Dostlar Tiyatrosu İşçi Kolu’nun en ilginç katılımcısı, toprağında gümrah bir buğday başağıyken, kentte süs bitkisi, kaderine sürüklenmiş trajikomik bir tragedya kahramanıydı.
Trajedide gülünç damar yoktur ya; onu da demlenmiş bir muzip, ve her söze kafiye düşürmeye meraklı Tarsuslu bir bilge kişi olarak anımsamamdandır haddimi aşmam.
O 1969’da gurubuyla katıldığı ODTÜ şenliğinde “Irgat”, 70’de “Düğün ya da Davul” ile ödül almış Kadim Kültür Kenti Tarsus’tan gelen, kendi yazıp kendi oynayan bu topluluk gündemin sekisine bağdaş kurmuştu.
“Haşmiş”, Dostlar Tiyatrosu’nda itfaiyeci kadrosundan maaşa bağlanmış bi şekilde de bizim “Lam Cim Cim” diye sarakaya aldığımız Beklan Algan yönetimideki “LCC” kursuna da bir ayağını atmıştı.
O günlerde, Çorum’un Alpagut Nahiyesi, Dodurga Linyit İşletmeleri’nde benzersiz bir işgal eylemi olmuş, hiçbir siyasi birikim ve niyet taşımayan ancak 3 aydır maaş alamayan işçiler, Özel İdare’ye ait kömür ocaklarını, madeni, kâra geçirip, bir de borçlarını ödemişlerdi.
Oyun yazarı olarak “Haşmiş” yollandı olay yerine.
Ancak, kuru sloganik, şematik bir metinle geldi bizimki.
OLacak, oynanacak gibi değildi.
Yazar yönetmenimiz Mehmet Akan, “Haşmiş”i eleştirileriyle ikna edemeyince, iş topluluğa düştü.
Afiş ve duyuruda, “Yazan: Haşmet Zeybek ve Dostlar Tiyatrosu İşçi Kolu” olarak geçse de H. Zeybek’e ait olan kısmı sadece oyunun ismidir ve kendisine yaygın telifin yüzde 5’i ödendi.
Biz bişey almadık, vermediler; zaten aslen oyunu M. Akan yazdı, biz de bir-iki espiri katmışızdır.
50 yıl sonra, bu iki Alpagut Olayı, Haşmiş’in telif ajansı ve benim aramızda, yıllar süren bir tartışmanın konusu olacaktı ve hâlâ sürüyor.
Şimdilik burada bir ara verelim.
Haşmiş’in bu bence filozofvari deyişlerine hafif bir değinelim;
- Önemli olan, Dava‘nın bayrağını en yükseklerde taşımak, cengaverce ön saflara atılmak değildir! Değerli olan, doğumdan ölüme kadar aynı çizginin bi gıdım yukarısında, bir kıymık aşağısında aynı doğrultuda kalabilmektir.
Çok severdim.
.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com