Li Beirut لبيروت ve İlk Yardım
“Beyrut küllerin şanına sahip şimdi…
Şehrim söndürdü ışıklarını;
Elinin üstünde tuttuğu bir çocuğun kanıyla…
[Şehrim] kapattı kapılarını ve gökyüzünde yalnız kaldı…
Geceyle beraber…
Halkımın yaraları büyüdü…
Ve anaları[nı]n gözyaşları…
Sen benimsin, sen benim[sin]…
Ahh kucakla beni…”
Feyruz (Nouhad Haddad), memleketi Beyrut’u böyle seslendirir; şarkısında.
“O son bombardımanda yok
O yer çukurda başka bir şey kalmadı yok
O ruh içinde kalmadı yok
Beyrut yok” der Filistinli şair Mahmud Derviş; “Beyrut Kasidesi”nde.
Nizzar Kabbani ise “Ben Beyrut” adlı kitabında; “Ben Beyrut. Sizin mermi şeridiyle, ahşap tabutla, ölüm ilanıyla değiş tokuş ettiğiniz, hak etmediğini?” yazmış.
Dünyanın en güzel şehri Beyrut; “kömürleşmiş cesetler için devasa bir tabuta dönüşür” der Adonis (Ali Ahmed Said Eşber).
“Bugün Beyrut gerçek bir şehir mi, yoksa sadece tarihi bir isim mi?” Beyrut bir efsane değil, çünkü efsane bir kurgu. Daha ziyade, üzerine bütün bir kültürel medeniyetin inşa edildiği somut ve gerçek bir gerçeklik.
Arap kıyılarında nazende, zarif ve beyaz; küçük kardeş Beyrut. Beyrut, Ortadoğu’da acıyla yüzleşen bir şehir.
Beyrut barışın şehri. Farklı etnik ve dini kimliklerin buluştuğu coğrafya. Kurşun sesleri ve top şimşekleri soldurdu Beyrut’un semasını.
Beyrut’un şimdi bir başka yüzü var: Lübnan Dağlarından ve denizin ötesinden gelenlerin gördüğü kanlı bir yüz.
Beyrut, küllerinden doğan şehir. Tam toparlanmışken yeniden ateşe atılan; yakılan ve yıkılan Beyrut.
5 Ağustos 2020’de Beyrut patladı. İçinde biriktirdiği acıyı kusmuştu adeta.
“Önce, yer sarsıldı, çok az ama neredeyse belli belirsiz. Etrafa hızlıca bakınca, bir sarsıntı olduğunu anlayabiliyordunuz, depodaki dolaplar titriyordu.
Bir, iki, üç saniye ve durdu.
Bir anlık hareketsizlik. Sonra yeri, göğü sallayan bir patlama.
Bu kez bina sallandı, ama ses çok daha büyüktü.”
Beyrut’a on kilometre uzaklıktaki gübre depolarında Amonyum Nitrat’tı (AN) patlayan.
Sayısız ölü, binlerce yaralı... Şehrin tam kalbi yıkıldı.
Beyrut’ta hayat devam edecek.
Siber saldırı ile Beyrut’ta eş zamanlı Çağrı Cihazları patlatıldı.
Lübnan, Şii Müslümanların askeri, siyasi, sosyal ve sivil yapılanması Hizbullah elemanlarının kullandığı çağrı cihazlarının aynı anda gönderilen sinyalle patlatılması neticesinde üç binin üzerinde yaralı; resmi rakamlara göre de 10’un üzerinde ölü var.
Şahsi düşüncem; iki yüz civarında ölü olduğu şeklinde.
Kahpe, haydut devlet İsrail; kapıda bekliyor.
İsrail gibi bir terörist devletle sınır paylaşırsan Lübnan’da sivil halkın önceliği ne olmalı?
Tabii ki Sivil Savunma ve İlk Yardım.
Sivil savunma, doğal afetler (deprem, sel, yangın vb.) veya insan kaynaklı krizler (savaş, terör vb.) durumlarında toplumun korunması ve yaşamın devamlılığının sağlanması amacıyla yapılan tüm faaliyetlerin genel adıdır.
Sivil savunma faaliyetleri, afet öncesi planlama, hazırlık, afet anında müdahale ve afet sonrası iyileştirme olmak üzere temel olarak üç aşamada gerçekleştirilir.
İlk Yardım Nedir?
İlk yardım ise herhangi bir kaza veya acil durumda, tıbbi yardım gelene kadar yaralının hayatını kurtarmak veya durumunun kötüleşmesini engellemek amacıyla yapılan ilk müdahalelerin tümüdür.
İlk yardım, temel yaşam desteği, kanamaların durdurulması, yaraların temizlenmesi ve bandajlanması gibi basit uygulamaları içerir.
Sivil Savunma ve İlk Yardımın Önemi Neden Bu Kadar Büyük?
Can Kaybını Azaltma: Her iki kavram da afet veya acil durumlarda can kaybını azaltmaya yönelik en önemli önlemler arasındadır.
Hasarın Minimale İndirilmesi: Mal ve can kaybının yanı sıra, afetlerin yol açtığı ekonomik ve sosyal hasarların da en aza indirilmesi için sivil savunma ve ilk yardım büyük önem taşır.
Toplumun Güvenliğini Artırma: Sivil savunma ve ilk yardım bilincinin yaygınlaştırılması, toplumun afetlere karşı güven duygusunu artırır.
Toplumsal Dayanışmayı Güçlendirme: Afet durumlarında insanlar birbirlerine yardım ederler ve bu sayede toplumsal dayanışma güçlenir.
Sivil Savunma ve İlk Yardım Eğitiminin Önemi
Bilinçli Vatandaşlar Yetiştirmek: Sivil savunma ve ilk yardım eğitimleri sayesinde insanlar, afet durumlarında nasıl davranmaları gerektiğini öğrenir ve bilinçli vatandaşlar haline gelirler.
Hayat Kurtarmak: İlk yardım eğitimi almış kişiler, acil durumlarda hayat kurtarmak için gerekli bilgi ve becerilere sahip olurlar.
Toplumsal Duyarlılığı Artırmak: Bu eğitimler, insanların çevrelerine karşı duyarlı olmalarını ve yardımlaşma bilincini geliştirmelerine katkıda bulunur.
Sonuç olarak; sivil savunma ve ilk yardım, toplumların afetlere karşı direncini artıran ve yaşam kalitesini yükselten temel unsurlardır. Bu nedenle, herkesin sivil savunma ve ilk yardım konusunda bilgi sahibi olması ve düzenli olarak eğitimler alması büyük önem taşımaktadır.
Beyrut’ta normal, olağan yaşantı içerisinde meydana gelen patlamada, insanlar; ilk önce şaşkınlıkla ne yapacaklarını şaşırdı. Yaralananlara acil müdahale ve ilk yardım olayın ilk anında yapılmadı. Çünkü insanlar, olayın ne olduğunu ilk etapta anlayamadı.
Hastanelerde sağlık personeli yeterli değildi. Acil serviste hasta yoğunluğu çok fazlaydı.
İlk Yardım eğitimi burada işe yarayacak. Sağlık Personelinin her olaya müdahale etme olanağı olmayacak. İlk yardım eğitimi almış kişiler burada devreye girerek sağlık personelinin yükünü azaltabilir.
Türkiye/ Ankara; Beyrut’ta meydana gelen Siber/Tekno Saldırıdan ders almalı; alacaktır elbet. Sivil Savunma ve İlk Yardım Eğitimleri toplum geneline yayılmalı. Bu konuda bilinç oluşturulmalı.
“Beyrut yengeç kıskacında. Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde” Cahit Zarifoğlu
Lübnan Halkının Başı Sağ olsun!
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://www.afad.gov.tr/ AFAD
https://sisad.org.tr/ Sivil Savunma Derneği
https://www.diwanalarab.com
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53722013
- İlgili haberler-
- İsrail’in çağrı cihazlarını patlatması sonucu 9 Lübnanlı can verdi
- MOSSAD’ın Lübnan’da patlatılan çağrı cihazı pillerine patlayıcılar yerleştirdiği iddia edildi
- İsrail'in Hizbullah mensupları üzerinde patlattığı çağrı cihazları mercek altında
- Lübnan: İsrail'in çağrı cihazlarını patlatarak düzenlediği saldırı savaş suçudur
.
