
Sadulaev’den Eskerhan’a ‘Meydanda Cesedler’
7 Nisan 2025 günü, 16- 17 yaşlarında bir genç, Eskherhan Khumashev, Çeçenistan Akhçoy Martan’da trafik polislerine bıçakla saldırdı. Vuruldu ve öldürüldü. Çocuğun saldırıyı hangi saikle yaptığı net değil. Bazı kaynaklar, ailesinden kimi insanların işkence gördüğünü ve Eskherhan’ın bunu sindiremediğini iddia ediyor, alınan kimi haberlere göre de polisler Moskova’dan gelen delikanlıyı durdurmuş, aramış, telefonunu kurcalamış (ki Çeçenistan için sıradan) bu sırada da hakaret ve küfürler etmiş, aşağılamış ve genç de bütün bunları hazmedememiş, bazı insanlar da ‘Telegram’ üzerinden yayın yapan kimi Selefi kanallarda yayınlanan haber ve fikirlerin, gençleri olumsuz etkilediğini, provake ettiğini yazıyor, söylüyor.
Kadirov hükumeti ise bu eylemi, ‘Telegram’da insan hakları ihlalleri ve adam kaçırmalara dair haber aktarımı yapan, bağımsızlık yanlısı Niyso kanalının yöneticileri tarafından planlandığını iddia ediyor. Ve “dinimize saldırıyorlar” diyor. Tabii bunların hepsi “fırsat bu fırsat, kavgada yumruk aranmaz, istemediğimiz herkesi yakalım, sürelim, öldürelim” kafasıyla yazılan çizilen söylenen şeyler. Katil kendisi olduğu halde, en çok gözyaşını döküp, trajedisini haykıran biri var ortada.
Saldırganın öldüğü tüm olaylarda asıl sebep hep gizli kalır. Bütüncül bakıldığında gördüğümüz bazı şeyler var. Elbette herkes, böyle bir eylemin anlamsız ve yanlış olduğunu kabul eder. Kaldı ki 1Adat, Niyso, Ukrayna ve Suriye’de savaşmış Çeçen grupların liderleri ve daha adını hatırlayamadığım bir çok ‘YouTuber’, ‘Telegram kanalı’ sahibi kişi, böyle eylemlerin anlamsızlığı ve gereksizliği konusunda defalarca açıklama yaptılar ve gençlere sabretmelerini tavsiye ettiler. Çocuğun yaşı göz önüne alındığında, malumdur ki bu yaş, insanın kendini aradığı, haksızlığa tahammül edemediği bir yaştır. Bu, Kafkasyalı bir genç olduğunda, herhangi birinin yutup geçeceği küfürleri yutamamış olmasına Kafkasya’nın doğasını biraz bilenler şaşırmaz. 16 yaşında Kafkasyalı bir ergenin öfkelenmiş olması olasılığı öyle yüksek ki... Etrafında bu yaşlarda delikanlılar olanlar ne demek istediğimi hemen anlayacaktır. Ayrıca, çoğunlukla bu yaştaki yeni gençler, duygu ve düşüncelerini aileleriyle de paylaşmazlar. Yani bu düşünülmüş, planlanmış bir işse bile -ki öyle değil-, Eskherhan’ın ailesinin de her şeyden olay yaşandıktan sonra haberdar olmuş olması büyük ihtimalledir. Deliller, olayın “aşağılanmış 16 yaşında bir gencin öfkesi nedeniyle” oluştuğunu şüphe kalmaksızın gösterirken, Rusya Federasyonu'na bağlı Çeçen hükumeti, bu saldırıyı “Niyso ‘Telegram’ kanalının bir provokasyonu” olarak kabul ettiğini ve Niyso, faaliyetlerini durdurmazsa bütün ailelerinin mal varlıklarına el koyup sınır dışı edeceğini duyurdu. Televizyona çıktı, bu eylemi önce IŞİD’e mal etti. Birkaç saniye sonra Ukraynalı birinin Türkiye’deki Çeçenleri yönettiği, onların da Eskerhan’ı yönlendirdiği gibi saçma bir şey söyledi. Amacın, Türkiye’deki Çeçen mültecileri bu bahaneyi kullanarak zora sokmak olduğunu biliyoruz. Bu maksatla daha fazlasını da yapabilirler. Bu konuda oldukça dikkatli ve özenli olmak, mültecilerle dayanışmayı artırmak elzemdir. Her an birinin iadesi bu olayla kurulan hayali bağ bahane edilerek istenebilir.
