“Şehitlere saygı duruşu saçmalığı” diye başlık attığı yazısının sonunda, bu saçmalığa dair "Hiç kimse yalnızken mesela evde, büroda, sokakta, kabristanda tek başına bir şehit için yahut sevdiği biri için ayağa kalkıp bir dakika saygı duruşunda bulunuyor mu?” diyerek dikkat çekici bir de soru da soran Resul Tosun, bu pervasızlığın son zamanlarda üstelik de şehitler için alelade bir şekilde sergilenmesine dair bakın neler dedi…
İşte, "Ne medeniyetimizde ne de dinimizde ölüler için saygı duruşu diye bir şey yoktur.” diyen ve üzerinde böylesine kalem oynatmaya pek kimsenin yanaşmadığı “hassas bir konu”ya dair bir eski vekilin İslami hassasiyetle ikazı ve söyledikleri
:
İsmini yerini zamanını yazmayacağım. Amacım kırmak dökmek değil. Sadece sorgulamak ve ikaz etmek istiyorum.
Epey zaman oldu AK Partili bir belediyemizin düzenlediği ‘medeniyetimiz’in de konu edildiği bir paneli dinlemeye gittim.
Sunucu elindeki kağıdı okuyan sıradan biri değildi.
İslami düşünceyi benimsemiş görünüyordu.
Panelin açılışında salondakileri 15 Temmuz şehitleri için bir dakika saygı duruşuna davet etti.
***
“MEDENİYETİMİZ”DE ŞEHİTLER İÇİN SAYGI DURUŞUNUN YERİ VAR MI!..
Hadi seküler kesim bunu yapıyor ve kendilerince bir gerekçeleri vardır diyelim.
Peki ‘medeniyetimiz’ konulu bir panelde üstelik şehitler için saygı duruşunun bir anlamı var mı?
Medeniyetimizin en belirgin özelliği dinimizdir, kültürümüzdür.
Şehitlik de dini bir kavramdır.
Ne medeniyetimiz de ne de dinimizde ölüler için saygı duruşu diye bir şey yoktur.
***
ÖLMÜŞLERİMİZE FAYDALI OLMAK...
Dini kültürü bir yana bırakalım akıllı bir insan bir dakika ayakta durarak ölmüşlere nasıl bir fayda sağlayabilir ki?
Ölülerimiz için bir iyilik yapıp, mesela bir fakire sadaka verip sevabını ona bağışlayabiliriz.
Yahut Kuran’dan ayetler okuyup sevabını bağışlamak gibi dinimizde var olan bir salih amel ile ölmüşlerimize faydalı olabiliriz.
Ama saygı duruşunun ne ölüye ne diriye hiç kimseye hiçbir faydası yoktur.
***
DİNDARLARIN BU ANLAMSIZ HAREKETİ DİNİ KURUMLARDA DA KULLANMASI ŞAŞIRTICI...
Hatta bazı toplantılarda besmele yerine saygı duruşu çağrısı yapılmakta, şekilcilikte akıllı insanları çıldırtacak derecede ifrata kaçılmaktadır.
Yapılması gereken bir ritüele dönüşmüş durumda.
Benim şaşkınlığım, dindarların bu anlamsız hareketi üstelik şehitlik gibi dini kurumlarda kullanıyor olması.
***
Bu maraz sadece bizim ülkemizdeki bazı dindarlarda tezahür etmiyor.
Birkaç sene önceydi Brüksel’de Filistin davasıyla ilgili bir parlamenterler toplantısına davet edilmiştim.
Kimin organize ettiğini bilmiyordum.
Gittim.
Meğerse İran düzenliyormuş. Ayetullah rütbesinde bir molla öncülük ediyordu.
Fakat o da ne, kapanış toplantısında bu Ayetullah, herkesi şehitler için bir dakika saygı duruşuna davet etmesin mi?
Ben yüksek sesle itiraz ettim ‘Bizim inancımızda böyle bir saygı türü yok. Eğer şehitlere faydalı olmak istiyorsak birer Fatiha okuyalım’ dedim.
Hiçbir faydası olmadı.
Sonraki toplantılara beni çağırmadılar!
***
HAZİRUN MECBUREN AYAĞA KALKIYOR...
Adeta dini ritüele dönüşen resmi kurumlardaki saygı duruşunu da mantıklı bulmuyorum.
Ama tüzükler, nizamnameler gereği hazirun mecburen ayağa kalkıyor.
Bazen biz de kalabalığa uymak zorunda kalıyoruz.
Ama sivil toplum örgütlerinin böyle bir mecburiyeti yok.
***
MESELA EVDE YALNIZKEN...
Aslında bu saygı duruşlarını hiç kimse içselleştirmiş değil.
Dikkat ederseniz hep toplantılarda yapılıyor.
İnsanlar birbirilerini kandırıyorlar.
Hiç kimse yalnızken mesela evde, büroda, sokakta, kabristanda tek başına bir şehit için yahut sevdiği biri için ayağa kalkıp bir dakika saygı duruşunda bulunuyor mu?
Resul Tosun, STAR -24 Şubat 2017, Cuma-
:
Yazıda, bazı paragraf açmalarla siyahlaştırmalar, bir-iki küçük tashih ve ara başlıklar bize aittir.
dikGAZETE.com