ORDUMUZ, MİLLÎ GÜCÜN MİHENK TAŞIDIR.
GELENEKLERİ İLE GELECEĞE YÜRÜMELİDİR.
Ordu, Türk Ordusu!..
Ordu Millet.
Askerlerimizi “HER TÜRK ASKER DOĞAR.” diye yürüttük, koşturduk.
Çocukken köy meydanında ihtiyarlar “Hadi bir güreşin bakalım.” derlerdi. Mısır sapından ok, fındık sopasından yay, kestane ağacından kılıç ve mızrak yaptık. Bizi böyle büyüttüler…
Kimdir Türk Ordusu?
Merhum M. Kemal Paşa’nın orduya son mesajında ifade ettiği gibi “Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu!..”
Son YAŞ toplantısında Anıtkabir Ziyaretinde Cumhurbaşkanımız R. T. ERDOĞAN’ın yazdıkları da çok değerlidir.
“… Milletimize söz verdiğimiz Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmek, gelecek nesillere daha müreffeh, daha itibarlı ve huzurlu bir ülke teslim etmek için her alanda yoğun bir çabanın içindeyiz. Bu mücadelemizde en büyük güç ve güven kaynağımızı yüksek vazife şuuru, caydırıcılığı ve üstün kabiliyetleriyle milletimizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz oluşturuyor. Bugünkü şura toplantımızda alacağımız kararlarla inşallah ordumuzun gücüne güç katacağız. …”
Devletimizin ilk ve son Cumhurbaşkanlarının açık beyanları da şahittir ki Şanlı Türk Ordusu, Milletimizin varlık, bekâ ve istikbâl mücadelesinin merkezindedir. Mihenk taşıdır. Devlet çadırımızın orta direğidir.
Milletimiz Ordu Millettir. Tarih bunun en büyük ispatıdır. Kadın, çocuk demeden daima seferber olan bir Milletiz elhamdülillah..
Ordumuz kimlerden oluşur?
Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, Emniyet Teşkilatı yani polis, Jandarma, MİT ve Milletimizin eline silah verdiği bekçisinden eratına herkes mevcut Türk Ordusu’nun çekirdeğidir.
Şimdi özetle vurgulamak istediğim birkaç konuya değinmek istiyorum.
Malum hengâmeli bir seçim süreci geçirdik. Üzülerek ifade ediyorum bazı üst düzey bürokrat ve askeri personelin seçim sonrasına dönük toplantılar yaptığına dair, görevlendirmelerin nasıl olması ile ilgili kulis yaptıklarını üzülerek duyduk.
Bu tarz hareketler, mevcut nizama paralel tavır oluşturmalar, bir nevi zorlamalar Büyük Devlet İdeali olan devlet ricâline yakışmaz. Tabii sonuçları YAŞ Kararlarına yansımıştır. Atanmışlar, seçilmişleri zorlamak yerine yönlendirmek, kararların sıhhatine katkı sağlamakla yükümlüdürler.
YAŞ Toplantıları için 15 Temmuz Süreci ve sonuçları turnusol kâğıdıdır. 15 Temmuz’da Kahramanlıkla dik duranların bir kısmı geçen yıl, bir kısmı bu yıl emekli oldu. Kendi ifadesi ile kömürlükte saklanan kişi terfi etti. Bunlar da düşündürücüdür.
TSK kaba siyasetin içinden kurtarılmalıdır.
28 Şubat Süreci’nde bir subay eşi başörtülü ise, içki içmiyorsa, kahraman dahi olsa Atatürk ve rejim düşmanıydı. Şüpheliydi!..
Şimdi de tam tersi eşi başörtülü değil diye insanlar dışlanmamalı. Hele de cemaat-tarikat referansları ile hareket edilirse devletin çivisini ellerimizle çıkartırız.
Eskiden bir subay sicil sırasını görürdü. FETÖ'CÜ hainler sistemde birçok şeyi bozdu. Halen de bozuk gidiyor.
Neden?
FETÖ’CÜ İhânetin bozdukları adaleti zedeleyici, personel yönetiminde şeffaflığı bozan uygulamalar neden düzeltilmiyor?
YAŞ Fotoğraflarında sivilleri çoğaltma iddiası sonuçları itibâri ile TSK Personelini ve halkımızın vicdanını yaralayan bir husustur. Adı üzerinde Yüksek Askerî Şura (YAŞ). Askerle ilgili yürütmeye askerlikle icra olarak alakası olmayan bakanlar katılıyor.
Çok önemli bir konu:
Şanlı Ordumuz ve kamuda kimse ne Atatürkçülük ne de dindarlık kisvesi ile menfaat devşirmemelidir.
