USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Ölmeden önce bunu mutlaka yapın!

Ölmeden önce bunu mutlaka yapın!
19-06-2023

ÖLMEDEN ÖNCE BUNU MUTLAKA YAPIN!

2. Dünya Savaşından sonra 2000’den fazla Fransız, Paris’e hafıza kaybına uğramış olarak döner. Esir kamplarında öyle kötü muamele görmüşlerdir ki, kim olduklarını bile hatırlamamaktadırlar.

Tıbbi kayıtlarda sadece 32’sinin kim olduğu anlaşılır. Kalanların fotoğrafları, bütün ülkede gazetelerin baş sayfalarında yayınlanır ve yakın akrabalarının, belirtilen günde Paris’te toplanmaları istenir.

İlk kişi, kalabalığın önüne çıkar ve sorar:

-Burada benim kim olduğumu bilen var mı?”

Bu kadarıyla bile çok dokunaklı bir hikâye bu… Savaşların bir kazananı olmadığını da hatırlatıyor.

Ayrıntılı bir şekilde düşündüğümde; Paris meydanında, savaşta gördüğü işkenceler yüzünden hafızasını kaybetmiş yaklaşık 2000 insanın kendisini tanıyacak bir yakınına kavuşmak için beklediği anlar gözümde canlanıyor ve hikâye daha da çarpıcı bir hal alıyor.

Fotoğraflarının, belki tanıyan biri çıkar diye gazetelerde günlerce yayınlanması da kâr etmemiş ve o gün, oraya onu tanıyacak tek bir kişi bile gelmemiş olanları düşündüm.

Bunlar arasında zaten kimsesi olmayanlar da olabilirdi, o savaş şartlarında kimsesi kalmayanlar da…

Kaç kişinin bir tanıyanı çıktığını ve hafızalarında zamanla yaşanan gelişmeleri de merak etmemek elde değil.

Bu haber sonrasında da çok ilginç ve dokunaklı hikayeler yaşanmıştır mutlaka.

Uzun yıllar önce bir derginin “kısa kısa” başlıklı bir sayfasında okumuştum bu haberi; tamamı bu kadardı.

“Gençlere tavsiyeler” tadında kısa yazıların olduğu bir sayfaydı ve insanın kendisini tanımasının ve tanıtmasının önemini vurgulamak adına olsa gerek, haberin sonuna hafızama kazınan şu cümle eklenmişti:

- Senin kim olduğunu hiç kimse bilmiyor. Haydi tanıt kendini!

CEMİL MERİÇ’in marifetlerin marifeti olarak tanımladığı Kendini Tanımak konusuna, yazılarımda sık sık değiniyorum. İnsanlık tarihi kadar eski, kadim bir konu ve her devirde olduğu gibi günümüzde de çoğu insan için “sorun” olmaya devam ediyor.

Ünlü Yunan yazar ve düşünür NİKOS KAZANCAKİS, “Zorba” isimli romanında bunu çok güzel ifade ediyor:

Dünyadaki pek çok insanın esas sorunu, henüz kendisiyle tanışmamış olmasıdır.”

Kendini Tanıtmak konusuna geçmeden önce Kendimizi Tanımak için etkili bir yöntemden bahsetmek istiyorum: SWOT ANALİZİ

“SWOT” kelimesi, Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor. Bunları Türkçeye, Güçlü yönler, Zayıf yönler, Fırsatlar, Tehditler olarak çevirebiliriz.

Bireysel ve kurumsal birçok konuda uygulayabileceğimiz bu analizi, JANE SCRIVNER, “YAŞAMSAL ARINMA” isimli kitabında bireysel olarak, özellikle şu altı konuda yapmamızı tavsiye ediyor:

- Aile

- Arkadaşlar, Sosyal çevre

- Kişisel İlişkiler

- İş

- Yetenekler, beceriler, hobiler, ilgi alanları

- Sağlık

“Benden artık geçti” demeden, yaşımız kaç olursa olsun hiç üşenmeden, kalemi-kağıdı elimize alıp, gerekirse saatlerimizi ayırıp, yukarıdaki “6 konu” için ayrı ayrı bu analizleri yapmamız faydalı olacaktır.

Örneğin; Yetenekler, beceriler ve ilgi alanları konusunu ele aldığımızda, üzerinde düşünerek ve maddeler halinde yazarak yeteneklerimizi ve ilgi alanlarımızı gözden geçirelim.

Hangilerinde çok güçlü olduğumuzu, hangilerini güçlendirebileceğimizi, hangilerinde imkanlar, hangilerinde riskler olduğunu belirlemeye çalışalım.

Bunun için gerekirse uygun gördüğümüz bir yakınımızdan, tanıdığımızdan, büyüğümüzden yardım almaktan çekinmeyelim.

Bu analizleri yapmadan önce Bu Hayattan Ne İstediğinize dair cevaplamanız gereken şu Hayati Öneme Sahip Sorular, analizin verimliliği için çok önemli:

Ölmeden önce neler yapmak isterim?

- Hayatımdaki en önemli şeyler nelerdir?

