USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

NATO Zirvesinde Türkiye istediğini aldı mı?

NATO Zirvesinde Türkiye istediğini aldı mı?
12-07-2024

NATO Zirvesinde Türkiye istediğini aldı mı?

NATO'nun 75. Yıl zirvesi Washington’da gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9-11 Temmuz’da yapılan zirve için Washington’daydı. Erdoğan, toplantı ve ikili görüşmelerde “dünyada artan terör tehlikesine” dikkat çekti, Gazze'deki katliamları gündeme taşıdı.

Gazze konusu, kimsenin umurunda olmadığından sonuçta kendimiz çaldık kendimiz oynadık gibi zehaba asla kapılmayın! Sebebini yazdığımda hak vereceksiniz.

The Washington Post’un; Gazze'de Hamas’ın beyaz bayrak kaldırarak İsrail ile bir anlaşmaya gittiğini, bu anlaşma kapsamında Hamas’ın Gazze yönetimden çekileceğini ve Mahmud Abbas'a bağlı birliklerin Gazze'yi yöneteceğini Washington'daki zirve sürecinde haberleştirmesi nasıl yorumlanmalı?

Yoksa Türkiye, NATO zirvesinden kopardığı bazı tavizler, daha doğrusu kazanımlar doğrultusunda, HAMAS yetkililerini anlaşmaya ikna etmiş olabilir mi?

Yine de bu ihtimali bir düşünün; hemen “mümkün değil” deyip kestirip atmayın.

Ankara'nın HAMAS’a yaklaşımı ve desteği biliniyor. Anlaşmayı oluşturmak için Biden’in Orta Doğu danışmanı Brett McGurk ve CIA Direktörü William J. Burns, Kasım ayından bu yana bölgesel başkentler arasında mekik dokudu.

Bu konuda Türkiye'deki muhatapları ile görüşme yapmış olmaları kaçınılmaz. Eğer akan kan durursa, Arap dünyası ve İsrail halkı, barışa katkılarından dolayı önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a ve MİT Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kalın’a teşekkür ve minnet borçlu.

Bu anlaşmanın gerçekleşmesi ve sürdürülebilir olmasının en doğal sonucu, binlerce masum insanın ölümünü gözü kapalı onaylayan Bünyamin Netanyahu’nun en kısa sürede iktidardan uzaklaştırılması olacaktır. Sonrasında Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinde yargılanması beklenebilir. Ben ümitliyim.

Türkiye, NATO zirvelerine hazırlanıyor!..

Zirvenin Türkiye'nin kazanımları açısından olumlu sonuçlarından söz edilebilir. Mesela; 2025'te düzenlenecek NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları toplantısı Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. Ayrıca NATO dağılmazsa 2026’daki Liderler Zirvesi Türkiye'de yapılacak.

Ayrıca Türkiye'nin zirvenin gündemine taşıdığı terörizmle müca­dele konusu, NATO'nun karşılaştığı ikinci büyük tehdit olarak kayda geçti.

Bu Türkiye için çok mühim. Çünkü Türkiye, Kuzey Irak, Suriye ve Libya'da terörizmle mücadele kapsamında güvenlik güçleri bulunduruyor. Başta NATO ülkeleri olmak üzere Türkiye'nin terörizmle sınır ötesi mücadelesine deyim yerindeyse kimsenin gıkı çıkmayacak.

Türkiye için diğer önemli bir konu, NATO-AB ilişkileri bağlamında, iki teşki­lat arasında işbirliğinin, Türkiye'nin tercih ettiği bir politikayı yansıtan ve daha eski bir döneme dayanan bir müktesebat temelinde yürütülmesinin karara bağlanması oldu. Ancak bu kararın Brüksel’i ne kadar bağlayıp bağlamayacağı az çok anlaşılabilir. Tahmin için müneccim olmaya gerek yok!

Ankara, Londra ve Washington, Birleşik Avrupa Ordusuna ket vurdu!..

Türkiye'nin, NATO'nun tek güvenlik şemsiyesi olduğu yönündeki bakışını destekler nitelikte bazı ülkelerin kendi aralarında veya NATO kapsamı dışında geliştirdikleri müşterek projelerin, NATO'nun savunma planlama sürecine uygun olarak yapılmaları kararlaştırıldı.

Bu ne demek biliyor musunuz?

NATO’dan bağımsız Avrupa Ordusu kurulma çabaları üstü örtülü ikaz edilmiş oldu. Almanya, Fransa ve Polonya’dan oluşan Weimar Üçlüsü’nün NATO harici askeri yapılanmasına göz dağı verildi. Ayrıca Ukrayna’ya lojistik ve asker tedarikinde NATO’dan habersiz hareket etmelerinin önüne geçildi.

Avrupa Birliği’nin “HELBROC BG Ortodoks savaş gücü” olduğunu Allah’ınızı severseniz kaç kişi biliyor?

HELBROC BG; 13 Kasım 2006'da Brüksel'de imzalan anlaşma kapsamında Avrupa Birliği’nin Ortodoks üyelerinden oluşturulan savaş gücü. AB üyesi olan Yunanistan aynı zamanda AB bünyesinde oluşturulan Balkan Savaş Grubu HELBROC BG katılımcısı.

AB kuruluşu HELBROC BG, Balkan Savaş Grubu’nun askeri lideri Yunanistan. HELBROC; ilk başta Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Güney Kıbrıs Rum kesimi askeri birliklerinden oluşuyordu. 2011 ve 2014 yılının ikinci yarısında üçüncü ve dördüncü bekleme döneminde Balkan Savaş Grubuna Ukrayna da katıldı.

8 Kasım 2016’da, AB adayı bir devlet olan Sırbistan, Battlegroup’a üye olmak için bir anlaşma imzaladı, böylelikle üye ülkelerin sayısı altıya çıktı. HELBROC BG, Ukrayna'da Rusya'ya karşı cephe tutalı neredeyse iki yıl oldu.

Günahlarını almayalım; belki Sırplar, bu kararlarından sarfınazar etmişlerdir. Ankara'daki Sırp Askeri Ateşesine sormak lazım.

2018’de, AB’nin 23 üyesi; savunma alanında daha sıkı işbirliği ve koordinasyon için kısaca Permanent Structured Cooperation - PESCO/ Daimi Yapısal İş Birliği Savunma Anlaşması olarak adlandırılan ve Almanya’nın ‘NATO’ya alternatif’ dediği anlaşmaya imza attı.

Gizliden gizliye bir ordu kurdular. Şimdilerde o orduyu Ukrayna'da Rusya’ya karşı cepheye sürüyorlar, savaş deneyimi kazandırıyorlar.

AB devletleri, “sürekli yapısal işbirliği anlaşması” (PESCO) ile birlikte, silahların geliştirilmesi ve satın alınması ve ortak askeri müdahaleler için asker ve donanım sağlama konusunda yakın işbirliği yapmayı taahhüt ediyorlar.

Çünkü Avrupa Birliği'nin güvenliğine yönelik tehditler gerekçe gösterilerek, bu yeni bölgesel ordu kurma projesi, defense/savunma amaçlı değil daha çok emperyalist bir refleks. Rusya için olduğu kadar İttifakın tek Türk ve Müslüman ülkesi Türkiye için de riskli bir durumdu.

Ankara, Boğazlardaki egemenliğini NATO sonuç bildirgesi ile bir kez daha tescilledi!..

Bildirgede, Batı Balkanlar ve Karadeniz bölgeleri İttifak açısından stratejik öneme sahip olduğuna da vurgu yapılarak, NATO'nun bölgenin güvenliğine ve istikrarına güçlü bir şekilde bağlı olduğunun altı çizildi.

Bölgesel barış ve güvenliği desteklemek amacıyla Batı Balkanlar ile siyasi diyaloğun ve pratik işbirliğinin geliştirilmeye devam edileceği kaydedilen bildirgede, 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesine de atıf yapılarak, Müttefiklerin Karadeniz bölgesinin güvenliği, emniyeti, istikrarı ve seyrüsefer özgürlüğünü korumaya yönelik çabalarına destek teyit edildi.

Bana kalırsa Zirve’den bu kararın çıkmasına Ruslar çok sevinmiştir. Çünkü Ukrayna'da Rusya'ya karşı cephe açan NATO, ne hikmetse NATO müttefiklerine ait savaş gemilerinin zırt pırt boğazlardan geçmesine izin vermeyen Türkiye'nin tutumunu onaylamış oldu.

