Koronavirüsle tanışmanın üzerinden neredeyse 7 ay gibi bir zaman geçti...
Bu vakit içerisinde sağlık elemanlarımız ve hekimlerimiz, üzerlerine düşen vazifelerini yerine getirmeye çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar...
Virüsle yeni karşılaşıldığı için tedavi metotlarında ve korunma yollarında farklı uygulamalar gerçekleştiriliyor...
Korunmada, devlet yetkililerimiz ve hekimlerimiz tarafından, “maske, mesafe ve temizlik” kuralları üzerinde hassasiyetle duruluyor...
Lâkin insanlarımızın pek çoğu bu kuralları uygularken, bazıları da “bana bir şey olmaz" havasıyla pek ciddiye almayarak; kendine göre gerekçelerle tedbirleri yerine getirmiyor...
Ancak uygulanmadığında güvenlik güçlerimiz tarafından uyarılarla karşılaşmakla beraber, bir de “ceza" kesiliyor; ama yine buna rağmen aldırış etmeyenler de oluyor...
Arkasını döner dönmez maskeyi ya eline alıyor ya da çene altına getirip yoluna devam ediyor...
Sokakta, toplum içerisinde, kalabalık yerlerde, toplu taşıma ulaşım araçlarında bazı davranışlara dikkat edilmediğinde, virüsün insandan insana geçme tehlikesinin devam ettiğini belirten yetkililer, vatandaşların tek yapmaları gereken “maske, mesafe ve temizlik” kuralını mutlaka yerine getirmesi gerektiğini ve bunun uygulanması için de daha değişik tedbirlerin alınacağı yönünde uygulamalar olacağını belirttiler...
Her şeyden önce bizler, yani inançlı insanlar, yani Müslüman olarak “kişi hakkı”na azamî derecede dikkat etmemiz gerekirken; maalesef bu konularda da nemelazımcılık yapıyoruz!...
Herkesin başına bir polis, zabıta ya da jandarma konulması mümkün olmadığına göre, “içimizdeki güvenlik güçleri”ni harekete geçirmemiz gerekli, yoksa bu işlerin neticesi katliamlara kadar gidecek!...
Vatandaş kurallara uyulması konusunda birbirini uyardığında, neticesinde istenmeyen tartışmalar ve kavgalar yaşanıyor... Hatta maske takmayan vatandaşı ikaz eden güvenlik güçlerine bile tepki gösteriliyor, “kes cezamızı neyse” diye bir de efeleniyor(!)...
Ancak ikazlar yapılırken toplum içerisinde büyük olumsuz, istenmeyen vak'aların yaşanmasına yol açılıyor!...
İşte bu vak'alardan bir tanesi geçtiğimiz Salı günü Bursa'da yaşandı.
Olay Akşam gazetesinde 22 Eylül 2020'de şöyle yer aldı:
"Bursa'nın Osmangazi ilçesinde otobüs şoförüyle, maskesiz binmek isteyen yolcu arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışma kavgaya dönüştü. Kavgada otobüs şoförü yolcuyu bıçaklayarak yaraladı."
Yani bu mu yaşanmalıydı?...
İnsanlar maalesef; bazı konularda olduğu gibi; bütün dünyayı kasıp kavuran koronavirüsle mücadele edilirken de tedbirlere uyulması konusunda işin ehemmiyetine dikkat etmiyor...
Kurallara uyulmadığında “hak ihlali” yaşandığına, "Açlık mı, hastalık mı?" ve "Bu kadar bencillik ve nankörlük niye?" başlıklı yazılarımda yer vermiştim...
Dostlar, işin şakası yok, bu konuyu ciddiye almamız gerekiyor...
Bakın bu virüse yakalanarak tedavi sürecinde nefes almanın zorluğunu anlatan hasta; "10 dakikalık oksijen için bütün servetimi verirdim" diyor...
Allah kimseyi bu virüsle karşılaştırmasın!.. (Amin!..)
Bir garip toplum olmuşuz, ufacık bir ikaza bile tahammül edemiyoruz, hemen sinirlenip işi daha büyüterek her iki tarafı büyük acılara düşürecek hareketlere giriyoruz.
Ne olur, "tamam kardeşim, uyardığın için teşekkür ederim" ya da " bende şu anda maske yok, sende fazla varsa verir misin?" diye karşılıklar versek, inanın bu vesileyle yeni dostlukların kapısı bile aralanır...
Müslüman, daha duyarlı olmalı; elinden ve dilinden başka Müslümanlar zarar görmemeli, herkes birbirinde emin olmalı...
Öfkeyle ve sinirle meseleler düzeltilmez...
Patlamaya hazır "bomba" gibi davranış sergileyerek dünyalarımızı karartmayalım!..
.
Osman Ovacıklı, dikGAZETE.com