"NAİM" 4x4'lük bir film; tutmazsa hiç şaşmam!
Devir, popülerliğin, seviyesizliğin devri çünkü.
Bu vesileyle Jivkov’un, Türk Müslüman zulmü ile ilgili bir fıkrayı zikredeyim.
Tudor Jivkov bir köylü çocuğuydu; anası, Sofya’yı görmemişti ömründe; Bulgar başkanı anasını getirtmiş Başkenti gezdiriyor;
- ANacığım işte bu kışlık sarayım, bu da yazlık malikanem...
Kadın; -Ah vah... Feryadı figan…
Başkan;
- İşte, araba kolleksiyonum saray garajı…
ANa yine ahlar vahlar, gözyaşları içinde…
- Anacığım burası parlemento... Ben de devlet başkanıyım…
KAdıncağız yine dövünüyor.
Jİvkov;
- Anacığım ben basit bir köylü çocuğuydum, şimdi başkanım herşeyim var hala niye ağlıyorsun?
- NAsıl ağlamayayım oğlum!.. Bir gün Komünistler gelirse hepsini alırlar elinden!
***
Dede Korkut Hikâyeleri...
Geliyoruz…
Neredesiniz bilmiyorum ancak orta anadoluda 5 kent dolaşacağız...
***
10 yaşındaydım...
Muhsin Ertuğrul, Kenter kardeşleri Ankara Devlet Tiyatrosu'ndan alıp, İstanbul’a ilk getirdiğinde Muammer Karaca büyükdayım tiyatrosunu açtı onlara...
İlk oyun "Salıncakta İki Kişi"yi de izledim… 10 yaşındaydım, sonradan, 10 yıl sonra hocam olacak Genco Erkal’ı da "Çöl Faresi”nde…
Tam 60 yıl olmuş.
Yıldız hanım, hakiki aleme göçtü.
Hoca idi; dünyaya başka türlü bakar, gelenekselden hazetmezdi.
Ancak mesleğinin ehliydi…
***
Ya olduğun gibi...
Kemal Sunal, “POSTACI" filminden; çok değil, 35 yıl önce…
Ya olduğun gibi görün, ya photoshop yaptır.
***
ŞENER ŞEN'e açık mesaj…
Şener’ciğim, bugün Ankara havaalanında bir beye rastladım; sana çok selam ve sevgi yolladı.
Çankaya Belediyesi eski Başkanvekili Cem bey.
Meclis’ten kararını çıkartmış, açacakları ilk parka adın verilecekmiş.
Elçiye zeval olmaz bahşiş olur.
***
Vasiyetim...
aMan ha!..
Emr-i Hak vaki olunca ki er veya geç olacak.
Hiçbir parti, kuruluş, belediye herhangi bir binaya ismimi vermesin…
Ömrüm boyunca köstek olanların riyakarlığını hakketmedim…
VASİYETİMDİR.
***
"Hastadır; Allah şifa versin!.." demediler...
Beni keskin saldırgan bulabilirler…
Öyleyimdir de.
Çocuk mazbut, velakin ahali müfrit.
1990'da Almanya Turnesi’nde bir bunalım geçirdim.
Ne ilkti ne de son oldu.
Yerime göz dikenler -yer de yer olsa- :
“ULVİ BEY İYİDİR HOŞTUR DA YA BİRGÜN SAHNEDE ÇIRILÇIPLAK SOYUNUVERİRSE, DAVAMIZ İÇİN NE KÖTÜ OLUR” dediler…
“Hastadır; Allah şifa versin" diyeceklerine.
Bilmem anlatamayabiliyor muyum!..
.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com