Bu Rus savaş gemilerinin boğazları komşu kapı etmesine de dur demek anlamına geliyor. Rusların Akdeniz’deki askeri üslerini deniz yoluyla tahkimini ayrıca lojistik tedarikini zorlaştırıyor.

Zaten Türkiye müttefik savaş gemilerinin boğazlardan Karadeniz'e çıkmasına izin vermiş olsaydı, Rusların meşhur Karadeniz donanmasının yerinde yeller eser, Ukrayna ordusu, cephede muharebe kazanırdı. Yatıp kalksın Türklere dua etsinler.

Bir önceki yazımı okuduysanız Moskova'ya yönelik “Ruslar, Türkiye’nin NATO müttefiki olduğunu unutuyor!” hatırlatmasında bulunmuştum. Sebebine gelince. Kremlin, nedense yakın bir tarihte Ankara'da siyasi dengelerin değişebileceğini öngörüyor. Belki bu nedenle CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e davetiye çıkardılar.

Muhtemelen “Mart’ın sonu bahar seçim şarkısına takılıp kalmışlar. Mart’ın sonu bahar da hangi bahar? Bizde güz derler yani sonbahar. Eylül, Ekim gibi Türkiye, yeni anayasa için referandum kararı alabilir.

Ayrıca Partili Cumhurbaşkanı, daha şimdiden cebinde kapsamlı bir kabine değişikliği listesiyle dolaşıyor. Listeyle ilgili bildiğim tek şey listede ismimin olmayışı. Putin'in Ankara'daki adamlarının onu çok fena yanılttıkları söylenebilir.

NATO savaş zirvesi Ukrayna savaşına doğrudan giriş hazırlığının habercisi!..

Washington Zirvesi'nde NATO-Ukrayna Müşterek Analiz Talim ve Eğitim Öğretim Merkezi kurulması kararlaştırıldı. Söz konusu merkezin, müttefiklerin Ukrayna'ya desteğini koordine etmesi konusunda mutabık kalındı.

Emir demiri keser mi kesmez mi? Bu bir tavsiye kararı mı yoksa zorunluluk mu?

Neden mi?

Türkiye, üye ülke olması nedeniyle bu karara uyacaksa, kıyısından köşesinden Ukrayna savaşına müdahil olacak demektir. O sebeple Peskov, Kremlin bürokrasisinin talimatıyla Erdoğan'ın arabuluculuk teklifine hızla “olmaz” yanıtı verdiğine bin pişmandır.

Zirve’de, NATO'nun dış tehditlerine yanıt verme yollarının tartışılması planlandı. Zaten Ukrayna'daki askeri çatışma, İttifakın genişleme stratejisi çerçevesinde çok yıllık planlarının tatbikinden başka bir şey değil.

NATO, Moskova'ya kızdı acısını Pekin’den çıkardı!..

NATO söyleminde ÇHC'nin güvenlik tehdidi kabul edilmesinin kolektif nedenlerden biri, ittifakın değişen koşullarda kendisine uygun, kurallara dayalı bir düzeni sürdürme arzusundan kaynaklanıyor. Bu yeni bir durum sayılmaz. Kuruluşundan itibaren bu böyle.

Tarihsel olarak NATO politikasındaki değişiklikler ortak tehdit faktörüyle meşrulaştırılmıştır. 2020'den itibaren, Kuzey Atlantik İttifakı temsilcileri konuşmalarında Çin'e ve dünya düzenindeki konumunu güçlendirme tehlikesine daha sık değindiler. Çünkü Çin'in karbon salınımı çok fazla ve kalabalık nüfusu büyük baskı oluşturuyor.

Çin veya Küreselci Arabanın yeni atı

resel müesses nizam, 2022'de ÇHC'ye resmi bir görev verdi; NATO blok ülkelerine sistemik bir meydan okumayı temsil eden devlet duruşu. Birkaç hafta önce; “Küreselci Arabanın yeni atları Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti” değerlendirmesinde bulunmuştum.

Doğruymuş demek ki?

