MİT... MİLLÎ İSTİHBARAT TEŞKİLÀTI, TÜRK DEVLETİ'NİN GÖZÜ, KULAĞI VE NAMUSUDUR!... MİLLÎ İSTİHBARAT TEŞKİLÂTI’NIN YÖNETİM YAPISI VE OPERASYON YETENEĞİ NASIL OLMALIDIR?
MİT... Millî İstihbarat Teşkilâtı, Türk Devleti’nin gözü, kulağı ve namusudur…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Millî Birliğini korumaya matuf çalışmalarını kim ya da kimler yapar? Birinci sorumlu Devletin tüm kurumlarıdır. Hangi hükümet gelirse gelsin devlet memurunun görevi Büyük Türk Milleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekâsı ve ihyâsıdır. Ayrıca bu tüm vatandaşların ortak sorumluluğudur. Oy vermek, askerlik yapmak, vergi vermek hem borçtur hem de haktır. Hatırlayınız eskiden “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır.” yazardı duvarlarda… “Rüşvet alan da veren de mel’ûndur.” yazardı belediyelerde…
Mâlumları Cumhur İttifâkı’nın en büyük iddâsı Millî Devletin ve Millî ahlâk’ın ihyâsıdır. Halkımızın algısı budur. Bu nedenle ekonominin bozulmasını görmezden gelmeye çalışmaktadır.
Pekî, Cumhur İttifâkı özelde de Cumhurbaşkanımız, AK PARTİ Genel Başkanı R. Tayyip ERDOĞAN ve MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ “Millî Devletin ve Millî ahlâk’ın ihyâsı” anlamında ne kadar etkinler?
Büyük Türk Milleti değerlerine bağlı olduğu için itildi, aşağılandı ve hor görüldü. 28 Şubat Süreci aşağılanmanın zirvesiydi. Hani siyasetin 1994 Ruhu dediği direnç ve mücadele şuuru o dönemde oluştu. Bu direnç AK PARTİ’yi iktidara taşıdı.
Sonraki süreç, demokratikleşme ve statükoyu yıkma söylemleri ile aslında devleti, orduyu ve kurumları aşındırmaya başladı. Ne olursa olsun devletin gelenekleri vardır. Yazılmamış kuralları vardır. Bu kurallar zayıflatıldı.
Pekî, ülkemizde Millî Devletin ve Millî ahlâk’ın ihyâsı anlamında hangi kurumlar etkin olmalıdır?
Millî Eğitim Bakanlığı
YÖK ve Üniversiteler
Millî Savunma Bakanlığı
İçişleri Bakanlığı (Jandarma+Emniyet)
MİT, Millî İstihbarat Başkanlığı
İletişim Başkanlığı
Kültür Bakanlığı
Bunlardan MSB, MİT ve İletişim Başkanlığı ayrıca operasyonel olmalı, taarruzî olmalı. Bu birimlerde özellikle yönetici kadrolar çok önemlidir. Türk Milleti Asya’lıdır. Yöneticisini, Komutanını hep önünde görmek ister. Dolayısı ile yöneticiler çok önemlidir.
Merhum Mustafa Kemal Paşa ne diyor; “Bir ordunun kıymeti zabitan ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür.” Bu sadece ordu için değil, devletin diğer birimleri içinde böyledir. Atalarımız ne diyor? “At sahibine göre kişner.”
Gelelim MİT’e…
Dışarıdan atanan ilklerden biri Hakan FİDAN’dı. Ama TSK’inde yetişmiş bir insandı. TİKA’da da pişti. Yıllarca MİT’te görev yaptı… Bugün itibâri ile insanımız vicdânında kabul etti. Ardından İbrahim KALIN atandı. O da Cumhurbaşkanlığında üst seviye çalıştığı için kabul gördü. Peki, hemen altındakiler kimler?
MİT’nda birinci adam strateji, uluslararası ilişkiler ve psikolojik harp/harekât konularına vâkıf olmalı. Operasyon yeteneği ve yönetimi bilmesi çok da gerekli değil. Bu yönü ile baktığınızda MİT’nda ikinciler yani başkan yardımcıları ve onların altındaki üçüncüler yani genel müdür ve daire başkanları çok önemli. Bu yapıların belki tedarik ve ikmâl birimleri hariç hepsi operasyon yeteneği olan, operasyon yönetmeyi bilen, teşkilat içinden yetişmiş insanlar olmalı…
Düşünün Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı vd. kökenli bürokrat MİT’te İstihbarat, İKK, Teknik (Dinleme, Muhabere, takip vd.), Personel/İK konulardan sorumlu olabilir mi? Bu kadroların tamamen MİT içinden yetişmesi gerekmez mi?
