1262 maddeli kanunun 13. Maddesine göre reçete yazılmadan kullanılamayan ilaçların reklamı yasaktır.
Böyle olmasaydı TV reklamlarında insanlar, hangi şeker ilacının daha güzel şeker düşürdüğünü, hangi ağrı kesicinin daha etkili olduğunu izleyebilirlerdi her gün.
Bu başta güzel görünebilir.
Doktorlardan, hastaların gereksiz ilaç yazma isteğini azalttığı düşünülebilir. Ancak ilaçların reklamını bu şekilde yapmak pazar açısından da mantıklı değil zaten.
İlaç reklamları, diğer reklamlara göre daha ustaca ve sinsice yapılıyor.
Öncelikle TV’lerin ve gazetelerin sağlık köşelerinde doktorlar, bazı hastalıklar hakkında bilgi veriyor.
Belki de o zamana kadar duymadığı bir hastalığı, izleyen birisi kendisine yakıştırıp soluğu kolayca doktor odasında alıyor.
İlaçların asıl reklam kalemi; hiç şüphesiz ilaç mümessilleridir.
Hastalık altyapısı zaten toplumda yıllardır oluşturulmuş.
İnsanların kronik hastalıkların mübtelası olması için hiçbir fırsat kaçırılmamış.
Hastane koridorlarında artık hastalıklara göre “en iyi ilaç”ın reklam çalışması için mümessiller gezmesi yeterli.
Sadece doktorların anladığı ve takip ettiği dergilerde, hangi ilacın daha iyi etki edeceğinin anlatıldığı bilimsel makalelerde, henüz patent süresini doldurmadığı için fahiş fiyata satılan ilaçlar önerilir.
“Fahiş fiyat” demişken, hastanın direk olarak cebinden çıkmayan, ama kimsenin de hayrına ödemediği bu fahiş fiyatlı ilaçlar, vergilerle oluşturulan SGK fonundan karşılanır.
Ortak havuzdan tahsil edilen bu ciddi meblağlar, direk cepten çıkmadığı için kimseyi rahatsız etmez.
Bir molekül bulunduğunda bulan firmanın 7 yıl ile 20 yıl arasında değişen patent hakkı vardır ve bu sürede başkası bu ilacı üretemeyeceği için yüksek fiyata satar.
Kanser ilaçlarının sektörü bu alanda ilaç sanayi için bulunmaz bir nimettir.
“SMA ilacı neden bu kadar pahalı” sorusunun cevabı da budur.
O yüzden ilaç pazarının reklam konusundaki hedef kitlesi siz değilsiniz, biziz.
“Reklam yapılmıyor” diye sevinmeyin!..
Reklamın âlâsı, hem de en profesyonel şekli bu alanda yapılıyor.
Beyaz önlüklü otorite ikna edildi mi gerisi kolay.
Otoriteye boyun eğmiş garibin, reçeteye yazılandan başka seçeneği yok.
.
Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com