Tiyatro ailesi temelde ikiye ayrılır;
1- İllüzyoncu; çoğunlukla “İtalyan Sahne” ve üç duvar kullanan Dramatik Tiyatro!
Aman nevzuhur tiyatrocumsular “Üzünçlü dram” anlamasınlar!
“Drama” tiyatronun bir adıysa diğeri “Komedya”dır. O da “gülünçlü oyun” değildir
2013’de “F Tipi Tiyatrolar”ın kısmen belediye sahnelerini boşaltması ile yıllarca ZAMAN’da Kültür ve Haber Müdürlüğü yapmıs Şen A.Şen’in himmeti Kültür Daire Başkanlığı fonlarıyla (Söylenti yıllık 500.000.000 olduğu yönünde) sözümona milli manevi Osmanlı - Selçuklu konulu çoğu müsamere düzeyini bile tutturamayan gösteriler, tüm sahneleri kaplamıştır…
Ve bu tarz duygulara hitap eden hamasi, derinliksiz gösteriler seyircide bir birikim sağlamayan şuur geliştirmeyen Katarsis (Arınma) ürünleridir.
Konuları, yapıcıları yerli de olsa Batı tarzı bir boşalım tiyatrosudur bu yaygın furyanın niteliği.
Bir ara İstanbul'da neredeyse tamamı tek kişilik 10’a yakın M. Akif oyunu vardı.
Şimdi Abdülhamid furyası başlamış hatta Duayen Sanatçı Ahmet Yenilmez, kendi yazıp sahneleyeceği “USTA” adlı yeni bir ABDÜLHAMİD oyununu müjdelemektedir.
2- Büyük Tiyatro ailesi, GÖSTERMECİ Tiyatrodur.
Her türlü alan ve ortada sergilenen dördüncü duvarı kaldırıp, seyirciyi rontgenci durumuna sokmayan, beyine seslenen bu biçim, Doğu’nun tiyatrosudur. … …
...devam edecek…
… ediyor.
Bizim taaa şaman atalarımıza dayanan tiyatromuzda gibi yapılmaz, gösterilir, düşündürülür, tartışılır.
Örneğin Ortaoyununda “Yenidünya” dedikleri üçkanatlı boş çerçeve -şimdilerde cehalet kumaş kaplıyor!.. Eee arkasındaki seyirci nasıl izleyecek oyunu- bir de “dükkan” denilen iki katlı kafes, iki üç de hasır tabure bulunurdu.
Kavuklu Pişekar/veya Kavuklu arkasına; “yürü Aksaray’a Hamit Paşa’nın konağına gidelim” der; Palanga da o dairede dönmeye başlarlar…
KAVUKLU;
- Çakıl çukur çakıl…
K.ARKASI:
- Hayırdır usta?
KAVUKLU:
- Çakıldan geçiyoruz…
KAVUKLU:
- Sapır şupur şapıl…
K.ARKASI:
- Nedir usta?
KAVUKLU:
- Sudan geçiyoruz…
Döner dolaşır, aynı yere gelirler; aynı “Yenidünya”yı gösterir:
- İşte Hamit Paşa’nın konağı…
Böyle bir soyutlama Batı’nın ultra postmodern tiyatrosunda bile yoktur.
Biz, eski olan her değerimizi eskimiş saymışız; Batı, kadim tiyatromuzdan yeni anlatım biçimleri devşirirken.
2003’te, 4 yılda bir yapılan “PQ PRague Theater Festival”e ilk gittiğimde davetli 4 Shaman izledik; SSCB zamanında kurulmuş Şamanizm Enstitüsü’nden gelmişlerdi.
Nasip oldu 4. kez 2015’de gittim; 2019’da nasipse artık.
On yıldan fazla oldu, bir tane “Milliyetçi Maneviyatçı Sanatçı” görmedim oralarda.
Bu yıl bir furya, ekip halinde hatta el kadar çocuğu da kapıp “Kabe” önünde “Bencil Foto” ile belgeleyen belgeleyene…
Allah kabul etsin!
Geliştik, eskiden gazino sanatçılarımız bir de otobüs şöförlerimiz hacıydı külliyen.
-“GARİP AMA TÜRKİYE” kitabımdan-
.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com
Kemal Sunal, Adile Naşit, Necmeddin Erbakan, Halit Akçatepe, Şener Şen, Mesut Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan, Altan Erbulak, Hasan Zengin, Şevki Yılmaz, Emel Sayın, Tecavüzcü Coşkun, Hasan Nail Canat, İbrahim Sadri, Genco Erkal, Şevket Altuğ, Muammer Karaca, Ayşen Ğruda, Tiyatronun Babası, Topal İbrahim, İdi Amin Dada, Uğur Mumcu ve hocası Uğur Alacakaptan, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, FETÖ’nün daveti, İran’ın Şahı, Ferhan Şensoy, Dedem Karl Marx, Hesap bilmeyen Dante…
Hepsinden az biraz, en çok da en iyi tanıdığımdan, ben ALACAKAPTANZADE HALDUN ULVİ’den ciddi yaşadığı MATRAK BİR HAYAT
"birliksanat@gmail.com"a adres ve telefonunuzu gönderin; kitabımı imzalı edinin.
40 tl kargo bize ait.