Siyaset ve hükümet yönettiği birimlerde elbette atama yapar. Ama ya liyàkât, ehliyet, devlet ve millete sadàkât? Bunlar son dönemde gündemden düştü. Öyle şeyler duyuyoruz ki, devletin kritik birimlerinde FETÖ İltisaklı adamlar atanıyor. Bu adamların MİT’ndaki dosyalarının içeriden üst düzey birilerinin temizlediği söyleniyor. Bu FETÖCÜ kadrolara KİŞİSEL GÜVENLİK BELGESİ nasıl veriliyor?
Bu kabul edilemez.
MİT’nda FETÖ iltisaklı hiç kimse olamaz… Eğer varsa hesabı derhal sorulmalıdır. PKK ve FETÖ ihaneti aleni… Emperyalizmin İngiliz+ABD Bloğu’nun köpeği bunlar. Bunlarla ilişkisi olan hiç kimse hoş görülemez.
MİT, TSK, Emniyet, Jandarma, İletişim Başkanlığı, MEB, Diyanet, YÖK ve Üniversiteler öncelikli olarak devlet kurumlarında hele de yönetici ve karar verici kadrolarda FETÖ’CÜ, PKK’lı olamaz. FETÖCÜ’lerin bombalarla şehid ettiği Polis Özel Harekâtçılarını, PKK’nın katlettiği asker, öğretmen ve çocukları hatırlatırım.
Şimdi bir de SİBERGÜVENLİK BAŞKANLIĞI kurulacak. Başına FETÖ İltisaklı birinin verilmesi çok büyük bir Millî Güvenlik Riskidir. Atanması konusunda gündeme gelen isimler var. Bizi endişelendiriyor.
FETÖCÜ İhanetin en büyük düşmanı R. Tayyip ERDOĞAN ve Ailesidir. Bunu tekrar tekrar hatırlatıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım!..
Artık değneği elinize alma zamanı geldi de geçiyor.
Biz bunu söyleyince diyorlar ki; “Bunları kim atıyor, kim görevlendiriyor?”
Biz de diyoruz ki; “Cumhurbaşkanımızı menfaatperest, artniyetli birileri yanıltıyor.” Biz buna inanıyoruz. Nihayetinde Çele Köyü’nde anacığım bile hep “Şu dünyada en çok Recep Tayyip ERDOĞAN’a acıyorum ve üzülüyorum.” der.
MİT’nda İbrahim KALIN temsil, duruş ve bilgi birikimi ile değerlidir. Ancak, operasyon yeteneğinin olmadığını değerlendiriyoruz. Medyadan gördüğümüz kadarı ile duygusal bir insan. MİT duygusallığı kaldırmaz. Gerektiğinde en yakınınızın dahi kalemini kırmanız gereken bir kurum. Sayın İbrahim KALIN bu şuurla sorumluluk almalıdır.
Gelelim ikinci ve üçüncülere…
Bu kişiler derhal ve ivedilikle operasyon tecrübesi olan, gençliği ve yılları kurumda/teşkilatta geçmiş kişilerden olmalıdır. Siyaset, MİT, TSK, İçişleri gibi hayati kurumlara müdahale ederken dikkatli ve özenli davranmalıdır. FETÖ İltisaklı olmasını bırakın, böyle dedikodusu edilen birileri bile bu kurumların üst kadrolarında olamaz.
Cumhur İttifâkı’nı oyu, duâsı, sözü, duruşu ile destekleyen herkese sesleniyorum…
Sizin bu suskunluğunuz ve “Liderlerimizin bir bildiği vardır.” deyip, hiçbir şeyi sorgulamamanız bilin ki sizi, Allah huzurunda kurtarmayacak. Mazlum Milletimiz hiçbirimizi affetmez. Yanlış karşısında sükût, riyakârlık değil de nedir?
Sayın Cumhurbaşkanım!..
Konu sizinle ilgili ve içeriği MİT (Millî İstihbarat Teşkilâtı) olunca bir yandan vicdânımız, diğer yandan yasalar her şeyi söylemeye, isim zikretmemize müsaade etmiyor. “Siz bilirsiniz.” Deyip, konuyu arz ediyor, bir kardeşiniz olarak sorumluluklarınızı, istismar edip, yanıltanları hatırlatmayı borç biliyorum.
.
Emekli Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı, Elektrik-Elektronik Mühendisi
Yazıyı açıklamaları ile buradan da izleyebilirsiniz: