BRICS+ eşitliğe dayalı yeni bir dünya mimarisi inşa ediyor
BRICS+'nın hızla genişlemesi ve giderek daha fazla devletin bu platformdaki işbirliği programlarına dahil olması, tüm katılımcılar için yeni fırsatlar açmakta ve onlara aynı zamanda yeni görevler yüklemektedir. Organizasyonun hâlihazırda 9 büyük dünya ve bölgesel gücü bünyesinde barındırdığı ve 30'dan fazla ülkenin katılım adayı, ortak veya gözlemci statüsüne sahip olduğu göz önüne alındığında, BRICS önümüzdeki yıllarda, G7 ve diğer Batılı blok ve ittifakların da önünde, gezegenin en etkili siyasi, ekonomik, bilimsel ve teknolojik birliği olmaya doğru ilerliyor.
BRICS+’nın mensupları ve ortaklarının hızla yakınlaşması bağlamında önemli bir husus da; müşterek - tek bir hukuki alanın oluşturulması ve de Haziran ayı sonunda St. Petersburg kentinde düzenlenen “Uluslararası Hukuk Forumu”nun (SPILF) da ana konusunu teşkil eden, tüm işbirliği alanlarındaki yasal mevzuatın senkronize edilmesine yönelik platformların oluşturulmasıdır.
Adı geçen foruma yerkürenin birkaç düzine ülkesinden gelen adalet bakanları, hükümet temsilcileri, parlamento delegasyonları ve de avukatlar, birkaç gün boyunca hem devletlerarası hukuki ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin güncel konuları hem de BRICS+ platformunda işbirliği perspektiflerini ele aldılar.
BRICS Dünya GSYİH'sının yüzde 35'inden ve de dünya nüfusunun yüzde 41'inden fazlası…
Bugün BRICS’in; Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın yanı sıra yeni üyeler Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İran, Suudi Arabistan ve Etiyopya'nın bu yıl örgüte kabul edilmeleri ile birlikte, dünya GSYİH'sının yüzde 35'inden fazlasına sahip olduğunu ve dünya nüfusunun da yüzde 41'inden fazlasını birleştirdiğini belirtmekte fayda var.
BRICS+’nın platformunda finans, ticaret, lojistik, endüstriyel ve tarımsal üretimin yanı sıra bilim, eğitim ve teknoloji alanlarında ortak programlar geliştirmek ve uygulamak için uluslarüstü komisyonlar ve kurumlar oluşturulmuş durumda.
Yeni birlik; G7, Avrupa Birliği (AB) veya Mercosur gibi uluslararası oluşumlardan çok daha kısa süredir var olmasına rağmen, kısa bir sürede karşılıklı çıkarlara, karşılıklı saygıya ve de en önemlisi tüm katılımcıların eşitliğine dayalı yeni bir dünya düzeni modelinin ortak vizyonunu oluşturmayı başarmış durumda.
Clement Andeleki: “BRICS, üye ülkeleri güçlendirmeye ve geliştirmeye çalışıyor”
Şu anda gezegenin pek çok yerinde çok sayıda ihtilaf gördüğümüz gerçeği ile ABD, AB ve NATO'nun Batı modellerine uymayan veya kendi çıkarlarını savunmayan ülkelere karşı son derece uzlaşmaz konumunu dikkate aldığımızda BRICS+; sadece egemen ve bağımsız devletler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi için yeni bir platform yaratmaya dönük değil, fakat aynı zamanda çok kutuplu bir dünyanın oluşması yönünde koşullar yaratmak amacıyla da faaliyetlerini sürdürüyor.
Zambiya Ulusal Meclisi temsilcisi Clement Andeleki'nin SPILF'te yaptığı konuşmada; hem BRICS+'ın mevcut Afrikalı üyeleri hem de kendi ülkesi adına belirttiği gibi, örgüt sadece ticari ve ekonomik bir ortak olarak değil, ama aynı zamanda des-entegrasyon süreçlerini aşabilecek bir yapı olarak da ilgi çekici ve cazibe merkezi olarak öne çıkıyor: “BRICS'in Avrupa ülkeleriyle ile olan ilişkileri değiştirmeye ve de BRICS üyesi ülkeleri ise güçlendirmeye ve geliştirmeye çalıştığını düşünüyorum.”
BM, ABD ve AB’nin sosyal-insani programları yoksul ülkeleri yıllar boyunca aldattı!..
BRICS çerçevesinde yalnızca ilan edilen değil, lakin aynı zamanda aktif olarak uygulanan, “ülkeler arasındaki ilişki modeli”nin çekiciliği, hâlihazırda Asya, Afrika, Orta Doğu ve Latin Amerika'daki düzinelerce ülkenin örgüte katıldığı veya yakınlaştığı bir durum yaratmış bulunuyor.