Washington'daki NATO zirvesinde Başbakan Viktor Orban'a eşlik eden Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjártó, Macaristan’ın, NATO'nun Çin'e veya başka bir ülkeye karşı blok haline gelmesine izin vermeyeceğini ifade etmesi ilginç değil mi?

Katolik Hunlar nelerine güveniyorlar. Bu, Çigan senfonisi icra etmeye benzemez.

NATO askeri ittifakı, Washington'da düzenlenen zirvede, Ukrayna'da bir ofis kurulmasını ve Rusya'ya karşı savaşı denetlemek üzere Almanya'da üç yıldızlı bir generalin başkanlığında bir NATO komutanlığının kurulacağını duyurdu. Aslında malûmu ilan.

Bu eylemler, NATO askeri ittifakının, çatışmaya NATO güçlerinin konuşlandırılmasının ön koşulu olarak, Ukrayna ordusunun silahlandırılması, finanse edilmesi ve yönlendirilmesi konusunda açıkça sorumluluk üstleneceği, savaşta yeni bir aşamaya geçildiğini göstermektedir.

NATO'nun Ukrayna'yı silaha boğduğu yani tabir caizse adeta silah yağdırdığı bir sırada, yayınlanan zirve bildirisinde Çin Halk Cumhuriyeti’ninRusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşını kararlı bir şekilde destekleyen bir güç” olarak kınanması ve Rusya'yasilah parçaları” sevkiyatı durdurması talebi, Pekin’i şamar oğlanına döndürmüş mü, döndürmemiş mi?

NATO'nun Rusya ile Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasındaki derinleşen stratejik ortaklığı vurgulaması önemli. Bu kabul, İttifak'ın birliğini ve gelişen jeopolitik manzaranın farkında olduğunun altını çiziyor…

NATO, Rusya ve ÇHC'nin kurallara dayalı uluslararası düzeni baltalamak ve yeniden şekillendirmek için karşılıklı olarak güçlenen girişimlerini kabul ederek, bu büyüyen bağlantıyı ele almak ve etkisiz hale getirmek için stratejiler formüle etmek için önemli bir temel oluşturacaktır.

Bu açıklama, üye devletler arasında bu ortaklığın etkisini azaltmak için yalnızca izleme değil, aynı zamanda önlemleri belirleme ve uygulama konusunda aktif olarak yer alma yönündeki ortak bir kararlılığın sinyalini veriyor.

New York Times'tan David Sanger, bu dilin “2019'a kadar Çin'den resmi olarak hiç bahsetmeyen ve bunu da yalnızca en yumuşak dille yapan NATO için büyük bir sapma” olduğunu belirtmiş.

Bu sapma, yakın zamanda sapan taşı olur. Çin’in kafasına patlar. Zirve’nin Çin'i kınaması, NATO'nun küresel ölçekte bir savaşa hazırlandığını açıkça ortaya koyuyor.

NATO'nun Ukrayna savaşının örgütlenmesinde artık öncü rol oynayacağına ilişkin açıklama, Biden yönetimi, ABD düşünce kuruluşları ve NATO'nun Ukrayna savaşına doğrudan müdahil olmadığını defalarca ileri süren medyanın yıllardır sürdürdüğü yalan propagandayı çürüttü. Para verseler yapmazlardı.

Washington Zirvesi Bildirgesinden bazı kesitler…

10 Temmuz 2024'te Washington DC'de düzenlenen Kuzey Atlantik Konseyi toplantısına katılan Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından yayınlandı.

Bildiriyi hazırlayan teknik askeri diplomatik kadrolar; Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik tam ölçekli işgalinin Avro-Atlantik bölgesinde barışı ve istikrarı paramparça ettiğini ve küresel güvenliği ciddi şekilde baltaladığını özellikle vurgulamışlar.

Bildiride Türkiye'nin de oluru ve imzası var. Demek ki Ankara da böyle düşünüyormuş.

Buna göre Rusya, Müttefiklerin güvenliğine yönelik en önemli ve doğrudan tehdit olmayı sürdürüyor. Terörizm, her türlü biçimi ve tezahürüyle, İttifak üyesi ülke vatandaşlarının güvenliğine ve uluslararası barış ve refaha yönelik en doğrudan asimetrik tehdittir. Karşı karşıya olunan tehditler küresel ve birbiriyle bağlantılıdır.

