Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! (1961)
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! (1961)
•
Bazen ‘bugün neyi yazmak?’ sorusuna karşılık bulmak için kalemi elimize aldığımızda, duygularınıza hakîm olamıyoruz…
Görünen ve yaşanan gerçekler karşısında düşünceleriniz, vicdanınızın esintisine kapılıp giderken, ‘bu yolculuk nereye’ diye, sorgulama vaktini bile bulamıyorsunuz, sayfanın sonu geldiğinde.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Zindandan Mehmed’e mektup’ şiirinin ilk kıtasıyla bugün yazımıza başlamak istedik…
Durup dururken değil, gündemin bir yansıması olarak, köşemizin ‘hak’ bulması, içinde yaşadığımız ve geleceğimizin mana kazanması için böyle bir giriş.
Konumuz spor olduğu için, sporun ne manaya geldiğini, kamuoyunu-milyonları peşinde sürükleyen futbolun oyun olmaktan çıktığına açıklık getirmek için böyle bir giriş…
Ankara’da patlayan bombalara ‘lanet’ okurcasına böyle bir giriş…
Ülkenin birlik ve beraberliği için Konya Torku Arena’da toplanan ülke insanının Milli Takım sevincine ‘faşist’ diyecek kadar alçalanlara inat böyle bir giriş…
Aynaya bakmaktan ziyade, karşısındakini etkileme ve değiştirme çabası içerinde olan spor-futbol yazarı olarak geçinenlere inat böyle bir yazı…
Ay-yıldızlı ekibin elde ettiği seri galibiyetin mimarlarına ‘apolet’ takanların, kalemlerinden akan içtenlik dolu-samimi düşüncelere, şahitlik ettiğimiz için böyle bir yazı…
•
Haklı zaferleri alkışlamayanlar, saf olmayan düşüncesine mahkûm olmuşlardır. Tıpkı merhametsizlerden merhamet beklenmesi gibi…
A Milli futbol takımının Avrupa şampiyonasına katılacak olmasını, futbolun insanları ‘uyutma’ aracı olarak görmektense, tam tersi ‘uyandırma’ malzemesi olarak niçin görmek istemeyiz ki!
Bize, düne kadar sorsalardı; ‘Ülke olarak insansız hava aracı yapacağız… Ülke olarak tankımızı, kendi binek aracımızı yapacağız…’ Yöneltilen bu tür sorulara önce şaşkın içeren duruşumuzla, sonrasında ise bir saniye şu ülkeye, bu ülkeye danışalım ezikliğine düşmez miydik?
Ankara’da ‘patlatılan’ bomba ne kadar alçakça ve üzerine gidilmesi gereken bir hain plan ise, adı futbol olsa da, değişen ve gelişen değişimlere sevinmek hepimizin hakkı olsa gerek…
•
Yazmak isteriz, tarihe şahitlik etmek için… Kimin ne yaptığından daha çok, bizlerin neler düşündüğümüz ve yapacağımızın önemi ‘ah’ bir anlayabilsek!
İşte, Anadolu’muzun has şehri Konya’da adı ‘futbol’ olan, somut ‘derslerle dolu bir hafta…
Ne demeli! Herkes kendi işine baksın sözünü duyduğunda, buhran yaşayacak kadar işini yapmayanların, biraz olsun değişimini görebilse-yaşayabilseler…
Evet, söz sözü açar, çok sözde sözün özünün kaybolmasına neden olur. Asıl yarışta işte orada başlar; ‘Ben değiştirir, ben ikna ederim’
Unuturuz DUA’yı.. Allah (c.c.) nasip etmedi mi! Ne anlama, ne duyma, ne işitme, ne düşünme.. Kısacası hiçbir işi yapmak nasip olmayacağını.
Parlak-güvenli gelecek için, bugünlerin kıymetini bilmeyi ve güzel-anlamlı işler yapmayı rabbim bizlere-hepimize nasip etsin inşallah, AMİN. canlı bahis - deneme bonusu veren siteler - bahis siteleri - kaçak bahis siteleri -