- Emekli olduğumda ne yapıyor olacağım?

- Hayatımdaki en önemli insanlar kimler?

- Geçim ve gelecek kaygım olmasaydı en çok yapmak istediğim iş ya da uğraş ne olurdu?

- Değiştirmek istediğim şeyler neler?

- Sağlığımdan memnun muyum?

- Aynı kalmasını istediğim şeyler neler?

Kendisi ile tanışmış ve ne istediğini bilen bir insan, Kendini Tanıtmak - İfade Etmek konusunda da başarısını arttıracaktır.

- Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Bu soru, iş için ya da farklı amaçlarla yapacağınız bütün mülakatların-görüşmelerin en klişe ve fakat olmazsa olmaz birinci sorusudur.

İlk dakikada oluşturacağınız izlenim ve diğer sorular, bu soruya vereceğiniz cevaptan mutlaka etkilenecektir.

Cevabı kısa sürede ve etkileyici bir şekilde, detaylara boğulmadan verebilmek için faydası olacağına inandığım şu alıştırmaları tavsiye ediyorum:

Bu cevap için süremizin sadece 1 dakika ile sınırlı olduğunu düşünelim.

Bu süre, İngilizcesi “Elevator Pitch” olarak isimlendirilen Asansör Konuşması için belirlenmiş bir süre.

Asansör konuşması ise fırsatını bulduğumuz o anda, kendimizi, hayalimizi-fikrimizi, gerçekleştirme planımızı ve sağlayacağımız katma değeri 1 dakikayı aşmadan, anlaşılır bir özetle, karşımızdaki kişiye aktarma tekniğidir.

Karşımızdaki kişinin konumuna göre farklı konuşmalar hazırlanabilir.

Sürenin kısa olması, muhatabımıza bir asansörde bile rastlasak meramımızı anlatabilecek bir konuşma yapabilmeyi ifade etmektedir.

Kendimizi tanıtma konuşmamızı, şimdi de 250 kişilik bir salonda yaptığımızı düşünelim ve süreyi 18 dakikaya çıkaralım.

Bu süre TED Konuşmalarında uygulanıyor. TED konuşmaları, genel olarak teknoloji, eğlence, dizayn konularında ilham veren konuşmaları kapsayan bir konferans serisi olarak tanımlanıyor. 18 dakikayı geçmeyen bu konuşmaların, en ilham verici olanlarından birkaç tane izlemenizi tavsiye ederim.

Siz de kendinizi, en iyi bildiğiniz konuyu, ya da hayat hikayenizden sıra dışı örnekleri, yazdığınız metne bakmadan anlatacağınız videolu bir konuşma hazırlayabilirsiniz.

Bu alıştırmalar 5-10 dakikalık süreler için de yapılabilir elbette. Hatta iş başvurularında böyle bir video, ‘CV’ olarak da kullanılabilir.

Gerçekten de kendinize ve anlattığınız konuya hakimseniz, karşı tarafa çok iyi aktarabiliyorsunuz.

Yazımızın başındaki, kendini tanımayan ve kalabalığa seslenerek “Burada benim kim olduğumu bilen var mı?” diye soran asker gibiyiz çoğumuz.

Kimlik ve adres bilgilerimizi biliyor olmamız, bizi ondan farklı yapmıyor. Çünkü çoğumuz, sahip olduğumuz tüm imkanlara rağmen yeteneklerini yeterince keşfetmemiş, hayatının amacını belirleyip harekete geçmemiş, tanıması gerekenlere kendisini tanıtmamış bir durumdayız.

Ve yine çoğumuz, düşündüğümüz gibi bir insan olmadığımızın farkında değiliz.

Ben kendimi tanıyorum” diyenlere bir sözüm yok! Onlar, Hayati Öneme Sahip Soruları da makul ve mantıklı bir şekilde cevaplamışlardır mutlaka. Fakat diğerlerine diyebilirim ki;

Ölmeden önce kendinizle mutlaka tanışın. Bunu öteki tarafa bırakmak hiç de rasyonel bir davranış olmayacaktır.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Nazan
Nazan 1 yıl önce
Kendimi çok iyi tanıyorum.Her zaman yaptığım her işin arkasındayım.
Kadir yüksel
Kadir yüksel 1 yıl önce
Yazıyı okurken “At arabasında buz satan ve sermayesi tükenen şu insana yardım etmek isteyen var mı?”diye bağıran satıcının hikayesi geldi aklıma.. Ömür sermayesi tükenirken, yaşamımıza başka anlamlar kazandıracak pencerelerden bakabilme fırsatını da elimizden kaçırmayalım. Kendimizi tanımaktan ziyade başkalarını tanımak için daha fazla zaman harcıyoruz. Kendi kalıplarımız yerine başkalarının kalıpları içinde kendimiz olmadan geçen yılların ardından pişmanlıkla bakıyoruz. Bu hali tıpkı eriyen buzun bozulan şekline de benzettim.
Benliğimize yardım edelim. Bu vesileyle bilinçli bir şekilde geçmiş bir ömrün hikayelerini tamamlayalım inşallah.
Özümüze dönmemizi, kendimizi yeniden düşünmemizi sağlayan bu hayati derecede önemli konunun işlenmiş olmasına çok sevindim.Yazarımıza bu vesileyle hasseten teşekkür ederim.
Emeğinize, kaleminize sağlık..