Ukrayna'ya Uzun Vadeli Güvenlik Yardımı Taahhüdü…

NATO, Washington Zirvesi Bildirgesi aracılığıyla Ukrayna'nın güvenliğine ve NATO üyeliğine giden “geri döndürülemez yoluna” verdiği desteği güçlendirdi. Ukrayna örneğinde, üyeliğe giden bir "köprü" ve uzun vadeli bir mali taahhüt ortaya koyuyor, ancak ülkenin İttifak'a resmen ne zaman davet edileceğini ilan etmekten kaçınıyor, çünkü Rusya'nın tam ölçekli işgaline karşı mücadeleye devam ediyor.

Belge ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının “kesin kolaylaştırıcısı” olarak tanımladığı Çin'e karşı da oldukça sert. NATO ayrıca Ukrayna'ya askeri destek sağlamak için uzun vadeli mekanizmalar kurdu ve bu desteğin ayrıntılarını ortaya koyan ek bir bildiri yayınladı.

Bu, Ukrayna için hava savunma ekipmanı ve F-16 duyurularıyla birleştiğinde, NATO'nun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yüzleşmeye devam ettiğini gösteriyor.

ABD'nin Ukrayna'nın Rusya içindeki meşru askeri hedeflere saldırmak için ABD tarafından sağlanan silahları kullanma yetkisine ilişkin geri kalan çekinceleri bir sorun olmaya devam ediyor.

Bu da benim sonuç bildirgem;

Cihanşümul Kadim Türk Devleti, Washington’daki NATO Zirve’sine mührünü vurmuştur. İstediğini almıştır. F 16 meselesi, işin goygoyudur. Avrupa'nın oyununu bozmuştur.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak ve Suriye'de icra ettiği, terör örgütü mensuplarını etkisizleştirme terör yuvalarını imha operasyonları bir üst boyuta taşınacaktır.

Irak ve Suriye sınır hattı hem Türkiye içinden hem de Irak ve Suriye'nin içinden güvenlik hattı veya teröre karşı tampon bölge olarak birleştirilecektir.

NATO İttifakı içinde ortaya çıkan merkez güç odağının ABD İngiltere ve Türkiye troykası olduğu anlaşılmaktadır.

Bu yeni bir ‘Trivium’ olarak tarihe damgasını vurmuştur. Yansımaları zamanla daha net hissedilecektir.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Seçilmiş Kaynakça

https://www.atlanticcouncil.org/

https://www.eeas.europa.eu/node/31832_en

https://www.nato.int/cps/en/natohq/index.htm

https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/21338303

https://www.wsws.org/en/articles/2024/07/11/gzdi-j11.html

https://www.globalsecurity.org/military/world/europe/battlegroup-helbroc.htm

https://ecfr.eu/article/commentary_time_for_the_sleeping_beauty_to_wake/

https://kafkassam.com/avrupa-birliginin-ortodoks-savas-gucu-helbroc-bg.html

https://www.dikgazete.com/yazi/ruslar-turkiye-nin-nato-muttefiki-oldugunu-unutuyor-7025.html

https://www.dunya.com/gundem/nato-zirvesinde-turkiye-icin-10-baslik-one-cikti-haberi-736353

https://www.dikgazete.com/yazi/weimar-uclusu-bermuda-seytan-ucgeninden-daha-mi-tehlikeli-6662.html

https://www.washingtonpost.com/opinions/2024/07/10/israel-hamas-gaza-ceasefire-agreement-within-reach/

https://www.atlanticcouncil.org/blogs/new-atlanticist/experts-react/our-experts-read-between-the-lines-of-natos-washington-summit-communique/

https://www.washingtonpost.com/national/2024/07/10/israel-hamas-war-latest-07-10-2024/3cad33f2-3ebb-11ef-83bf-e35a32077d3e_story.html

https://russiancouncil.ru/analytics-and-comments/analytics/sekyuritizatsiya-knr-v-diskurse-nato-vo-vtoroy-polovine-2010-kh-nachale-2020-kh-godov-kak-chast-form/

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?