USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Oyun oynamayı bırakın!.. Ayşe Barım yalnız kaldı!..

Oyun oynamayı bırakın!.. Ayşe Barım yalnız kaldı!..
01-02-2025

Oyun oynamayı bırakın!.. Ayşe Barım yalnız kaldı!..

Uğur Mumcu cinayeti davasında İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar’ın tanık olarak dinlenmesine karar verilmiş!..

Aradan 32 yıl geçmiş…

Mumcu’nun katili şeriatçılar” diyerek, insanları hapiste yatırdılar; sonra bıraktılar! Hizbullahçılar dediler, yatırdılar!.. Örgüt ismi uydurup, ona göre suçlu üretip yatırdılar. İlginçtir; bir tanesinin olay günü İstanbul’da düğünü var ve damat olarak düğününde… Uğur Mumcu cinayetinde yanılmıyorsam gözlemcilik yaptığı gerekçesiyle yargılanmıştı!

Gerdekteki adamı, cinayetten yargıladılar!..

Bunca zaman geçmesine rağmen katil ya da katiller henüz bulunamamıştır.

Şimdi “Umut Davası” olarak görülen bir dava var!..

Bundan sonra yeni örgüt ya da şahıs isimleri gündeme gelir mi bilmiyoruz!..

Fakat şöyle de bir durum var…

Uğur Mumcu’nun bir ara CHP milletvekilliği de yapan eşi Güldal Mumcu, kocasının suikasta uğramasının ardından yaşadıklarını, yazdığı “İçimden Geçen Zaman” adlı kitabı var. Bu kitapta, Mehmet Ağar ve cinayetten de bahsetmişti…

Okuyalım mı?!.

Kitapta Mumcu, dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Ülkü Coşkun’un bilgisine başvurmak üzere evine geldiğinde; “Güldal Hanım üstüme gelmeyin. Namus borcumuz dediler, bugüne kadar hükümetin hiçbir üyesi dosyanın ne olduğunu bana sormadı. Bu işi devlet yapmıştır!.. Siyasi iktidar isterse çözer” dediğini aktarmıştı.

Coşkun ile DGM’de de karşılaştığını belirten Güldal Mumcu, Coşkun’un burada da kendisine, “Bana olayı aydınlatmam konusunda yazılı emir verilirse, olay çözülür” dediğini belirtmişti.

Döneme dair en çok akılda kalan sözler ise, Mehmet Ağar’a aitti.

Güldal Mumcu’nun evinde yapılan görüşmede yaşanan diyalog, kitapta şöyle geçer:

Güldal Mumcu: “Karşımıza sürekli engeller çıkarılıyor. Bir duvar örülüyor sanki.”

Mehmet Ağar: “Evet Güldal bir duvar örülüyor.”

Güldal Mumcu: “O zaman bir tuğla çekin duvar yıkılsın.”

Mehmet Ağar: “Çekemem.”

Güldal Mumcu: “Tuğlayı çekin, kenara çekilin.”

Mehmet Ağar: “Yapamam, onu da yapamam.”

Güldal Mumcu: “Soruşturma için yeni bir ekip kurulmasını sağlayabilirsiniz belki.”

Mehmet Ağar: “Kusura bakma Güldal yapamam.”

Mehmet Ağar bu konuşmanın yapıldığını hiçbir zaman kabul etmedi!..

Güldal Mumcu ise, Ağar’ın; “Tuğla” sözünü söylediği konusunda ısrarını sürdürdü ve şöyle dedi: “Avukat Sayın Emin Değer’in de bulunduğu bir gün, bizim eve gelen Mehmet Ağar, cinayetin karmaşıklığını anlatmak için, ‘Öyle bir iş ki, bir duvar gibi… Bir tuğla çekersek duvar yıkılır' dedi. Ben de kendisine çekin o zaman cevabını verdim. ‘Çekemem, yapamam' dedi. O zaman, çekerler, altında kalırsınız dediğimde de yüzünde ‘Bunu yapmaya kimsenin gücü yetmez' der gibi bir ifade belirmişti. Tuğlayı o günlerde kendisi çekebilmeliydi!..

Daha ne bekleniyor Güldal Mumcu’dan?!.

Devlet içindeki birimi mi açıklasın?!.

*

Ayşe Barım yalnız kaldı!..

Gezi Parkı eylemlerinin planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ID Danışmanlık Limited Şirketi’nin kurucusu, menajer Ayşe Barım, 27 Ocak’ta tutuklandı.

Mahkemeye sevk yazısında Barım’ın, “olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğu”na vurgu yapıldı. Ayşe Barım, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etmek” ile suçlandı.

Sevk yazısında Barım'ın şirket faaliyetlerinin “etki ajanlığı amacı itibariyle ve kastını ortaya koyması açısından dikkate değer olduğu” ifadesi de kullanıldı.

Bilindiği gibi Ayşe Barım, dizi piyasasında tekel oluşturmakla da suçlanmış ve dışlanan bazı oyuncular ifadeye çağrılmıştı.

Barım’ın piyasadaki bu gücünü kullanarak kendisine ait İD Danışmanlık’a bağlı Ahmet Rıfat Şungar, Ali Atalay, Alp Navruz, Aslı Enver, Aslıhan Gürbüz, Bensu Soral, Bergüzar Korel, Berkay Ateş, Birce Atalay, Birkan Sokullu, Bülent İnal, Caner Cindoruk, Ceyda Düvenci, Devrim Özkan, Devrim Yakut, Dolunay Soysert, Ece Sükan, Erkan Can, Esra Bilgiç, Ezgi Mola, Fahriye Evcen, Fatih Artman, Halit Ergenç, Hazal Kaya, Hümeyra, Lale Mansur, Merve Dizdar, Nehir Erdoğan, Nejat İşler, Nur Fettahoğlu, Okan Yalabık, Pınar Deniz, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Serenay Sarıkaya, Sinem Kobal, Şükran Ovalı, Şükrü Öyıldız, Zafer Algöz, Zerrin Tekindor vs.. gibi oyuncuları Gezi Parkı olaylarında yönlendirmiş ve oyuncularından bazıları olaylarda ön saflarda yer almışlardı!..

Gözaltına alma, tutuklama söz konusu değilken, sadece ifade için bir oyuncu ya da siyasetçi, emniyete çağrıldığında bile ortalığı ayağa kaldırıp, sosyal medyadan ifadeye çağrılan kişi için ‘Yalnız değildir’, ‘Hesap vereceksiniz’ türü paylaşımlar yapan bir tayfa vardı!..

Şarkıcı Tarkan’ın, Recep İvedik’in de içinde bulunduğu sözde sanatçı tayfasının, Ayşe Barım olayında gıkı çıkmadı!..

Menajer Ayşe Barım için tek satır yazamadılar!..

Paylaştıkları kişiler de, hapse girme, menfaatine zarar gelme gibi bir durum söz konusu olmadığından rahatlıkla hoplayıp, zıplıyorlardı!

Barım olayı ciddi olunca ve bir ucunun kendilerine dokunma durumu da ortaya çıkıp, g.t korkusu sarınca, sahiplenme olayı tak diye ortadan kalktı!..

Hani nerede vefanız?!.

Hiç kimse yazmasa Halit Ergenç yazar beklentisi vardı!..

Yazmadı!..

Gezi olaylarının ön safında yer alan ve meydan okuyan; aynı zamanda Ayşe Barım sayesinde figüranlıktan başrol oyunculuğuna yükseltilen Halit Ergenç’in, suskunluğu da ‘suç ortaklığı’ ve ‘g.t korkusu’ olarak algılandı!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?