SERİ KATİL DEVLETLER VE YOL
Allah, yaratılış büyüklüğüne saygı gösterir ve gökyüzünü, yani evreni ayetlerde önce söyler; sonra ‘yeryüzü’ der. Dünyamız, o devasa evrende bir mavi noktacıktır.
Biz nefislerimize yenilen ölümlü yaratıklar ‘o mavi noktada ve küçücük ömrümüzde’ kıyametler kopartırız.
Son olarak Ukrayna’dan sonra Filistin’de bir ayı aşkındır kıyametler kopmuş, insanlık ayaklar altına alınmıştır.
Ki bu savaş, aşırı ve kontrolsüz güç sahibi dünyanın en öldürücü silahlarına sahip seri katil İsrail ile silahsız Gazzeli çocuk ve anneleri arasındadır.
Bir savaş değildir!..
Biz bu kıyametleri ve hain savaşları bir yerlerden de hatırlar gibiyiz!
Bir düşünün bakalım…
Aşırı güç kullanılarak bir neslin yok edildiği yakın dönemdeki savaş Çanakkale Muharebeleri’dir. Önce denizde ve sonra da karada 7 düvele karşı harp eden kahraman imanlı milyonlar, Hristiyan Birliği tarafından çelikten canavarlarla AB öncü devletleri tarafından biçilmediler mi?
Buna rağmen Türk-İslam Mehmetçiklerinin imanı karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar.
Ya sonra!..
Bu vahşi kapitalist 7 düvel yine birleşerek Anadolu’muzu işgal ettiler, Anadolu’daki Yunan mezalimleri de unutulur mu? Utanmadan kralları bir de ülkemize geldi!
Fakat imanımız karşısında yine yenildiler, ancak harp sonrasındaki masalarda Cihan Devletimizi adeta budadılar, kollarını ve kanatlarını kestiler!
Ekonomimizi şaha kaldıracak ve borçsuz bir devlet olmamızı sağlayacak olan petrol denizi Musul-Kerkük’ü ve Akdeniz’de nefes almamızı sağlayacak olan 3 bin Akdeniz adasını, yüzyıllık hedeflerle elimizden aldılar.
Yarım milyon şehit-kayıp verdiğimiz Çanakkale ve İstanbul Boğazlarımıza el koydular ve en son 1937 Montrö’de Hristiyan ağırlıklı 9 devletli heyetin kararlarıyla anlaşma imzalamak zorunda kaldık!
Cetvelle kuşa çevirdikleri haritalar içerisinde ve kendilerine benzettikleri kültür ve yasalar olsa da şükür ki binlerce şehit verdiğimiz Cumhuriyetimizi kurduk…
Bizler de çok sevindik…
Ortalık boşalınca bu hain vahşileri, ABD ve Rus postallarını Afganistan işgalinde gördük.
Sonra “kimyasal silah var” bahanesiyle Irak işgalinde, Suriye’de, Bosna’da gördük.
Tüm Afrikalıların köleleştirilmesinde ve 1,5 milyon özgürlük şehidi veren Cezayir’de gördük…
Kelle başına 10 dolar veren Kızılderili milyonlarının katliamlarında ABD’de gördük.
Ve tabii ki 200 sene süren Haçlı Savaşları’nda Anadolu ve Kudüs'de milyonlarca Müslüman katlini de hiç unutmadık.
Şimdi ise yanıyor Filistin, ağlıyor ilk kıblemiz. Medeniyet tek dişi kalmış canavar…
Bir ayı aşkındır da tüm dünya, Filistin’deki vahşeti canlı yayınlarda izliyor.
Çıkan cılız seslere seri katil İsrail aldırmıyor bile.
İçimizden bile vatanları için çarpışan Filistinlilere “terörist” diyenler var…
Bazı garipler de gözler önüne serilen bu vahşet yerine, “Araplar bizi arkadan vurdu” plağında takılı kalmış halâ!..
İçinde 15 Özerk Türk Devleti olan ayı Rusya, kapitalist ABD, haçlı AB ve içinde Sincan Uygur 30 milyon Müslüman Türk yaşayan ve maden zengini devletini hapseden vahşi Çin, son dönemde İsrail, bazen ayrı bazen birlikte uyguladıkları zalim seri katil stratejileri ile dünya ve insanlığı, bir kaosa sokmuşlardır.
“Bir damla petrol bir damla kandan üstün” diyen bu kurtlu kafaları durdurup, adaleti sağlayacak büyük bir devlet veya teşkilat ortada görünmemektedir.
Bölgemizdeki bu boşluğu; Türkiye liderliğinde temelleri yeni atılan Türk-İslâm Birliği’nin inşası doldurabilir.
Türk-İslam Birliği devletleri dünyanın merkezinde, tam kalbinde yer almakta ve S. Arabistan, İran ve Irak ile birlikte dünya petrol üretiminin yüzde 75’ini elinde bulundurmaktadır. Bu potansiyel, 24 saat içerisinde dünya ekonomisini durduracak, Avrupa'yı soğuktan donduracak bir güce sahiptir.
Bu büyük gücü harekete geçirmenin zamanı çoktan gelmiştir.
Genç nesillerimiz bu hakikat ve şuur istikametinde yetiştirilmeli, büyütülmeli ve istikbale hazırlanmalı ve zalimlere “Artık Dur” denmelidir.
BM yeniden yapılanmalıdır.
Yerli ve milli üretimimize, tüketime, savunma sanayimize, hatta yerli ‘Troy’ kartı kullanmaya da devam etmeliyiz. Dolar terk edilmelidir. Siyonist Yahudi ve Haçlı vahşilerin en can alıcı noktasının dünyalık sermayeleri olduğu asla unutulmamalıdır.
Aksinde, bu soluk mavi nokta dünyamızda insanlık dramları hiçbir dönem eksik olmayacaktır! Özellikle de ‘Müslüman Türk Dünyası’nın derin-büyük yaraları asla kapanmayacaktır…
Selam ve saygılarımla…
.
Fevzi Yurtoğlu, dikGAZETE.com
-E. Komando Kd. Albay, Stratejist, Uçak Mühendisi, Medipol Üniversitesi Öğretim Gör.-
Veysi 11 ay önce
Yusuf 1 yıl önce
Fevzi Yurtoğlu 1 yıl önce