Eskerhan’ın ailesi ve yakınları, 13 yaşında kardeşi dahil olmak üzere tutuklandı. Annesi dahil olmak üzere tüm aileye işkence yapıldı. Babasının bütün kemikleri kırıldı. Amca ve dayıları da dahil bütün ailesi mal varlıklarına el konularak sınır dışı edildi.
Vakanın buraya kadarki kısmı, Çeçenistan için oldukça sıradan görünmektedir. Yaşayan ve okuyucu bu duruma alışkındır. Fakat Eskerhan’ın ölümünden sonra olanlar, oldukça vicdana dokunur nitelikte. Gerçeği söylemek gerekirse; bu da o topraklar için sıradan. Çünkü kötüyü görmemekte ısrar eden gözler ne kadar dans videosu izlerse izlesin, örtülemeyecek kadar çok insan cesedi, bu halkın önüne bir çuval gibi atıldı. En bilinen örneği Abdulhalim Sadulaev’in naaşıdır. (*)
Yerde kafasını ayaklarıyla itekleyen adamların görüntüsü dün gibi hafızamda.
Keza Dağıstan’a ait, bir zaman sosyal medyada çok dolaşan bir fotoğraf vardır: Üç militanın naaşı, bir helikoptere iple bağlanmış, köylerin üzerinde gezdirilerek sergilenmiştir. Eskerhan da bundan nasibini aldı. Cesedi, ayaklarından bir araca bağlandı ve sürüklendi. Sonra bir meydana atıldı. Çocuklar okullarından, memurlar iş yerlerinden toplandı ve onu seyretmeye mecbur edildiler. (O meydanda, bir ilkokul çocuğunu düşünebiliyor musunuz?) öyle mecbur bırakıldılar ki dayanamayıp yere yığılanlar oldu...
Tüyler ürperten bir vahşet!
Böyle düşünen sadece biz değiliz, enteresandır Rus devletinin insan hakları sorumluları da bu barbarlığı kınıyor, Çeçenistan’da kimi milletvekilleri, kibarca da olsa tepki veriyorlar. İsmi belki gelecekte önemli olabilir diye yazıyorum; Alamkhad Elsayev “halka iyi davranmalıyız” diyor. İnanılacak şey değil. Biz bütün dünya, hepimiz, her şeyi görüyor, biliyor ve normal buluyoruz.
Hayır!..
Kötülüğü, Kafkasya halklarına yönelik hukuksuzluğu normalleştirmeyeceğiz.
Asla!
Eskerhan için üzgünüm, gencecik bir fidan, bir çocuk benim gözümde. Naaşı nerede, gömüldü mü, bu işkence sürüyor mu bunu bile bilmiyoruz hala.
Daha önceki yazılarımda bahsettim, bu çocukları, böyle yanlış eylemlere sürükleyen şeyin “provokatörlerin propagandası” olduğunu söylemek, hepimizi aptal yerine koymaktır. Bu baskı ve zor devam ettiği sürece de böyle şeyler yaşanabilir, ihtimal yüksektir. Birer birey olması beklenmiyor Kafkasyalılardan, birer ağzı var, dili yok köle olması bekleniyor. Öl deyince ölsün, gül deyince gülsün. “Game Of Thrones”un ‘Leş’ isimli karakteri gibi bir varlık.
Bu olmaz!..
Bu karıncanın bile doğasında yok.
Rus devletine seslenmeye de devam ediyorum, edeceğim. 500 yıla yakın bir zamandır, tarihi Adiğe topraklarından Çeçenistan’a, uygulamadığınız şiddet biçimi kalmadı. Öldürdünüz, sürdünüz, işkence ettiniz. 500 yıla yakın bir zamandır, bu yöntemlerin hiçbiri bu topraklarda tam itaati sağlamanıza vesile olamadı.
Olamayacak da!
Artık bu gerçeği anlayın!..
Bu insanları dinlemeyi, anlamayı, anlaşmayı, onlara özgürlüklerini verip, müttefik olmayı denemediniz. Bundan sonra da barışçıl yolu tercih etmemekte ısrar ederseniz, görünen o ki bu yara asla kapanmayacak.
Huzur ve refah için başka bir yol mümkün görünmüyor.
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com