Rusya'nın tahıl anlaşmasından çıkmasının sonuçları dünya siyasetinde önemli bir faktör haline geliyor.
17 Temmuz'da Rusya'nın BM misyonunun tahıl anlaşmasından çekildiğini açıkladığını hatırlayın.
Daha önce, Rusya Tahıl Birliği (RZS) Başkanı Arkadiy Zloçevskiy, Karadeniz Tahıl Girişimi nedeniyle Rus tahıl ürünlerine yönelik fiyat indiriminin bir sonucu olarak Rusya Federasyonu'nun yaklaşık bir milyar dolar değerinde zararı olduğunu bildirdi.
RZS Başkanı Zloçevskiy, bunların sadece gübre üreticilerini saymayan çiftçilerin kaybı olduğunu ekledi.
Aylardır Rusya, Birleşmiş Milletler (BM) ve arabulucu Türkiye arasındaki bu anlaşmayı sömüren Batı, kendi hedeflerini takip etti.
Gördüğünüz gibi, Amerikan diplomasisi için de bu anlaşmanın bozulmasının, Afrika ve Latin Amerika'dan en fakir ülkelerin Rusya'dan uzaklaşması için çok uygun bir malzeme olduğu ortaya çıktı.
Washington'da Rusya'yı anlaşmadan çekilmesinden dolayı suçlamanın mümkün olacağını umuyorlardı.
İddiaya göre bunu, kolektif Batı'ya ve hatta tüm dünya topluluğuna karşı “açlık ve yiyecekleri silah olarak kullanmak” ifadesiyle yapacaklardı.
Batı medyası ve diplomatik topluluklardaki bu eğilim, Moskova'nın anlaşmadan çekildiğini ilan ettiği anda hemen ortaya çıktı.
Rusların tahıl anlaşmasından çekilmesinin temel nedenlerini gizleyen, on yıllarca süredir denenmiş ve test edilmiş propaganda makinesi işe girdi.
Ancak, Batı'nın planlarının aksine, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın Afrika'nın muhtaç ülkelerine ücretsiz tahıl tedarik etmeye hazır olduğunu söyledi.
Buna karşılık, Rus lider Putin, Batı'nın tahıl anlaşmasını kendi çıkarları için ne kadar utanmazca kullandığını ve bu anlaşmadan çekilerek, Batı'nın amaçlarına son verdiklerini anlattı.
Bu arada, tahıl anlaşmasının uzamamasının aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da başarıya ulaşmayan diplomatik eylemlerini işaret ettiğini belirtmek gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani koridorun işleyişi üzerine daha önceki açıklamalarına rağmen, Rusya'nın şartlarının yerine getirilmesini sağlayamadı.
Bu gerçek, BM Genel Sekreteri Antonio Gutteres'in kendisi tarafından da doğrulanmaktadır.
Açıkçası, bu anlaşmanın büyük ölçüde tahılları diğer ülkelere alan ve satan Türkiye'nin çıkarları için yapıldığı da açıktır.
Her ne olursa olsun, yaptırımlar ve tahıl anlaşmasının başarısızlığı, Rusya'nın alıcılarla iş birliği için alternatif formatlar geliştirmesini engellememektedir.
2023 yılının Temmuz ayı sonunda, Rus ve Afrikalı liderlerin alternatif tahıl tedarik biçimini tartışacakları “Rusya-Afrika Zirvesi” St. Petersburg'da düzenlenecek.
Zirvede gıda ve gübre pazarının istikrarı üzerine de bir tartışma planlanmaktadır.
Zirvede, Afrika ülkelerinin liderlerine, tahıl anlaşmasının sona ermesiyle ortaya çıkabilecek olası sorunları çözecek tasarılar sunulacak.
Alternatif teslimatlar Afrikalılar için çok daha etkili olacaktır, çünkü Karadeniz Tahıl Girişimi, tahıl sevkiyatlarının eşit dağılımını zaten sağlamamıştır.
Batılı şirketlerin anlaşmayı manipüle etmesiyle Karadeniz ülkelerinden gelen tahılların çoğu Batı Avrupa pazarına gönderildi.
Afrika ülkeleri sadece küçük bir yüzde alabildi.
Diğer şeylerin yanı sıra, Rusya Federasyonu ve Afrika kıtasının işbirliğinin canlandırılması, “Rusya-Afrika Zirvesi”ne benzer uluslararası organizasyonların etkinliğini göstermektedir.
Bu tür etkinliklere ev sahipliği yapma deneyimi de önemlidir. Çünkü Rusya-Afrika ilişkileri çerçevesinde milyonlarca dolarlık sözleşmeler imzalanmaktadır.
Rusya, böylece “soft power”ını sürdürüyor, ancak bunu tüm katılımcıların kazanacağı şekilde yapıyor.
Bu arada Rusya, belirli bir anlaşmadan ziyade, Afrika'ya belirli miktarlarda gıda tedarikinden bahsediyor. Hatta gerekirse, bedavaya...
.
Ahmed Cihan, dikGAZETE.com
.