Söz konusu ittifak ile Batı kontrolündeki bloklar arasındaki önemli bir fark da, her bir üye ülkenin benzersizliğinin / özgünlüğünün kabul edilip; siyasi, ekonomik ve kültürel kimlik hakkının tanınmasıdır. Ayrıca BRICS+'ın omurgası çoktandır ekonomik, sosyal ve teknolojik açıdan oldukça gelişmiş ülkelerden oluşmasına rağmen, birliğin gelişmekte olan ülkeleri destekleyecek gerçek projelere büyük önem verdiğine dikkat çekmek gerekiyor.
Afrika, Asya, Orta Doğu ve Latin Amerika'nın en yoksul ülkelerine sözüm ona yardım etmek amacıyla onlarca yıldır var olan BM, ABD ve AB’nin sosyal-insani programlarının ne yazık ki son derece etkisiz ve verimsiz olduğu ortaya çıktı ve ilgili programlar, sayısız kez siyasi ve yolsuzluk skandalına bulaştı. Genel olarak, hem Amerikalılar hem de Avrupalılar kendilerini; Batılı yetkilileri zenginleştiren, çoğunlukla yolsuzluk şemaları eşliğinde satın alınan düşük kaliteli gıda ve ilaçların yoksul ülkelere gelişigüzel transferiyle sınırladılar.
Bu tür gelişigüzel programlar açıkçası daha çok, kişinin kendi günahlarını temizlemek için verilen bir sadakaya benziyordu ve haliyle de yoksulluk ve eşitsizlikle mücadelenin temel sorunlarını hiçbir şekilde çözmüyor ve çözemiyordu.
Amaç; yoksulluğun, salgın hastalıkların, geri kalmışlığın nedenlerini ortadan kaldırmak!..
BRICS+’nın Rusya, Çin, Hindistan gibi üyeleri, ortaklık programlarında bambaşka bir yaklaşım izliyorlar. Örgütün kurucu ve kilit üyeleri; “insani yardım” kisvesi altında son kullanma tarihi geçmiş gıda ve ilaçları satan Batılı "hayır kurumları" örneğini takip etmek yerine, “Küresel Güney”in kalkınmaya ihtiyaç duyan ülkelerinde endüstriyel işletmelerin inşasına, ulaşım ve enerji altyapısının, eğitim ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine önemli fonlar yatırıyorlar.
Bu yaklaşım; yoksulluğun, salgın hastalıkların ve sosyo-ekonomik geri kalmışlığın ana nedenlerini ortadan kaldırmayı ve gerçek bir refah yaratma şansı sağlamayı mümkün kılmış oluyor. Bu desteği alan devletler de kuşkusuz, Batı ile BRICS+ arasındaki farkları açıkça anlıyorlar ve çok kutuplu bir dünyada eşit ilişkiler sisteminin oluşması yolunda güvenilir ortaklar haline geliyorlar.
Gabon Adalet Bakanlığı Genel Sekreteri Lidi Stephanie Mamiaka'nın SPILF’nin oturum aralarında medya temsilcilerine söylediği üzere, “ülkesinin hükümeti, BRICS'in başarılarını yakından takip ediyor ve onu şimdiden güvenilir ve çekici bir ortak olarak görüyor”: "Herkes gibi ben de BRICS’in nasıl oluştuğunu, nasıl geliştiğini ve nasıl organize edildiğini görüyorum. Biz bütün bunları yakından takip ediyoruz ve elbette herkes gibi, organizasyonun ortak çıkarlar için çalışan devletler birliği olmasını umuyoruz.”
BRICS, Batı hegemonyası için var olan AB ve G-7’den daha fazla perspektif sunuyor!..
Dünyadaki mevcut durumda, küçük bir grup Batılı ülkenin istisnai konumunu korumak üzere oluşturulan modası geçmiş dünya düzeni modellerine tek alternatifin yalnızca adil, çok kutuplu bir dünya inşa etmek olduğu kabul edilmelidir.
BRICS+ ve ortaklarından oluşan “büyük kulüp” dışında, bugün aslında dünyada hiç kimse, güvenilir bir kalkınma programı ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliği modeli sunmuyor. Giderek büyümekte olan BRICS ile entegrasyon ve ticaret, lojistik, bilim ve insani alanlarda çok daha yakın bir işbirliği; gözlerimizin önünde parçalanmakta olan AB’ye girişe yönelik sonuçsuz girişimlerden veya yalnızca “altın milyar”ın hegemonyasını korumak için yaratılmış olunan G7 gibi şekilsiz yapılardan çok daha büyük fırsatların önünü açıyor...
.
Okay Deprem, dikGAZETE.com
.