Asil Türk Milleti’nin huzurunda başımı gururla öne eğiyorum.
Evet. Yüz yıllık Cumhuriyetimizin bize göre en büyük gurur kaynağı, yerli elektrikli ilk otomobilimiz TOGG’un geçtiğimiz günlerde ilk teslimatı yapıldı.
Türk mühendisinin, Türk işçisinin dört yıllık emek, göz nuru ve alın terinin eseri olan bu başyapıt, bizim göğsümüzü kabartırken taşıdığı “dosta güven düşmana korku” mesajıyla yollara çıktı.
Emeği geçen, katkısı bulunan herkesi içtenlikle tebrik ediyor, bizlere bu gururu yaşattıkları için onların da önünde saygıyla eğiliyoruz.
İlk yerli otomobilimiz yollara çıktı çıkmasına da yine de bir şeyler içimizi acıttı.
Malumunuz Gemlik’teki fabrikanın üretim bandından inen ilk üç araç Cumhurbaşkanı ERDOĞAN, eşi Emine ERDOĞAN ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV’E teslim edildi.
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşen teslimat töreninde Cumhurbaşkanımız, sarayın bahçesinde küçük bir tur da attı hatırlarsanız.
Marka/model fark etmeksizin üretim bandından çıkan ilk araçlar dünyanın her yerinde hem madden hem de manen çok değerlidir.
İlk yerli elektrikli üretim olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılına denk gelen, üretim bandından ilk çıkan bu otomobil de aynı şekilde çok ama çok değerlidir.
Ne mutlu sayın ERDOĞAN’a ki bu çok özel otomobilin sahibi oldu. Taşıdığı Cumhurbaşkanı sıfatıyla hakkıdır, buna itirazımız yok.
Zaten otomobili, makam aracı olarak kullanacağını da söyledi.
Ama sanırız Külliye bünyesinde bir binadan diğerine giderken kullanacak. Zira bu ilk yerli üretim zırhlı değil malumunuz.
Ve yine hepimizin bildiği gibi Cumhurbaşkanımız, zırhlı araçlar olmadan, koruma ordusu olmadan dışarı çıkmaz.
E peki sonuçta sadece bir otomobil gibi görünse de, manevi değerine paha biçilemeyecek olan, Cumhuriyetin yüzüncü yılına denk gelmesi nedeniyle eşsiz bir katma değer taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve dahi Türk Milleti’nin adeta dünyaya resti olan bu muhteşem eserin Külliye otoparkına mahkum edilmesi hak mıdır sizce?
Bu araç, sayın ERDOĞAN’A makam aracı olarak verilmek yerine, 23 Nisan 2023 günü Anıtkabir’de düzenlenecek törende, Atamızın makam aracı olarak kullandığı ve halen 23 Nisan Kulesi’nde muhafaza edilen 36 Model Cadillac’ın hemen yanı başına konmuş olsa, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’e ithaf edilerek, yüz yılın sonunda ona sunabileceğimiz en değerli hediye olmaz mıydı?
O gün Anıtkabir’e yurdun dört bir yanından akın edecek yüz binlerce vatandaşımıza, daha uzun bir süre beklemek zorunda kalmadan, bu başyapıtı orada yakından görme fırsatı verilse daha güzel olmaz mıydı?
Cumhuriyetimizin bizce bu kutsal sembolü, orada o günden itibaren Atamızın naaşıyla beraber sonsuza dek muhafaza edilmeye başlansa daha anlamlı olmaz mıydı?
TOGG’un, Sayın Cumhurbaşkanı’na tahsis edilen ilkinin ardından gelen ikinci ve üçüncü serileri de eşe/dosta gidince hem o hazzı yaşama hem de çoluk-çocuğa eşsiz bir miras bırakma umuduyla ön ödeme yaparak sipariş veren 177 bin sade Türk vatandaşına mansiyon bile kalmamış oldu ki bu hususa değinmeye gerek bile yok.
Yine de enseyi karartmayalım.
Bize göre bugün yarım kalan bu iş, Bayrağına, ülkesine ve Türklüğe sevdalı, Cumhuriyete, Atatürk’e ve insanına vefalı, paçayı değil vatanı kurtarma derdinde olanların başımızda olduğu yarınlarda mutlaka tamamlanacaktır.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti,
Var olsun Türk Milleti…
.
Yener Bozkurt, dikGAZETE.com