Sami
Sami 1 yıl önce
Ben herhangi bir savaştan çıkmadım, ama kendimi tanımakta zorlanıyorum. Burada benim kim olduğumu bilen var mı diye soracak durumda idim. Ancak bu yazıyı okuduktan sonra bu soruya gerek kalmadı sanırım. Kendime randevu verdim, tanışacacagım. Bakalım nasıl biriymişim.
Mehmet Şakir
Mehmet Şakir 1 yıl önce
Bir sonraki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum
Halil
Halil 1 yıl önce
Keyifle okudum. Kaleminize sağlık.
Mehmet Zeki Aktaş
Mehmet Zeki Aktaş 1 yıl önce
Kaleminize sağlık Çok faydalı bir yazı.
Mehmet Zeki Aktaş
Mehmet Zeki Aktaş 1 yıl önce
Ölmeden önce yorum yapayım istedim
Nurullah şahin
Nurullah şahin 1 yıl önce
Öncelikle elinize emeğinize sağlık. Kendini tanımak evreni keşfetmek gibidir. Ancak coğrafya kaderdir sözü ne kadar da doğru oluyor. Bulunduğunuz yer düşünce, davranış ve hayat tarzınızi oluşturuyor. Ve bu kalıplar içinde bazen bir ömür geçip gidiyor. O kabuğu kirabilen de bir inci tanesi gibi deger ve güzelliğinin farkına varıyor. Selam ve dua ile
Abdurrahman Keskin
Abdurrahman Keskin 1 yıl önce
Çok güzel yapmışsınız, elinize emeğinize sağlık.
Lütfü
Lütfü 1 yıl önce
En dikkatimi çeken soru "Geçim ve gelecek kaygım olmasaydı en çok yapmak istediğim iş ya da uğraş ne olurdu?" oldu. Gerçekten ne yapardım acaba ?
Abdullah Pektaş
Abdullah Pektaş 1 yıl önce
Doğrusu bugünün işini yarına bırakmamak gerekir;insan kendini tanıtması için öncelikle kendini çok iyi tanıması lazım her yönüyle kem kümler karşıdakinin zihninde farklı düşüncelere sevk eder .Ama bu işlerde bir takım suzgeclerden geçmeyi gerektirir ki en önemlisi bence kalabalık bir toplulugun önünde defalarca konuşma yapmakla birlikte kendini kalabalığa kabul ettirmek!kaleminize sağlık Hüseyin bey
Süleyman kocapınar
Süleyman kocapınar 1 yıl önce
Son derece güzel bir yazı. Emeğinize sağlık
Mehmet
Mehmet 1 yıl önce
Kaleminize sağlık keyifle okudum
Yasemin şimşek
Yasemin şimşek 1 yıl önce
Keyifli ve düşündürücü bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.
Fikret  Güneş
Fikret Güneş 1 yıl önce
Bu gün de çakralarımızı açtığınız için teşekkürler
Hüseyin Paslı
Hüseyin Paslı 1 yıl önce
Yine çok güzel bir yazı olmuş.Çok keyifli bir yazı. Elinize emeğinize sağlık.
Haleti Ruhiye
Haleti Ruhiye 1 yıl önce
Kendimle tanıştığıma memnun oldum.
Selda
Selda 1 yıl önce
Yine keyifle okudum yazınızı.. kaleminize sağlık Hüseyin bey
Bülent
Bülent 1 yıl önce
Sorular sorularrr…!
Cumhur Karasu
Cumhur Karasu 1 yıl önce
Dünyanın en zor işi olsa gerek: kendini tanımak…. Kaleminize sağlık Hüseyin Bey.
Nigar Özel
Nigar Özel 1 yıl önce
Yine çok çarpıcı bir yazı kısaca ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir sözü canlandı kafamda okuyunca
Ekrem Berber
Ekrem Berber 1 yıl önce
“ düşündüğümüz gibi bir insan olmadığımızın farkına varmak” bence bu yazının en önemli cümlesi… çünkü, etrafımızda kötülüklerin olup kötü insanların olmaması gibi bir çelişkinin sebebi bu… diğer önemli çelişki de, herkesin haklı olması… özel ve güzel yazılarınız için yurtdışı okullarınız adına teşekkürler Hüseyin bey… Bremen’den sevgi ve selamlar…
Nuray kıyan
Nuray kıyan 1 yıl önce
Yunus Emre nin
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır
Dizeleri geldi aklıma değerli kardeşim... MaşaAllah çok güzel bir kunuya daha farklı bakış açılarıyla değinmişsiniz
Mesut İsen
Mesut İsen 1 yıl önce
Genelde şirketler icin yaptığınız swot analizini kendimize yapmak kendimizi gerçekten tanımak için iyi bir fırsat.