlem/tedbir sağlık açısından virüsün yayılımını önlemeye yönelik olsa da sosyal, psikolojik yeni sorunlara kapı aralayabiliyor.
“Evde kal” çağrısına mecburiyetle uymak zorunda olan 65 yaş üstü ve kronik hastalar dışında kalan ve çalışmak zorunda olanların bir kısmı da belki birkaç ay daha işine gidemeyecek, yeterli geliri olmadığı için de borçlarını ödeyemeyecek.
Devletlerin açıkladığı ekonomik tedbir paketleri işte bu yüzden önem arz ediyor lakin bu paketler, ihtiyaç sahipleri için yeterli çözüm olacak mı bunu da zaman gösterecektir.
Ülkemizde Cumhurbaşkanımız öncülüğünde başlatılan yardım kampanyası da bu amaca hizmet etmek içindir ve bu süreçte sıkıntı yaşayacak olan vatandaşlara bir nebze de olsa yardım eli uzatılacaktır.
Her ne olursa olsun, işinden olan vatandaşların tam olarak derdine derman olabilmek çok da mümkün görünmememektedir.
Birkaç ay fatura ödemelerini ötelemek, kredisini birkaç ay ileriye almak vs tedbirler bile işinden, gelirinden olan vatandaşların derdine derman olamaz.
Her bir vatandaşın asgari geçim standardını belirleyip ona göre yardım eli uzatmak oldukça teknik ve zor bir iştir.
Bu durumda, salgının bir an evvel bitmesi ve insanların normal hayatına hızla dönebilmesi için dua etmekten başka rasyonel bir çözüm yok gibidir.
Birçok devlet, ansızın yakalandığı bir krizi iyi yönetebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır lakin birçok ülke iflas, teslim bayrağını yakın süreçte çekebilir.
Tedbir, önlem almak bu tür aciliyeti olan kriz anlarında mühimdir.
Her etki, bir tepki doğurduğu gibi her tepkiye dönük de bir etki doğmaktadır.
Sağlık Bakanı’na ısrarla sokağa çıkma yasağının olup olmayacağı sorulmaktadır.
Salgınları önlemenin belki de en kolay yolu sokağa çıkma yasağı gibi görülebilir lakin bu önlem alındığında sağlıklı olan ekonomik çarkların bozulması ve ülkenin hızla ekonomik kriz ortamına sürüklenmesi olası bir sonuçtur.
“Salgını önleyelim” derken, ülkeyi uçurumun kenarına getirmek ne kadar doğrudur?
Bu soruyu, ısrarla Sağlık Bakanı’na soranlar acaba ne derece iyi niyetlidir?
Zaten devlet yetkilileri ısrarla, herkesin kendi önlemini almasını, zorunlu olmadıkça sokağa çıkmamasını söyleyip duruyor.
Sokağa çıkma yasağı, belde ve köylerde ilan edilebilir ki zaten İçişleri Bakanlığı, gerek duyduğunda bunu yapıyor.
Sokağa çıkma yasağını savunmak art niyetlilik değilse, cahilce bir düşüncedir.
Ülkemizde, devleti zor duruma düşürmek isteyen insansı virüsler çok fazladır.
Onlar, her fırsatta meydana çıkarak devleti, hükümeti zafiyete düşürecek şeyleri gündeme getirmekte ustadırlar.
İnsansı virüslerin maşası olmaya hiç gerek yoktur.
Onların bitmek bilmeyen oyunlarına gelmemek lazımdır.
Kendimizi ve sevdiklerimizi bu beladan korumak için dikkatli ve özenli olalım.
Devletimize sahip çıkalım, güvenelim.
Yetkililer dışında kimseye kulak vermeyelim!
Sağduyuyu elden bırakmadan, sağlığımızı tehdit etmeden, bir başkasına da zarar verecek kontrolsüz ve bilinçsiz tavırlar takınmadan, sağlıcakla bu salgın belasından bir an evvel kurtulmak ümidiyle.
.
Muhammed Işık, dikGAZETE.com