Ölçü şudur.
Muhàfazakâr Milletimizin dindarlığı, Milletimizin Atatürk algı ve sevgisi…
Ne çok ne de az…
Her şey, kanunlar ve nizamlar, Aziz Milletimizin vicdan ve idrâki zedelenmeyecek şekilde düzenlenmelidir.
Milletin verdiği oy ile oluşan kanaate itimàd edip ülkeyi yönetiyorsak, idrâk ve vicdànına da hürmet gerekmez mi?
Bugün Atatürkçü pozlarda devlet ve hükümete vurmaya çalışan devlet memuru düşünülemez.
Hele de Şanlı Ordumuz içinde bu tarz çıkıntılıklar asla olmamalı. Bunlara müsamaha gösterenlerle ilgili dahi işlem yapılmalı.
Yine dindarlık kisvesi altında devlet memuru olarak hiç kimse Millî terbiye ve örfe, devletin değerlerine karşı hareket edemez. Hele de "Şu"cu, "Bu"cu olarak bunu yaparsa, kadroculuk yaparsa derhal Şanlı ordumuz ve devlet kademeleriyle ilişiği kesilmelidir.
Devlet memurunun devlet ve milletin âlî menfaatlerine hizmetten daha büyük gayesi olamaz. Vatanımızın bütünlüğünden daha büyük derdi olamaz. Çünkü tüyü bitmemiş yetim hakkından maaş alıp evine götürmektedir. Devlet sistemi dışında emir-komuta ilişkisi olamaz. Şaibeli abisi!, ne idüğü belirsiz hocası, Amirinden daha önde olamaz.
Emekli edilen muharip ve münevver generallerden sahayı bilenler etkinleştirilmelidir.
Meselâ İsmail Metin TEMEL Paşam… Suriye ve Irak’ı ondan daha iyi kim bilir? Nerede şimdi?
Meselâ Zekai AKSAKALLI Paşam…
Meselâ çok değerli amiralimiz Cihat YAYCI…
Cumhurbaşkanımızın çalışma ofislerinde bu adamlar neden yoklar?
Mevcut düşünce ve strateji kuruluşları bölgeye ne kadar hakim?..
Sürekli ahkâm kestikleri konularda ansiklopedi ve akademik bilgi dışında neye hâkimler?
Bir subay için “MEKTEB-İ ASLÎ KIT’ADIR.” Akademisyen içinde saha…
Bizce sahayı görmeden fikir verenler yerine sayın cumhurbaşkanımızın yanında sahayı bilenler olmalıdır. Millete hizmetle ömürleri geçmiş bu yiğit subay ve generallerden istifàde edilmelidir.
Şair “Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! Ey kahpe rüzgâr; artık ne yandan esersen es!” diyeli bir asır olacak.
Evet, gayretler var.
Daha şuurlu, daha az zayiatla, daha verimli, daha süratli olması için, àdil, liyàkât, ehliyet, devlet ve millete sadàkât referansları ile personel istihdàmı gerekir. 20 yıldan daha uzun bir dönem devleti yöneten bir hükümet içinde ve atadıklarında, devlete yan bakan kişi ve kimliklere dindar vs. diye müsamahakâr olunamaz.
Şunu bilelim ki, İslâm Dünyası’nın gerçek manada birlik ve dirilişini isteyen herkes Necip Türk Milleti’nin mevcut gücünü, ağırlığını, öncü ve muhàrip vasıflarını bilir. Onun devletine bağlı olur. Onun vatanına bağlı olur.
TÜRK kelimesi ile sorunu olan bir Müslüman dünyanın neresinde olursa olsun şàibelidir. Takibi gerekir.
Aziz Milletim.
Gün idare etme günü değildir.
Gün birlik günü, birlikte daha çok çalışma günü, istismarlara karşı durma günüdür. Ayıp aramayacağız. Ancak yanlış, hata ve kusur kimden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın karşı olacağız.
Kimse kusura bakmasın, “Devlet kadıya mülk değil!”
Merhamet edeceğimiz ilk kişi ve kurum bizzat devletin kendisidir. Kadim, büyük ve güçlü devletimizin yeniden tarih sahnesine çıkması ve ihyası için fedàkârlıkla ve çok çalışmaktan başka çaremiz yoktur.
Konumuzla ilgili alttaki videomuzu izleyebilirsiniz.
.
Emekli Yarbay Halil MERT,
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
ORDUMUZ MİLLÎ GÜCÜN MİHENK TAŞIDIR. MİLLET EVLÀDI, PEYGAMBER OCAĞI'DIR. FEDÀİDİR. E. Yb. Halil MERT