Türkiye yeni bir seçim sürecine giriyor. Bu süreçte Çerkesler de oy kullanacaklar ve Türkiye’deki varlıkları gözden kaçacak kadar az değil.
Tahmini beş milyon nüfusla Çerkeslerin, özellikle son 30 yılda siyaset sahnesinde kimlikleriyle etkin bir durumda olmadığını söyleyebiliriz.
Zaman zaman Çerkes köylerinin çevre sorunları, Suriye’den gelen Çerkes mülteciler, deprem felaketi gibi genelin içinde yer bulan sorunlarla baş etmeye çalışırken siyasiler de dayanışmanın içindeydi.
Fakat neredeyse onlarca yıldır kimlik siyaseti ve özde en çok can yakan meseleler, siyasilerin gündeminde yer bulamadı.
Daha çok içerisinde bulundukları partinin ideolojisine göre hareket eden Adiğe, Abaza veya diğer Kafkasya halklarından milletvekilleri, 21 Mayıs, Ethem Bey’in Çerkesliği, Anavatanla ilişkiler, Çeçen mülteciler, Abhazya’nın tanınması ve ticari ilişkiler konusunda oldukça pasif bir tavır sergilediler.
Bir halk olarak, kimlikle ilgili ciddi sorunlarla baş etmeye çalışırken sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla yetinmek zorunda kalmak, bizi bu alanda onlarca adım ileriye götürdü.
Elbette bu ileri gitmenin bir getirisi de bu siyasi duyarsızlığı, daha yüksek sesle dile getirmek oldu.
Siyasi partilerin neredeyse tamamı, Kafkasyalı milletvekili adaylarını seçilemeyecek sıralardan aday gösterdi.
Zaten dediğim gibi adayların Çerkesler için hiçbir vaadi de yoktu.
Seçilseler de Çerkeslerin meselelerinden ziyade başka konulara ağırlık vermeleri de benim beklediğim bir durumdur.
İşte Mutlu Akkaya’nın adaylığı, bu ihtiyaçtan ortaya çıktı.
Yıllardır süregelen sorunlara duyarsızlık halinden, bu sorunların, kemikte bıçak oluşundan. Bu yüzden, Mutlu Akkaya’nın seçilmesi, sadece Kayseri’yi ilgilendiren bir durum değil.
Bu hepimizin meselesidir.
Mutlu Akkaya, adaylığının bir kamuoyu tepkisi olarak ortaya çıktığını “eşit temsiliyet” sorununa vurgu yaparak belirtiyor.
Sadece Çerkeslerin değil, kadınların, çiftçilerin, esnafın ve tüm dezavantajlı grupların sözcüsü olacağını belirtiyor.
Bağımsız vekilliği kafamızda biçimlendirirken, Cumhurbaşkanlığı ve vekil seçimlerinin ayrı iki şey olduğunu da gözden kaçırmamalıyız.
Aslında ciddi bir ülke sorudur, çoğumuz aday gösterilen vekil hakkında pek bir şey bilmez ve doğrudan partiye oy veririz.
Fakat her ilde seçilen vekil, o il halkına en yakın siyasidir ve kim olduğu çok önemlidir.
Bu yüzden adayın güvenilir, ulaşılabilir ve halkın içinden, sorunlara vakıf biri olması önemlidir.
Bu adaylık, ideolojilerin üstünde, dertten doğan bir adaylık bana göre.
Bir derdimiz var, yıllardır içimizde biriken bir dert ve artık dile getirmek, çözmek için çaba harcamak zamanı.
Mutlu Akkaya, ‘STK’ geçmişiyle, mücadeleyi nasıl yapacağını gayet iyi bilen biri olduğunu gösterdi.
Sadece Kayseri Çerkesleri değil, hepimiz O’na, temsil meselesinde güveniyoruz.
Körü körüne inanıp güvenmeyen bir seçmen grubu olarak bizler, vekil adayımızı korku duyulan bir otorite olarak da görmüyoruz.
Gerektiğinde kaygı duymadan eleştirir, sorgularız.
Bir vekilde belki en çok hasret kaldığımız şey de bu bana göre.
Sağlıklı, huzurlu günlerde, sesinizin mutlu olması dileğiyle.
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com